Mesajı Okuyun
Old 26-06-2009, 17:59   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2007/734
K. 2007/806
T. 27.2.2007
• KAMU DAVASININ DÜŞMESİ ( Hükmedilen Tedavi ve Denetimli Serbestlik Tedbirinin Gereklerine Uyulması Durumunda )
• KOŞULLU SALIVERMENİN GERİ ALINMASI ( Tedavi ve Denetimli Serbestlik Kararına Uygun Davranılmaması Nedeniyle Cezanın Derhal İnfaz Edilmesi Durumunda Ortada Bir Hürriyeti Bağlayıcı Ceza Olması Nedeniyle )
• TEDAVİ VE DENETİMLİ SERBESTLİK ( Kararına Uygun Davranılmaması Nedeniyle Cezanın Derhal İnfaz Edilmesi Durumunda Ortada Bir Hürriyeti Bağlayıcı Ceza Olduğundan Koşullu Salıvermenin Geri Alınması Gereği )
• UYUŞTURUCU MADDE BULUNDURMA ( Hükmedilen Tedavi ve Denetimli Serbestlik Tedbirinin Gereklerine Uyulması Durumunda Kamu Davası Düşeceği - Koşullu Salıvermenin Geri Alınması Söz Konusu Olamadığı )
5237/m.50/5,191
5275/m.107
765/m.17
ÖZET : Adam öldürmek suçundan ağır hapis cezasına çarptırılan hükümlünün şartla tahliye olmasını müteakip, deneme süresi içerisinde işlediği uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı hapis cezası ile cezalandırılması sebebiyle, şartla tahliye kararının geri alınarak bakiye cezanın aynen çektirilmesine karar verilmesinden sonra, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca uyuşturucu madde bulundurmak suçundan verilen 10 ay hapis cezasının tedavi tedbirine çevrilmesi sebebiyle şartla tahliyenin geri alınması kararı kaldırılmıştır.

Koşullu salıverilmenin geri alınmasına ilişkin olarak, 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından yürürlükte bulunan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107. maddesine göre 765 sayılı TCK'nın 17. maddesinin uygulanması daha lehtedir.

Öte yandan, 5237 sayılı TCK'nın, 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Yasa'yla değişik 191. maddesinde, değişiklikten önceki metinden farklı olarak, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında bir yıldan iki yıla kadar hapis ceza yaptırımı öngörülmekle birlikte, bu suçla ilgili yargılama aşamasında yargıca takdir hakkı tanıyarak, öncelikle hükmün geri bırakılmasına ve kişi hakkında "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulayarak bu sürecin iyi halli olarak tamamlanması durumunda kamu davasının düşmesine karar verileceği, diğer bir seçenek olarak da hükmolunan cezanın çektirilmesi ertelenmekle birlikte "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulanması hükmüne yer vermiştir.

Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak suçu nedeniyle hükmedilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uyulması durumunda kamu davası düşer. Dolayısıyla, koşullu salıvermenin geri alınması söz konusu olamaz.

Tedavi ve denetimli serbestlik kararına uygun davranılmaması nedeniyle cezanın derhal infaz edilmesi durumunda ise, ortada bir hürriyeti bağlayıcı ceza olduğundan koşullu salıvermenin geri alınması gerekir.

DAVA : Adam öldürmek suçundan 20 yıl ağır hapis cezasına hükümlü Cemal'in 22.12.2000 tarihinde şartla tahliye olmasını müteakip, deneme süresi içerisinde işlediği uyuşturucu madde bulundurmak suçundan dolayı 10 ay hapis cezası ile cezalandırılması sebebiyle, şartla tahliye kararının geri alınarak 02.06.2001 ile 24.08.2015 tarihleri arasındaki bakiye cezanın aynen çektirilmesine karar verilmesinden sonra, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu uyarınca uyuşturucu madde bulundurmak suçundan verilen 10 ay hapis cezasının tedavi tedbirine çevrilmesi sebebiyle şartla tahliyenin geri alınması kararının kaldırılmasına ilişkin talebin reddi ile bakiye cezanın infazının devamına dair, Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2005 tarihli ve 1995/303 değişik iş sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin, Üsküdar İkinci Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ve 2005/1277 müteferrik sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.

