Mesajı Okuyun
Old 07-03-2007, 19:31   #5
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

Merhabalar,
Alo şiddet hattı elbette şiddetin önlenmesinde ve sonrası için etkin önlemler alınmasında önemli bir araç.

Fakat kadına yönelik şiddet sadece telefon ihbarı ile çözülecek bir konu değil.

Olması gereken ilgili bütün birimlerin koordineli ve ortak bir anlayış ile birlikte çalışması ve konunun gerektirdiği altyapı ve donanımın yeterli olmalıdır.

Örneğin,alo şiddet hattından gelen bir ihbar,kolluğu harekete geçirebilmeli,derhal müdahale edebilmeli,kolluk bu müdahalesinde şiddetin önlenmesine ilişkin eğitim almış olmalıdır.

Eşler arasındaki ilişkilere karışılmaz diyebilen bir kolluk görevlisi daha baştan sistemin karşısında yer alacaktır.

Diğer yandan şiddete uğrayan kadının bir sığınmaevine yerleştirilmesi gerekiyorsa,her zaman hazır bir kapasitenin bulunması gerekmektedir.

Belediyeler kanununa göre her 50 000 nüfusa bir sığınmaevi açmak gerekliliği şimdiye kadar yerine getirilmemiştir.

Şiddet bir hakkın ihlal edilmesidir ve kadının hukuki yardıma ihtiyacı olabilir.Derhal dava açması da gerekmez.Haklarının ve olanaklarının neler olduğunu bilmeli ve kararını verebilmek için yeterli veriye sahip olmalıdır.

Halen kolluğa başvuran kadınlara CMK gereğince bir avukat ataması isteme hakkı yeteri ve kadının anlayabileceği biçimde hatırlatılmamakta ve bu hak fiilen kullanılamamaktadır.Ayrıca Adli Yardım olanakları da kadınlarca bilinmemektedir..

Şiddet nedeni ile kadının tıbbi yardıma ihtiyacı olabilir.Başvurulacak merkezler şiddet konusunda duyarlı ve eğitimli olmalı ve bir yandan şiddet mağduruna tıbbi-psikolojik destek sunarken diğer yandan şiddetin delillerini usulüne uygun biçimde saklamayı da gerçekleştirmelidir.

Mevcut uygulamada kadına yönelik şiddet bir çok durumda sağlık personelince tanınmamakta ve verilerin tespiti ve saklanmasında ciddi sorunlar yaşanmaktadır.

Şiddetin soruşturulması ve kovuşturulması hızlı,etkin ve güvenilir olmalıdır.

Mevcut durumda kolluk aile içi şiddeti res'en Savcılığa bildirmemekte ,savcılar eğer bir bildirim olmuşşsa derhal aile mahkemesine başvuruyu yapmamaktadır.Daha da vahimi şiddete ilişkin şikayetler mevcut iş yükü nedeni ile sürüncemede kalabilmektedir.Olay üzerinden 8-10 ay geçmesine karşılık henüz dava açılmamış vakalara rastlanmaktadır.Bu da etkin iç hukuk yoluna başvurabilme hakkının ihlalidir.

Şiddet kadına yöneldiğinde çocuklara ve gençlere de yönelebilir.Bu durumda çocuk ve gençlik birimlerinin olayda paydaş olması ve gerekli önlemleri almasına olanak tanınmalıdır.

Mevcut durumda ancak basına yansımış vahim olaylarda bu tür korumaların sağlandığına tanık olunmakta ve iş saatleri dışında bu olanaklar çocu kez kullanılamamaktadır.

Yapılacak her iş mali bir karşılığı gerektirmektedir.

Mevcut durumda kadına yönelik bütçeden her hangi bir pay ayrılmış değildir.İyiniyet yeterli değildir.

Sonuç olarak şiddete karşı mücadele kararı ulusal bir eylem planı çerçevesinde kararlı biçimde yapılması gereken bir sorumluluktur.

Saygılar