Mesajı Okuyun
Old 04-09-2010, 14:18   #199
bona fides

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın bona fides;
Anladığım kadarıyla sorunuzun özü şudur(diğer eklediğiniz bilgi ve kısımların davanız ile ilgi olmadığı kanaatindeyim ):

K(kiracı)
Ü (kiralayan)
Ş (kiralananın maliki şirket)
A(kiralayana vekaleten kira sözleşmesi akdeden ve aynı zamanda malik Ş nin yetkili temsilcisi)

K ile (Ü ye vekaleten) A arasında karkas binanın 10 yıl süreyle kiralanması hakkında kira sözleşmesi akdedilmiştir.
Kira sözleşmesinde karkas binanın birtakım imalatları kalem kalem belirtilerek, işbu imalatların kiralayan Ü tarafından yapılacağı/yaptırılacağı da yazılıp imzalanmıştır.

K, kira bedellerini A ya (başlarda verilen makbuzlarda Ü ye vekaleten A imzasıyla ve akabinde sadece A olarak imzalanan makbuzlarla) ödemiştir. Ayrıca bir kısım kira bedelleri ise (karkas binadan Ü nün yaptırma sorumluluğunda olduğu imalatların Ü tarafından yaptırılmaması nedeniyle) K tarafından yapılan 108.000 TL imalat bedeli mukabili ödenmiştir. Taraflar arasında bu bedelin kira bedeli sayıldığına dair yazılı bir belge de bulunmamaktadır.

Ü, K aleyhine temerrüt nedeniyle tahliye davası ikame etmiştir.

Benim sorum: müvekkilinize yemin teklif edildiğine göre kira bedellerinin "iddia ettiğiniz şekillerde" ödendiğini yazılı belge ile ispatlayamadınız?

Saygılar...

Sn. Av.Nevra Öksüz;

Evet ispat konusunda mahkemece yemin teklif edip etmeyeceğimiz sorulan ve kesin süre verilen husus budur. Yapılan imalatlara ilişkin 108.000 TL belgeli (faturalı) olmakla birlikte (Ü) tarafından bunların kira bedeline mahsup edildiği kabul edilmemektedir. Bu konuda evet yemin teklif etmek dışında bir yolumuz yok ve ancak 108.000 TL ye ilişkin olarak sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açmamız söz konusu olabilir. Bu hususu kiracı (K) ya da izah ettim.

Her ne kadar anlatılan diğer hususların konu ile ilgili olmadığını düşünseniz de ben kiracı (K) nın burada korumaya değer hukuki haklarının olduğunu ve M.K. 2. maddesinin burada uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Gerçi görünen odur ki mahkemece tahliye kararı verilecek, ancak benim vicdanım burada bir haksızlık olduğunda ısrarcı. Sadece yanlış mı düşünüyorum acaba diye siz değerli hukukçu meslektaşlarımın görüşlerini merak ediyorum.

Yukarıdaki bazı mesajlarda tapu kaydının her kira sözleşmesinde araştırılmasının mümkün omadığı beliritilmiş. Kiracı (K) da zaten başta böyle bir araştırmaya gitmemiş. Ancak uzun süreli olarak kiraladığı ve ciddi yatırım yaptığı, kiralayana ait imalatları da yine kendisinin yaptırdığı, otel olarak işleteceği taşınmazın kira sözleşmesini sözleşmede de yer aldığı üzere tapuya şerh ettirmek istemiştir. Kiracı bu aşamada kendisine (Ü) ye ait olduğu söylenen taşınmazın aslında (Ş) şirketine ait olduğunu, tapuda yüksek miktarda ipotek olduğunu öğrenmiş ve halen de doğal olarak kira sözleşmesini tapuya şerh ettirebilmiş değildir. Kiralayan tarafından sözleşmenin önemli hükümleri yerine getirilmemiş ve bir de tahliye tehdidiyle karşı kalmış kiracı (K) nın korumaya değer hiçbir hukuki hakkı yok mudur? Burada sizce de kiracı (K) nın kandırılması ve dürüstlük kuralına aykırı bir durum yok mudur? Saygılarımla...