Dosya kapsamına göre, hükümlünün adam öldürmek suçundan dolayı şartla salıverilmesini müteakip, deneme süresi içerisinde işlediği uyuşturucu madde bulundurmak suçu sebebiyle Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 05.12.2001 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı kararı ile verilen 10 ay hapis cezasının, aynı Mahkemenin 20.06.2005 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı kararı ile tedavi tedbirine çevrilmiş olduğu nazara alınarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 50/5. maddesinde yer alan "uygulamada asıl mahkumiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası veya tedbirdir" hükmü karşısında, gerek 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 17 ve gerekse 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107/15. maddesi uyarınca deneme süresi içerisinde işlenmiş kasıtlı bir suçtan dolayı verilmiş bir hapis cezası bulunmadığı cihetle, hükümlünün tedavi tedbirinin gereklerine uygun davranmaması halinde cezasının infaz edilecek olması sebebiyle, bu aşamada şartla tahliyenin geri alınması kararının kaldırılması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden söz edilerek, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 12.01.2007 tarih ve 1518 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.01.2007 tarih ve 11354 sayılı tebliğnamesine bağlı dosyası Dairemize gönderilmekle okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : I ) Olay: Hükümlü Cemal hakkındaki dosya kapsamından;

Hükümlünün, 24.08.1995 tarihinde işlediği kasten adam öldürmek suçundan, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesinin 11.08.1997 tarihinde kesinleşen, 27.12.1996 tarihli, 1995/303 esas ve 1996/282 karar sayılı kararıyla 20 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve bu cezasına ilişkin 5237 sayılı TCK'nın hükümlerinin uygulanması isteminin Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 28.06.2005 tarihli, 1995/303 esas ve 1996/282 karar sayılı ek kararıyla reddedildiği;

Tamamını 24.08.2015 tarihinde çekmiş sayılacağı bu cezasından, Niğde Ağır Ceza Mahkemesinin 22.12.2000 tarihli ve 365 mut. sayılı kararıyla aynı tarihten geçerli olmak üzere koşullu salıverildiği;

Deneme süresi içinde, 02.06.2001 tarihinde işlediği içmek için esrar maddesi bulundurmak suçundan Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 30.09.2002 tarihinde kesinleşen, 05.12.2001 tarihli ve 885/1869 sayılı kararıyla 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılması üzerine Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 02.12.2002 tarihli ve 2002/397 mut. sayılı kararıyla koşullu salıverilmesinin geri alınarak, 02.06.2001-24.08.2015 tarihleri arasındaki kalan cezasının aynen çektirilmesine karar verildiği;

Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 20.06.2005 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı ek kararıyla, içmek için esrar maddesi bulundurmak suçundan verilen 10 ay hapis cezasının, 5237 sayılı TCK'nın 191/5. maddesi gereğince uyuşturucu madde kullanan kişi hakkında verilen cezanın ancak tedavi ve denetimde serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranılmaması durumunda infaz edileceği öngörülmüş olduğu gerekçesiyle infazının durdurulduğu, hükümlünün en yakın tam teşekküllü uzman hekimi bulunan bir sağlık kuruluşunda tedavi altında bulundurulmasına, tedaviden sonra bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verildiği;

Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2005 tarihli ve 1995/303 değişik iş sayılı kararıyla içmek için esrar maddesi bulundurmak suçundan verilen 10 ay hapis cezasının infazının durdurulmasına karşın cezanın ortadan kalkmadığı gerekçesiyle bihakkın cezasının infazının devamı gerektiğine ilişkin karara yönelik itirazın Üsküdar İkinci Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ve 2005/1277 mut. sayılı kararıyla aynı gerekçeyle reddedildiği;

Anlaşılmaktadır.

II ) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:

Kanun yararına bozma isteminin kapsam ve konusu, yukarıda yazılı gerekçeyle koşullu salıverilmenin geri alınmasına ve cezasının tamamının çektirilmesine ilişkin kararın kaldırılması gerekmesine karşın infazın sürdürülmesine hükmeden Üsküdar Birinci Ağır Ceza Mahkemesinin 30.06.2005 tarihli ve 1995/303 değişik iş sayılı kararma karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Üsküdar İkinci Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ve 2005/1277 mut. sayılı kararına yöneliktir.

III ) Hukuksal değerlendirme:

Somut olaya uygulanması gereken yasal düzenlemeler bağlamında genel bir değerlendirme yapılması sonucunda, koşullu salıverilmenin geri alınmasına ilişkin olarak, 01.06.2005 tarihinden önce işlenen suçlar bakımından yürürlükte bulunan 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 107. maddesine göre lehte olan 765 sayılı TCK'nın 17. maddesinin uygulanması gerektiğinde kuşku yoktur. Anılan madde, "şartla salıverilmiş olan hükümlü, geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir cürümden dolayı şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezaya mahkum olur veya mecbur olduğu şartları yerine getirmezse şartla salıverilme kararı geri alınır. Bu takdirde suçun işlendiği tarihten sonraki kısım hükümlünün ceza süresine mahsup edilmeyerek aynen çektirilir ve şartla salıverilmeye esas teşkil eden hükmün infazı ile ilgili olarak bir daha şartla salıverilmeden yararlanamaz" hükmüne yer vermiştir.

