Mesajı Okuyun
Old 24-12-2006, 15:24   #5
Tiocfaidh

 
Varsayılan

Tartışılmasında ve üzerinde kafa yorulmasında yarar olan güzel bir konu açılmış. Sanırım böylece avukatların ülkede maruz kaldığı nicelik enflasyonu ve nitelik erozyonuna çözüm için alternatif görüşler de çıkacaktır bu konu içinde.

"Hukuk fakültesinden mezun olan bir kişi neden avukat olmak ister?" sorusuna verilecek cevapta sunulacak sebep sayısı sorunun muhatabı olan kişiye göre değişebilir. Kimisi üç, kimisi beş, kimisi yedi veya on gerekçe gösterebilir bu mesleği neden seçtiği konusunda. Ancak cevap sayısı her kaç olursa olsun ilk sebep(küçük istisnalar dışında) serbest çalışma ve kendi işinin patronu olma; kısaca özgür olma arzusudur. Oysa üniversite, hatta lise yıllarından beri hayali kurulan bu özgür çalışma arzusu "oğlum/kızım, büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna bilinçsizce verilen "avukat" cevabının gerekçesi olmaktan daha öteye gitmez çoğu zaman. Türkiye'de her geçen gün biraz daha kötüye giden piyasa şartlarından haberdar olmayan kişiler için filmlerde görülen 'o' kendi ofisinde hiç kimseden direktif ve onay almadan çalışan, bol para kazanan ve özgürlüğünün tadını çıkaran avukat profili vardır sadece. İşte bu yüzden 'avukat' demek 'şahsi ofis', 'bol kazanç' ve tabi ki 'özgürlük' demektir Türkiye'de avukatlığı sadece filmlerden tanıyan bu kişiler için. Oysa filmlerde ve idealdeki gelişmiş ülkelerde var olan bu manzaranın aksidir Türk avukatlarının içinde bulunduğu durum. Her bin kişiye bir avukatın düştüğü ve dolayısıyla para kazanmanın arzudan çok bir kaygı halini aldığı, hukukun bir piyasa; daha da kötüsü paylaşılmak istenmeyen bir rant haline geldiği Türkiye'de serbest çalışmak ve bahsettiğimiz o özgürlüğün tadını çıkarmak pek mümkün değildir genç bir avukat için. Çünkü 'serbest çalışmak' artık arzudan da öteye gitmiş, bir fantazi halini almıştır ve ekonomik kaygılarla hareket eden avukat için fantaziler dünyasında vakit geçirmek beyhude bir uğraş olmuştur. Yapılması gereken hayalleri gerçekleştirmek değil, ayakta kalma mücadelesi vermektir. Bunun yolu da mümkün olduğunca erken şekilde iş yoğunluğu olan bir ofiste veya şirkette iş başı yapmak ve komik bir rakam da olsa gelir sahibi olmaktır.

Her yıl 6.000'e yakın hukuk mezununun arz edildiği ülkemizde, genç avukatlarca kaçınılmaz şekilde yaşanan bu sorunlar 'bağlı avukatlık'ın Türkiye'de neden zorunlu bir çalışma modeli olduğunu gözler önüne sermeye yeterlidir.

Herkese kolaylıklar dilerim.