Mesajı Okuyun
Old 11-10-2008, 18:36   #6
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Sayın av.knel,
Çocuğun nüfus kütüğüne kaydedilmemesi tanımaya engel oluşturmaz diye düşünüyorum. Mahkemeye yapılan yazılı başvuru üzerine veya nüfus müdürlüğüne yapılacak açıklama ile baba ile çocuk arasında soybağı kurulur. Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun ilgili hükmü aşağıdadır:
Tanıma işlemi
MADDE 28- (1) Tanıma; babanın yazılı başvurusu üzerine mahkemede yapılmışsa mahkeme tarafından, notere başvurusu üzerine düzenlenen senetle yapılmışsa noter tarafından tanımanın yapıldığı tarihten itibaren on gün içinde nüfus müdürlüğüne bildirilir.
(2) Tanımanın babanın vasiyetnamesindeki beyanla yapılması durumunda nüfus müdürlüğüne bildirim, vasiyetnameyi açan hâkim tarafından yapılır.
(3) Nüfus memuruna yapılan tanıma beyanı ise doğrudan aile kütüklerine tescil edilir.
(4) Tanınan çocuklar babalarının hanesine baba adı ve soyadı ile analarının kimlik ve kayıtlı olduğu yer bilgileri belirtilmek suretiyle tescil edilir.
(5) Yurt dışında yapılan tanıma işlemlerine ait bildirimler dış temsilciliklere veya Türkçeye tercüme edilip, onaylanmış olmak kaydıyla yurt içinde nüfus müdürlüklerine yapılabilir.

Nüfus Müdürlüğüne doğan çocuğu bildirim hakkı öncelikle veli, vasi, kayyıma aittir, bunların bulunmaması halinde büyükana, büyükbaba veya ergin kardeşler ya da çocuğu yanında bulunduranlar yetkilidir. Evlilik dışında doğan çocuğun velisi sadece anne olduğundan anne gereğini yerine getirmiyorsa mahkemeden kayyım atanmasını istemek gerekir. Atanacak kayyım çocuğun doğumunu yasaya uygun olarak bildirmekle yükümlüdür.

Eğer velayet davasını açmayı düşünüyorsanız kanımca velayet davasında çocuğun temsilini bağımsız olarak sağlayabilmek için ve anne ile çocuğun yararları çatıştığı için kayyım atanması yararlı olacaktır, kayyım atanmasını isteyebilirsiniz. Dolayısıyla atanan kayyım gerekli diğer işlemleri de yapmakla yükümlü hale gelir.

Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun ilgili hükümleri aşağıdadır:
Bildirim yükümlülüğü ve süresi
MADDE 15- (1) Sağ olarak dünyaya gelen her çocuğun, doğumdan itibaren Türkiye'de otuz gün içinde nüfus müdürlüğüne, yurt dışında ise altmış gün içinde dış temsilciliğe bildirilmesi zorunludur.
(2) Bildirim; veli, vasi, kayyım, bunların bulunmaması halinde, çocuğun büyük ana, büyük baba veya ergin kardeşleri ya da çocuğu yanında bulunduranlar tarafından, doğumu gösteren resmî belgeye dayanarak yapılabileceği gibi sözlü beyana dayalı olarak da yapılabilir.
(3) Yurt dışındaki doğum bildirimleri, yabancı makamlardan alınmış resmî belge veya raporun dış temsilciliğe verilmesi veya çocuğa konulan adın belirtildiği dilekçe ve ana ile babanın tam kimlik bilgileri ile nüfusta kayıtlı oldukları yeri gösteren belgelerle birlikte dış temsilciliğe gönderilmesi suretiyle de yapılabilir. Dış temsilcilik bildirim tarihi olarak evrakın postaya verildiği tarihi esas alarak düzenleyeceği doğum tutanağını nüfus müdürlüklerine göndermekle yükümlüdür.
(4) Doğumla ilgili yapılan bildirimler nüfus müdürlüklerince doğum tutanağına geçirilir.
(5) İlgilinin herhangi bir belge ibraz edememesi halinde sözlü beyanı esas alınarak bildirim tutanaklara geçirilir ve doğum tutanakları bildirimi yapan ile görevliler tarafından imzalanır.
(6) Ölü doğan çocuklar aile kütüğüne yazılmaz. Bir doğumda birden ziyade doğan çocuklar doğuş sırasıyla yazılırlar.

Saygılarımla