Öte yandan, 5237 sayılı TCK'nın, 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Yasa'yla değişik 191. maddesinde, değişiklikten önceki metinden farklı olarak, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi hakkında bir yıldan iki yıla kadar hapis ceza yaptırımı öngörülmekle birlikte, bu suçla ilgili yargılama aşamasında yargıca takdir hakkı tanıyarak, öncelikle hükmün geri bırakılmasına ve kişi hakkında "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulayarak bu sürecin iyi halli olarak tamamlanması durumunda kamu davasının düşmesine karar verileceği, diğer bir seçenek olarak da hükmolunan cezanın çektirilmesi ertelenmekle birlikte "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulanması ve "kişinin mahkum olduğu ceza, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması durumunda infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde, derhal infaz edileceği" hükmüne yer vermiştir.
Bu yasal düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, öncelikle vurgulanması gerekir ki, 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 06.12.2006 tarihli ve 5560 sayılı Yasa'yla yapılan değişiklikler önceki düzenlemeye göre lehe hükümler içermekte olup, bu değişiklikler yürürlüğe girmeden önce verilen Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 20.06.2005 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı ek kararı yeniden uyarlamaya muhatap ve muhtaç bir karardır. Ancak, böyle bir kararın varlığı konusunda dosyada bir bilgi bulunmamaktadır. Yukarıda ayrıntısıyla açıklandığı üzere, bu maddedeki değişiklik nedeniyle yeniden yapılacak uyarlama sonucunda, 2 ve 4. fıkrası gereğince hüküm verilmesinin geri bırakılmasına hükmedilmesi ve kişinin tedavi ve denetimli serbestlik sürecini iyi halli geçirmesi durumunda hakkındaki kamu davasının düşmesine karar verilmesi zorunluluğu dolayısıyla ortada bir ceza mahkumiyeti bulunmayacağından koşullu salıverilmenin geri alınması kararının dayanağının kalmayacağı açıktır. Mahkemesince yeniden yapılacak uyarlama sonucunda verilecek kararın içeriğine göre, koşullu salıverilmenin geri alınmasına ilişkin kararın geçerliği konusunda her zaman mahallinden bir karar alınması olasıdır. Ancak, henüz dosyaya konulmuş böyle bir karar yoktur. Bu durumda kanun yararına bozma isteminin içerik ve kapsamıyla bağlılık ilkesi uyarınca mevcut karara göre inceleme yapılması zorunluluğu vardır.

Üsküdar Dördüncü Asliye Ceza Mahkemesinin 20.06.2005 tarihli ve 2001/885-1869 sayılı ek kararıyla hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin, 5560 sayılı Yasa'yla değişiklikten önceki metine göre yapılan uygulama sonucunda verilen cezanın çektirilmesi ertelenmekle birlikte, "tedavi ve denetimli serbestlik" önlemi uygulanmasına karar verilmiştir. Uygulama konusu maddenin değişiklikten önceki 5. fıkrasının söylemine göre, hükümlünün mahkum olduğu ceza, tedavinin ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranması durumunda infaz edilmiş sayılacağı, aksi takdirde, derhal infaz edileceği açıktır. Bu durumda, hükümlü hakkında verilmiş bir ceza mahkumiyeti olup, özgürlüğü bağlayıcı bu cezanın çektirilmesinin değişik koşullara bağlanması sözkonusudur. Dolayısıyla, özgürlüğü bağlayıcı cezayla cezalandırılan hükümlünün koşullu salıverilmesinin geri alınmasında bir isabetsizlik yoktur. Nitekim, Yüksek Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 18.11.1997 gün ve 04/03-37 sayılı ve bu olaya örnek oluşturan kararında, 647 sayılı Yasa'nın 6. maddesi uyarınca ertelenmiş olsa bile kesinleşmiş özgürlüğü bağlayıcı cezayı içeren karara bağlı olarak koşullu salıverilme kararının geri alınması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenlerle kanun yararına bozma isteminin dosya içeriğine göre reddine karar verilmesi gerekmiştir.

IV ) Sonuç ve karar:

SONUÇ : Bu nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, Üsküdar İkinci Ağır Ceza Mahkemesinin 27.07.2005 tarihli ve 2005/1277 mut. sayılı kararının bozulması isteminin ( REDDİNE ), diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ( TEVDİİNE ), 27.02.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.