Mesajı Okuyun
Old 14-12-2007, 11:49   #5
Av.Selim HARTAVİ

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/9715
K. 2003/10508
T. 23.9.2003
• TRAFİK KAZASI SONUCU YARALANMA NEDENİYLE TAZMİNAT ( Islah Dilekçesiyle Açılan Yeni Dava Bölümü - 1 Yıllık Zarara Ittıla 5 Yıllık Uzamış "Ceza" Zamanaşımı Süresinin Geçmesi/Reddi Gereği )
• ISLAH ( Dilekçesiyle Açılan Yeni Dava Bölümü/1 Yıllık Zarara Ittıla 5 Yıllık Uzamış "Ceza" Zamanaşımı Süresinin Geçmesi - Reddi Gereği/Haksız Fiil Nedeniyle Tazminat )
• HAKSIZ FİİL NEDENİYLE TAZMİNAT ( Davalarında Zamanaşımı Faile ve Zarara Ittıla Tarihinden İtibaren 1 Yıl Uzamış "Ceza" Zamanaşımı Süresinin İse 5 Yıl Olduğu - Islah Dilekçesiyle Açılan Yeni Dava Bölümünün Reddi Gereği )
• ZAMANAŞIMI ( Haksız Fiil Nedeniyle Tazminat/Islah Dilekçesiyle Açılan Yeni Dava Bölümü - 1 Yıllık Zarara Ittıla 5 Yıllık Uzamış "Ceza" Zamanaşımı Süresinin Geçmesi )
818/m.60
1086/m.85
ÖZET : Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacı ıslah dilekçesiyle, harç yatırmış ve yeniden hesaplanan miktarı istemiştir. Bu ıslah dilekçesine karşı davalı süresinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davalarında zamanaşımı faile ve zarara ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl, uzamış ( ceza ) zamanaşımı süresi ise beş yıldır.

DAVA : Davacı Fuat vekili Avukat Güneş tarafından, davalı Ahmet aleyhine 12.3.1997 gününde verilen dilekçe ile trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen 11.4.2003 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili Avukat Mehmet tarafından süresi içinde istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davacının % 39 oranında sürekli iş göremezliği bulunduğunu belirten 26.6.1998 tarihli Adli Tıp Kurumu raporuna ve bu oran üzerinden davacının zararını hesaplayan 6.5.2000 tarihli bilirkişi raporuna karşı davacı vekilinin bir diyeceği olmadığını bildirdiği, bu raporları esas alarak kurulan 10.11.2000 tarihli mahkeme kararının davalı temyizi üzerine dairemizce bozulduğu, bozma doğrultusunda; davacının meslek grup numarası belirtilerek alınan Adli Tıp Kurumu'nun 12.4.2002 tarihli raporuna davacının ilk raporda belirtilen aynı rahatsızlıklarının mesleğine göre % 43 oranında sürekli işgörmezlik oluşturduğunun bildirildiği ve yine bozma doğrultusunda yıl yıl hesap yapılarak davacının zararının 2.1.2003 tarihli raporla hesaplandığı görülmektedir. Bu rapordan sonra davacı 21.2.2003 günlü ıslah dilekçesiyle, harç yatırmış ve hesaplanan miktarı istemiştir. Bu ıslah dilekçesine karşı davalı süresinde zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. Mahkemece, zamanaşımı defi reddedilerek 2.1.2003 tarihli hesap raporu doğrultusunda karar yerilmiş olup, kararı davalı temyiz etmiştir.

Trafik kazasının 24.6.1995 günü olduğu, ıslah dilekçesinin ise 21.2.2003 günü verildiği anlaşılmaktadır. BK'nun 60/1. maddesine göre haksız eylemlerde zamanaşımı faile ve zarara ıttıla tarihinden itibaren bir yıldır. Davacı, olayın faili olan davalıyı olay gününden bu yana bilmektedir. Zararını ( sürekli işgücü kaybını ) ise 26.6.1998 tarihli Adli Tıp raporu ile öğrenmiştir. Bozmadan sonra alınan 12.4.2002 tarihli rapor, ilk raporda belirtilen aynı rahatsızlıklar üzerinden ve sadece meslek grup numarası değiştirilerek düzenlenmiş olup sürekli işgücü kaybı oranındaki değişiklik yapılması da yeni bir tıbbi zarar bulunduğu anlamına gelmez ve ikinci raporla belirtilen zararın öğrenme tarihi olarak esas alınmasını gerektirmez. Davacının yaralanmasında tıbbi açıdan gelişen bir durum bulunmadığı da dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Ayrıca davacının bozmadan önce alınan raporlara karşı bir diyeceği bulunmadığını belirttiği ve ilk kararı temyiz etmediği de gözetildiğinde ( usuli kazanılmış haklar dışında ) gelişen bir durum bulunmadığının davacı tarafından da benimsendiğini sonuca varılabilir. Bu itibarla zararın 26.6.1998 tarihli raporla öğrenildiği kabul edilmelidir. Öte yandan BK'nun 60/2. maddesindeki uzamış ( ceza ) zamanaşımı süresi olan beş yıllık süre geçtikten sonra ıslah dilekçesinin verildiği gözetildiğinde bu yönden de zamanaşımının dolduğu anlaşılmaktadır. Şu durum karşısında, davalının zamanaşımı savunması kabul edilerek ıslah dilekçesiyle açılan yeni dava bölümünün zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden davalının zamanaşımı definin reddedilmesi bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre öteki yönlerin şimdiden incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davalı vekili için takdir olunan 275.000.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.