Mesajı Okuyun
Old 26-04-2009, 00:36   #44
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi

Esas: 2008/13455
Karar: 2009/1921
Karar Tarihi: 10.02.2009

ÖZET: Dava dilekçesinde davalıların evlilik dışı birlikteliğinin resmi nikahlı eş olan davacının kişilik değerlerine zarar verdiği iddiası ile manevi tazminat istenilmiştir. Davalılar arasında uzun süredir devam ettiği anlaşılan evlilik birlikteliğinin resmi nikahlı eş olan davacının sosyal kişilik değerlerine zarar verir. Her iki davalı hakkında da uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilerek karar verilmesi gerekir.

(4787 S. K. m. 4) (818 S. K. m. 41, 49)

Dava: Davacı Ş.C. vekili Avukat H.K.'dan, davalı G.G. vd. aleyhine 28.02.2006 gününde verilen dibekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemece davanın reddine dair verilen 29.05.2008 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi dava vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 10.02.2009 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Dava, davalı eş M.C. ile davalının evlilik dışı birlikte yaşama eylemi nedeniyle manevi tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece davalı eş ile ilgili davada aile mahkemesinin görevli olduğuna, diğer davalı hakkında ise davanın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun’un 4. maddesine, göre; Aile mahkemeleri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Üçüncü Kısım hariç olmak üzere İkinci Kitabı ile 3.12.2001 tarihli ve 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’a göre aile hukukundan doğan dava ve işlere bakmakla görevlidir. Dava konusu olay ise, anılan yasalar kapsamındaki bir uyuşmazlık olmayıp, davalı eşin haksız eylem niteliğinde davranışından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, davalı eşin BK’nun 41 ve 49. maddesi kapsamındaki haksız eylemi nedeniyle açılan davaya genel hükümler uyarınca asliye hukuk mahkemesinde bakılmalıdır. O halde mahkemece her iki davalı hakkında da işin esasının incelenmesi gerekir. Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan olayın özelliklerine uymayan biçimde davalı eş hakkında yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması bozma nedenidir.

Diğer taraftan; dava dilekçesinde davalıların evlilik dışı birlikteliğinin resmi nikahlı eş olan davacının kişilik değerlerine zarar verdiği iddiası ile manevi tazminat istenilmiştir. Dava dilekçesinde davalılar arasındaki bu birlikteliğin akraba-arkadaş ziyaretleri ile tarafların yakın çevrelerine kabul ettirme amaçlı davranışlarından söz edilmiş olması davanın sadece bu ziyaret olayına dayanılarak açıldığının kabulünü gerektirmez. Davalılar arasında uzun süredir devam ettiği anlaşılan evlilik birlikteliğinin resmi nikahlı eş olan davacının sosyal kişilik değerlerine zarar verir. O halde her iki davalı hakkında da uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilerek karar verilmesi gerekir. Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10.02.2009 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

(KAYNAK Av. Çiğdem ARMUTLU)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları