Mesajı Okuyun
Old 01-02-2007, 10:59   #5
Gamze Dülger

 
Varsayılan

İİK 337 . maddesi gereği icra ceza mahkemesi'nde görülür.
Ancak aşağıdaki kararın incelenmesinden sonra benim anladığım,yargılama sonucunda hapis cevazsı verilmesi ihtimali var ise şikayetin Cumhuriyet Savcılığı'na yapılması ve ve Savcının iddianame ile İcra Ceza Mahkemesi'nde dava açması gerektiği şeklindedir.
Bu konunun yeni-yeni-yeni yasal düzenlemelerle karmakarışık olduğu ve bu karışıklığın ise sayfaya yansıdığı da açık.

Bende artırıyorum.İddianame olmadan ceza mahkemesinde dava açılamaz.

Saygılarımla

T.C.

YARGITAY

8. CEZA DAİRESİ

E. 2005/10009

K. 2006/1229

T. 23.2.2006

• ŞİKAYET DİLEKÇESİ İLE DAVA AÇILMASI ( Sanık Hakkında İİK. Md. 333/a Gereği Hapis Cezasının Uygulanmasının Söz Konusu Olduğu - Yargılanmanın İddianame İle İcra Mahkemesine Açılacak Dava Üzerinden Yapılması Gerektiği )

• İDDİANAME İLE İCRA MAHKEMESİNE DAVA AÇILMASI GEREĞİ ( Şikayet Dilekçesi İle Dava Açılması - Sanık Hakkında İİK. Md. 333/a Gereği Hapis Cezasının Uygulanmasının Söz Konusu Olduğu )

• TİCARETİ TERK ETMEK SUÇU ( Sanık Hakkında İİK. Md. 333/a Gereği Hapis Cezasının Uygulanmasının Söz Konusu Olduğu - Yargılanmanın İddianame İle İcra Mahkemesine Açılacak Dava Üzerinden Yapılması Gerektiği/Şikayet Dilekçesi İle Dava Açılamayacağı )

2004/m. 333/a, 346, 349


ÖZET : Ticareti terk etmek suçunun ispatlanması durumunda, sanık hakkında İ.İ.K.’nun 333/a maddesi gereği hapis cezasının uygulanmasının söz konusu olduğu, bu durumda da şikayet dilekçesi ile dava açılamayıp yargılanmanın iddianame ile İcra Mahkemesine açılacak dava üzerinden yapılması gerekir.
DAVA : Ticareti terk etmek suçundan sanıklar Zekeriya Oğuz ve Sultan Çakal’ın beraatlerine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak gereği görüşüldü:
KARAR : Hüküm tarihi itibariyle yargılamayı yapan Mahkeme görevli olmasına rağmen, 5358 sayılı Yasa’nın 18. maddesi ile değişik, 2004 sayılı İ.K.K.’nun 346. maddesi uyarınca inceleme tarihi itibarı ile görevli olduğu anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni sayılmamıştır.
Sanığa isnat edilen suçun ispatlanması durumunda, hakkında İ.İ.K.’nun 333/a maddesi gereği hapis cezasının uygulanmasının söz konusu olduğu, bu durumda da şikayet dilekçesi ile dava açılamayıp yargılanmanın iddianame ile İcra Mahkemesine açılacak dava üzerinden yapılması gerekliliği karşısında,
SONUÇ : Gereğinin takdir ve ifası için dosyanın Cumhuriyet Savcılığına gönderilmesi gerektiği gözetilmeden yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğundan hükmün istem gibi BOZULMASINA, 23.02.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(Kazancı İçtihat Programından alıntıdır)