Mesajı Okuyun
Old 20-11-2006, 17:47   #13
ayseunluce

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/95
K. 2006/504
T. 6.2.2006
• TEDBİR NAFAKASI ( Anne Yanında Kalan Müşterek Çocuk İçin Ayrı Yaşamada Haklılık Unsuru Aranmaksızın Tedbir Nafakası Tayin Edilmesi Gereği )
• ANNE YANINDA KALAN MÜŞTEREK ÇOCUK ( Ayrı Yaşamada Haklılık Unsuru Aranmaksızın Tedbir Nafakası Tayin Edilmesi Gereği )
• HAKLILIK UNSURU ( Anne Yanında Kalan Müşterek Çocuk İçin Ayrı Yaşamada Haklılık Unsuru Aranmaksızın Tedbir Nafakası Tayin Edilmesi Gereği )
4721/m. 185, 186, 197
ÖZET : Dava, ayrı yaşama hakkına dayalı olarak davacı eş ve müşterek çocuk için tedbir nafakası talebine ilişkindir. Davacı eş, davalı kocasının alkol müptelası olduğunu, kendisini sürekli dövdüğünü, ailesiyle ilgilenmediğini, bu nedenle müşterek çocuğunu alıp ailesinin yanına sığındığını, ayrı yaşamakta haklı olduğunu iddia etmiştir. Dosya kapsamından davacının ayrı yaşamakta haklı olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki, davacı annenin yanında kalan müşterek çocuk için tedbir nafakasına hükmedilebilmesi için ayrı yaşamada haklılık unsuru aranmaz. Müşterek çocuk için her halükarda nafakaya hükmedilmelidir. Davacının herhangi bir geliri de bulunmadığından davacı ve müşterek çocuk için uygun miktarda tedbir nafakasına karar verilmelidir.

DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davada, ayrı yaşama hakkına dayalı olarak davacı ve müşterek çocuk için tedbir nafakası istenilmiş, mahkemece iddianın kanıtlanmadığı gerekçesi ile istemin reddine karar verilmiştir.

HUMK'nun 240. maddesine göre, kural olarak hakim ikame olunun delilleri serbestçe takdir eder.

Somut olayda davacı eş, kocası davalının alkol müptelası olduğunu, devamlı alkol alıp kendisini dövdüğünü, ailesiyle ilgilenmediğini, bunun sonucu müşterek çocuğunu da yanına alarak annesinin evine sığındığım, ayrı yaşama hakkı bulunduğunu iddia ederek, kendisi ve müşterek çocukları G. için tedbir nafakası istemiş, iddiasını ispatlamak için tanıklarını bildirmiştir. Mahkemece; davacı tanıklarının, davacının akrabaları olduğu ve taraftarın bulunduğu mahalden başka bir ilde oturmaları nedeniyle iddia olunan vakılarla ile ilgili görgüye dayalı bilgileri bulunmadığı, davalı tanığının ise taraftarın komşusu olduğu, görgüye dayalı bilgilerinin olduğu, beyanlarının daha samimi olduğundan bahisle davalı tanığının beyanı esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.

Oysa, davacı tanıklarının akraba olup olmaması, taraftarla aynı mahalde oturup oturmamaları, tarafsızlıklarına ve olayları görüp bilmelerine engel olmadığı gibi iddiaları doğrulayan davacı tanıklarının beyanları, davalı tarafından da herhangi bir itiraza uğramamıştır. Hükme esas alınan davalı tanığı K. beyanında "...davalının ara sıra alkol kullandığını" beyan etmiş, diğer davalı tanığı L. ise beyanında "...davacı E. bize gelerek davalıdan yakındı, kendi kendine müşterek haneden ayrılıp gittiğini bilahare duydum, daha önce bir kez daha gitmişti, iki ay durdu tekrardan müşterek haneye döndü" diyerek her iki davalı tanığı da, davacının ve davacı tanıklarının iddia ve beyanlarını doğrular nitelikte beyanda bulundukları da dikkate alınarak, davacının ayrı yaşamada haklı olduğu hususu sabit olduğu halde yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru değildir.

Kaldı ki, davacı annenin yanında kalan müşterek çocuk için tedbir nafakası hükmedilmesi için ayrı yaşamada haklılık hususu aranmaz, müşterek çocuk için her halükarda nafakaya hükmedilmelidir.

Mahkemece, dava tarihinden geçerli olmak üzere herhangi bir işi ve geliri olmayan davacı ve davacı yanında bulunan müşterek çocuk yararına Türk Medeni Kanunu'nun 185/3, 186/3, 197/2. maddeleri uyarınca TMK'nun 4. maddesinde bulunan hakkaniyet ilkesi de gözetilerek uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmelidir

SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

www.kazanci.com.tr