Mesajı Okuyun
Old 14-02-2013, 01:44   #10
Prof. Dr. Elif Sonsuzoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan safoli
Anayasa Mahkemesine eşitlik ilkesinin zedelendiğinden bahisle bireysel başvuru denenmeli.

Eşitlik eşitler arası ilişkilerde mümkündür. Doçent ya da Profesör ünvanı olanla olmayanı eşit değerlendiremeyiz. Bilimsel özerklik gereği, ünvanların kazanılması da çalıştıkları kurum amirine bağlı olmayıp, her biri 5 farklı üniversite öğretim üyesinden oluşan jürilerden gecerek ünvanlar alınmaktadır.

Yani terfiler polislik ya da öğretmenlikte olduğu gibi sicil amirine baglı değildir. Bu nedenle kurumlarına karşı bir davada da avukatlık yapmalarında sakınca bulunmamaktadır.

Diğer yandan, sadece bu tartışmanın açıldığı 2010 itibariyle sadece 5 yıllık kıdemli doçent ve profesörler üniversitede yarı zamanlı çalışma hakkına sahiptir ve bu kadroya geçtiklerinde maaşlarının 2/3 ü kesilir, ünv dışındaki zamanlarda avukatlık yapabilirlerdi. Diğer meslek mensupları olan, öğretmen yada polis kamuda part time çalışamamaktadır. Tam zamanlı olarak kamu görevini seçmek ya da her türlü özel iş yapmak için kamu görevinden ayrılmak zorundadır.

Doçent ve prof.lere ek iş yapma imkanı sağlanmamış olsaydı, tamamı ünv. den ayrılırlardı ve bilim kurumları yüksek ünvanlı hocaları kaybederdi zira verilen bir aylık maaş bir dava ücretinin altındadır.

Günümüzde ise, ünv. öğretim üyelirinin tamamı için part time uygulaması kaldırılırak, 5den sonra özel iş yapma imkanı bulunmaktadır. Kamu oyu bu durumu öğretim üyesi hekimler için gayet iyi bilmektedir. Ancak prof. ya da doç. olmayan devlet veya ssk hastahanesi hekimleri için de 5 den sonra muayenhane imkanı bulunmamaktadır. Amaç kamu yararı için gerekli olan hocaları üniversitelerin kaybetmemesini sağlamaktır. Zira ayrıldıklarında 22 yaşında yeni mezun bir öğretmen ya da polis bulunabilirken bir açıkta bekleyen işsiz doçent ya da profesör bulmak pek mümkün değildir.