Mesajı Okuyun
Old 12-10-2010, 15:43   #4
üye32062

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Ceza Genel Kurulu

Esas: 2009/5-44
Karar: 2009/189
Karar Tarihi: 07.07.2009

ÖZET: Eylemli uyma ve yeni hüküm niteliğinde olup henüz Özel Daire denetiminden geçmemiş olan hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün görülmediğinden, dosyanın incelenmek üzere Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.

(1136 S. K. m. 164)

Dava: Davacı D.....B....’ın; haksız tutuklama nedeniyle yoksun kaldığı sosyal güvenlik ödenceleri, ödemiş olduğu avukatlık ücreti ve sair giderlere karşılık 10 milyon lira maddi ve 40 milyon lira manevi tazminatın, haksız tutuklama tarihinden itibaren yasal faizi ve yargılama gideri ile birlikte davalıdan alınarak kendisine verilmesi için 466 sayılı Yasa uyarınca açtığı davanın yapılan yargılaması sonunda, <Davacı D.....B.....’ın 1625 YTL maddi ve 19700 YTL manevi tazminat talebinin kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine, 1.000 YTL dava dilekçesi yazma ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine> ilişkin, A...... 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 20.07.2006 gün ve 13-259 sayılı hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosyayı inceleyen Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nce 27.05.2008 gün ve 281-5280 sayı ile;

<…1) A..... 1. İdare Mahkemesi’nin 2002/1015 Esas 2003/438 Karar sayılı hükmüyle davacının tutuklu kaldığı dönemde maaşında 1/3 oranında yapılan kesintinin ödenmesine karar verildiği ve idarece de bu yönde işlem yapıldığı halde maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi,

2) Hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle, zenginleşme sonucu doğurmayacak şekilde, hak ve nasafet kurallarına uygun makul ve makbul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, bu ölçütlere uymayacak miktarda fazla manevi tazminata hükmedilmesi,

3) 466 sayılı Yasa uyarınca haksız tutuklama tazminatı başvurusunda, davada uygulanması gereken 4 Aralık 2005 gün ve 26013 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi’nin 13. maddesinin 4. fıkrası gereğince, davanın reddedilen kısmı üzerinden tarifenin 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca tarifenin 3. kısmına göre davacı lehine belirlenen ücreti geçmeyecek şekilde davalı yararına avukatlık ücretleri tayini gerektiği ve vekalet ücreti hükmolunacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi…> isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

A..... 7. Ağır Ceza Mahkemesi ise 20.10.2008 gün ve 282-271 sayı ile bozma kararına karşı direnildiğini belirtmekle birlikte;

<…Davacı vekili tazminat istemine ilişkin dilekçesinde memur olan müvekkiline tutuklu olduğu sürece maaşının 2/3'ünün ödendiğini beyan etmiş ise de A..... 1. İdare Mahkemesi’nin 2002/1015 Esas 2003/438 Karar sayılı hükmüyle davacının tutuklu kaldığı dönemde maaşında 1/3 oranında yapılan kesintinin ödenmesine karar verildiği ve ilgili idarece de bu yönde işlem yapıldığı, Mahkemenin kararına dayanılarak tüm alacaklarının davacıya ödendiği anlaşılmıştır.

Davacının yargılandığı ve beraat ettiği tazminat talebinin konusunu oluşturan davada kendisini avukat ile temsil ettirdiği anlaşılmakla beraat kararı verildiği tarihteki avukatlık asgari ücret tarifesinde Ağır Ceza Mahkemeleri için öngörülen asgari maktu vekalet ücreti olan 480 YTL harcama yapmak zorunda kalması nedeniyle bu miktarın hazineden alınıp davacıya maddi tazminat olarak verilmesi, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca davacının sosyal ve ekonomik durumu, mesleği, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklu kaldığı süre gözetilerek 9.850 YTL manevi tazminatın kabulü ile fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir> gerekçesiyle,

<…1- Davacının haksız tutuklamaya ilişkin maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 480 YTL maddi tazminatın davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

2- Davacının haksız tutuklamaya ilişkin manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.850 YTL manevi tazminatın davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

3- Hükmedilen maddi ve manevi tazminata ayrı ayrı davacının haksız olarak tutuklandığı 24.10.1996 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,

4- 1.239.60 YTL vekalet ücretinin davalı hazineden alınıp davacıya verilmesine,

5- Haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında ancak davanın tamamen reddi halinde davalı hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, davacının tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verildiğinden davalı hazine lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,

6- Harç alınmasına yer olmadığına,

7- Yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına…> karar verilmiştir.

Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının <onama> istemli 12.02.2009 gün ve 4445 sayılı tebliğnamesi ile Ceza Genel Kuruluna sunulan dosya, Yargıtay Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

Türk Milleti Adına

Karar: Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, maddi ve manevi tazminat miktarlarının belirlenmesi ve davalı lehine vekalet ücreti verilip verilmeyeceğinin tespitine ilişkin ise de; kararın yeni bir hüküm mü, yoksa direnme kararı mı olduğu konusunun öncelikle çözümlenmesi gerekmektedir.

Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;

a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,

b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,

c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,

d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle ya da sonradan yürürlüğe giren yasa maddeleri uygulanarak yeni ve farklı hüküm kurmak,

Suretiyle verilen hüküm; özde direnme hükmü olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.

İncelenen dosyada;

Yerel Mahkemece bozma kararına karşı direnildiği belirtilmiş ise de; ilk hükümde 1625 lira maddi ve 19.700 lira manevi tazminatla, davacı lehine 1000 lira dilekçe yazma ücretine hükmedilip, davalı hazine lehine vekalet ücreti verilip verilmeyeceği yönünde hiçbir karar verilmezken; direnme hükmünde bozma kararı da gözetilmek suretiyle 480 lira maddi ve 9850 lira manevi tazminatla 1.239.60 lira davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi ve haksız tutuklamadan kaynaklanan tazminat davalarında ancak davanın tamamen reddi halinde davalı hazine vekili lehine vekalet ücreti verilebileceği gerekçesiyle davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi suretiyle; bozma ilamının (1), (2), (3) ve (4) numaralı nedenlerine eylemli olarak uyulduğu, (5) nolu bozma nedeni ile ilgili olarak da yeni bir hüküm verildiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla, eylemli uyma ve yeni hüküm niteliğinde olup henüz Özel Daire denetiminden geçmemiş olan hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün görülmediğinden, dosyanın incelenmek üzere Özel Dairesine gönderilmesine karar verilmelidir.

Sonuç: Açıklanan nedenlerle;

Dosyanın saptanan eylemli uyma ve yeni hüküm nedeniyle temyiz incelemesi için Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.07.2009 günü yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları