Mesajı Okuyun
Old 04-06-2010, 20:30   #3
wellan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşımın belirtmiş olduğu üzere;itirazın iptali davası(İİK 67/2) ile itirazın kaldırılması davası(İİK 68) farklı niteliktedirler ve bu konuda doktrin ve yargıtay uygulamalarında içtihat ve görüş birliği bulunmamaktadır.Ancak;Baki Kuru hocanın görüşüne göre eda davasıdır yani hem itirazın bertaraf edilmesini hemde takibe devam edilerek takip konusu alacağın ödenmesi talep edilmektedir.Ayrıca genel mahkemelerde açılan bir dava olduğundan diğer alacak davalarından talep bakımından farklıdır.İtirazın kaldırılması davasında ise basit yargılama usulü uygulanır ve dar bir inceleme mevcuttur yani icra hakimi md.68 anlamında belgelerin var olup-olmamasına göre hüküm vermektedir.Bu anlamıyla itirazın kaldırılması davası bir anlamda tespit davası(borçlunun itirazında haklı olmadığı-kaldırıldığı) niteliğindedir.Uygulama birliği olmaması sebebiyle kişisel yorumum doğrultusunda itirazın iptali davası itirazın kaldırılması davasından daha geniş(talep ve nitelik bakımından) olduğundan dolayı;itirazın iptali davası ikame edenin itirazın kaldırılması davası ikame etmesinde hukuki bir yarar bulunmadığını düşünüyorum.Kısacası "azı kapsayan çoğu da kapsar" kuralının uygulanarak çözüme gidilmesi gerektiği kanaatindeyim.Bu konuda uzun ve gerekçeli açıklamaları Baki Kuru,Ejder Yılmaz,Ramazan Arslan,İcra İflas Hukuku,Seçkin Yayınları eserinde bulmanız mümkündür.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.