Mesajı Okuyun
Old 18-08-2006, 13:52   #11
ibreti

 
Varsayılan

Aşağıda sunduğum karara bakılır ise Yargıtay, avukatın kendi müvekkilinden talep edebileceği akdi vekalet ücretinde bile değeri para ile ölçülebilen davalarda bile hükümde esas alınan değer üzerinden avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğini, yeniden değerleme yapılamayacağını kabul etmiş..

T.C.

YARGITAY

13. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/7771

K. 2005/15757

T. 24.10.2005

• AVUKATLIK ÜCRET SÖZLEŞMESİNE DAYALI ALACAK TALEBİ ( Dava Değerinin Belli Bir Oran Olarak Kararlaştırılan Avukatlık Ücreti Mahkemece Esas Alınan Ve Kararla Kesinleşen Dava Değerine Göre Belirlenmesi Gereği )

• DAVA DEĞERİNİN BELLİ BİR ORAN OLARAK KARARLAŞTIRILAN AVUKATLIK ÜCRETİ ( Mahkemece Esas Alınan Ve Kararla Kesinleşen Dava Değerine Göre Belirlenmesi Gereği - Tapu İptali Ve Tescil Davası )

• TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI ( Dava Değerinin Belli Bir Oran Olarak Kararlaştırılan Avukatlık Ücreti Mahkemece Esas Alınan Ve Kararla Kesinleşen Dava Değerine Göre Belirlenmesi Gereği )

1136/m. 163, 164

ÖZET : Dava, avukatlık ücret sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmede, takip edilecek tapu iptali ve tescil davası için dava değerinin % 7 si avukatlık ücreti olarak kararlaştırılmıştır. Tapu iptali ve tescil davasının yargılaması sırasında taşınmazın değeri tespit edilmiş ve mahkemece verilen karar kesinleşmiştir. Bu aşamadan sonra taraflarca müddeabihin değerinin kesinleşen kararda belirlenen miktardan az veya çok olduğu ileri sürülemez. Kesinleşen karardaki dava değeri üzerinden avukatlık ücretinin hesaplanması gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki vekalet ücreti alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat H.B.Ş. ile davacı vekili Avukat N.G.A.'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 17.05.2000 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi gereğince davalılar aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasında vekillik görevini üstlendiğini, davanın davalılar lehine karara bağlanıp kesinleştiğini, ancak vekalet ücretinin ödenmediğini belirterek taşınmazın gerçek değeri 650.000 USD'nin % 7'si olan 45.500 USD vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davacı ile yapılan ücret sözleşmesi gereği, dava değerinin % 7'si olan 3.500.000.000.- TL'nın davacıya ödenmesi konusunda anlaştıklarını, ücretin 500.000.000.- TL'sının ödendiğini, kalan 3.oo0.000.000.-TL'nın da talep edildiğinde derhal ödeneceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, tapu iptal ve tescil davasının açıldığı 08.05.2000 tarihi itibariyle taşınmazın bilirkişice belirlenen değerin 344.076.495.oo0.-TL olduğundan avukatlık ücreti sözleşmesi gereğince dava değerinin % 7'si olan 24.085.354.000.-TL'nın davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Taraflar arasındaki 17.05.2000 tarihli avukatlık ücreti sözleşmesi gereğince, Pendik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde davalılar aleyhine açılan davada, davanın bitiminde ve kazanılması halinde 500.000.000.-TL'sı peşin olmak üzere dava değerinin % 7 sinin davacıya vekalet ücreti olarak ödenmesi kararlaştırılmıştır.
Uyuşmazlık, davacıya ödenecek vekalet ücretinin hesabında dava değerinin ne olduğu konusundadır. Davalılar aleyhine Pendik 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan tapu iptal ve tescil davasında harca esas değer 50.000.000.- TL gösterilmiş ve bu miktar üzerinden nispi harç yatırılmıştır. Davalılar vekili Avukat H.D.'nin cevap dilekçesinde müddeabihin değerinin düşük gösterildiğinden bahisle itirazda bulunması üzerine de davacı taraf müddeabihin değerinin 200.000.000.000.- TL olduğu belirtilerek bu miktar üzerinden eksik harcı yatırmıştır. Mahkemece de müddeabihin değeri 200.000.000.- TL kabul edilip yargılama yapılmış ve davanın reddine karar verilmiştir. Bu karar davacı tarafça temyiz edilmiş, ancak davalılar vekilince temyiz edilmemiştir. Karar Yargıtay I. Hukuk Dairesi'nce onanmış ve karar düzeltme talebi de reddedilerek kesinleşmiştir. Bu durumda müddeabihin değerinin 200.000.000.000.- TL olduğu kesinleşmiştir. Bu aşamadan sonra tarafların müddeabihin değerinin kesinleşen kararda belirlenen 200.oo0.000.000.-TL'den az veya çok olduğunu ileri sürmeleri mümkün değildir. Mahkemece kesinleşen 200.000.000.000.- TL üzerinden vekalet ücreti belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ : ( 1 ) Nolu bentte gösterilen nedenlerle davacının temyiz, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davalılar lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 400.- YTL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 24.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.