Mesajı Okuyun
Old 16-02-2009, 20:52   #133
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Benim anlayamadığım husus, sizlerin (Suat bey, Engin ve Adli Tip) Yargıtay kararı dışında gösterebildiğiniz yasal bir dayanak ve hukuki bir gerekçenin olmamasıdır.

Zaten ben temelde Yargıtay'ın kararının hatalı olduğunu düşünüyorum ve eleştiriyorum. Ama siz bana Yargıtay kararını getirip, benim düşüncemin aksini ispatlayan delil olarak gösteriyorsunuz. Bu bana göre topu taca atmaktır.
Saim Bey bu mesajınızı okurken çok güldüm. İyi bir espri idi. Ancak sadece 1 (Yazıyla bir) kararı dayanak göstermişiz gibi yazmanıza bir anlam veremedim. Toplam 8 Adet karar(Ki 2 tanesi HGK, bir tanesi İBK)sunmuşuz ama sizi ikna edememişiz. Yargıtay kararı dışında yasal dayanak gösteremediğimizden söz etmeniz ise espri gücünüzü göstermektedir. Yasal dayanağı forumun başında yazmıştık. Yine yazalım. Ki foruma sonradan katılanlara kolaylık olsun.
6570
Alıntı:
Yazan 6570 S.Y
MADDE 7 - Kira şartlarına ve Borçlar Kanununun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerine riayet edilse bile aşağıdaki yazılı hallerde kiralayan

a) Kiracı tarafından gayrimenkulün tahliye edileceği yazı ile bildirilmiş olmasına rağmen tahliye edilmezse icra dairesine müracaatla tahliye istiyebileceği gibi,

b) Gayrimenkulü kendisi veya eşi veya çocukları için mesken olarak kullanma ihtiyacında kalırsa kira akdinin hitamında,

c) Gayrimenkulü kendisinin veya eşinin veya çocuklarının bir meslek veya sanatı bizzat icra etmesi için kullanma ihtiyacında ise kira akdinin hitamında,

ç) Gayrimenkulü yeniden inşa veya imar maksadiyle esaslı bir surette tamir, tevsi veya tadil için ve ameliye esnasında içinde ikamet veya iştigal mümkün olmadığı fennen anlaşıldığı takdirde kira akdinin hitamında,

d) Gayrimenkulü Medeni Kanun hükümlerine göre iktisabeden kimse kendisi veya eşi veya çocukları için tamamen veya kısmen mesken olarak ve yine kendisi veya eşi veya çocukları için bir meslek veya sanatın bizzat icrası maksadiyle iş yeri olarak kullanma ihtiyacında ise iktisap tarihinden itibaren bir ay zarfında kiracıyı keyfiyetten ihbarname ile haberdar etmek şartiyle altı ay sonra,

e) Kira bedelini vaktinde ödememelerinden dolayı haklı olarak bir yıl içinde kendilerine iki defa yazılı ihtar yapılan kiracılar aleyhine, ayrıca ihtara hacet kalmaksızın, kira müddetinin hitamında,

Tahliye dâvası açabilirler.

Aynı şehir veya belediye hudutları içinde kendisinin veya birlikte yaşadığı eşinin uhdesinde kayıtlı oturabileceği meskeni bulunan kimse, kirada oturduğu yeri, malikin isteği üzerine tahliye etmeğe mecburdur.

Biz ısrarla kiralayanın, malikten başka şahıslar olabileceğini dile getirirken siz ilk başlarda, yasadaki “kiralayan” kavramının malik olarak anlaşılması gerektiğini savundunuz.

Daha nasıl dayanak göstereceğiz. Yasa maddesi çok açık ona rağmen İBK, HGK ve Daire kararları alıntıladık. Ne yapmamız gerekirdi başka…Bu sunulanlara itibar etmiyorsunuz da doktrine mi itibar edeceksiniz.

Yazdıklarınız espri olarak algıladım. Çünkü yasa maddesi açık olmasına ; 8 adet karar sunmamıza rağmen(Yargıtayın konu hakkında yerleşik görüşü olduğunu göstermektedir) bizim tanıdığımız Saim Bey, “Dayanak gösteremediniz” demez. Siz tüm THS tarafından, meslektaş sorularına verdiğiniz cevaplarla takdir edilmektesiniz. Aynı şeyleri ben de düşünmekteyim. İyi bir avukat olduğunuzu, her platformda söylerim. Ama hala “espri değildi” diyecekseniz o zaman sizin deyiminizle



Alıntı:
Yazan Saim
Bunları izah etmek ve savunmak, özel bir maksat güdülmedikçe mümkün değildir

Ayrıca konu hakkında fikirlerinizde değişiklik olduğunu da gözlemlemekteyim. İlk mesajlarınızdan birinde şöyle demektesiniz:

Alıntı:
Aslında gayet açık. Kısır döngü yok. Şöyle düşünelim:

Malik mutlak hak sahibidir. Aslolan, malik'in taşınmazını kendisinin kiraya vermesidir. Ancak çeşitli nedenlerle malik, kira akdine taraf olmayabilir. Böyle bir durumda; yani, kiralayının malik dışında bir başka kimse olduğu durumlarda, kiralayanın "temsil" kuralları temelinde hareket ettiğini farz etmek zorunludur. Aksi takdirde, yetkisiz kişinin malikin de rızası olmaksızın malike ait bir taşınmaz için 3.kişi ile herhangi bir şekilde kira akdi yapması "yetkisiz temsil" nedeniyle geçerli sayılamaz. (BK.38)

Bu itibarla, kiralayan malik değilse, temelde bir yetkiye dayalı olarak akit yapmış olmalıdır. Temsil esasları Borçlar Kanunumuzda kapsamlı olarak düzenlenmiştir. Doğrudan temsil ve dolaylı temsil esasları ortadadır. (BK.32 vd. okuyunuz!)

Ama sonra bakın ne demişsiniz:




Alıntı:
Yazan Saim- 109 no.lu mesaj
Bir taşınmazı malik olmayan kişiler de kirayaverebilir. Bu mümkündür. Malik olmayan kişi, bir başkasının taşınmazını kiraya verebilmesi için;

Ya Malik ile yasal ve hukuki bir ilişkiye dayalı olarak hareket eder,

Ya da hiç bir hukuki yetkisi ve ilşkisi olmadan, tamamen haksız ve hukuksuz olarak hareket eder.

Birinci ihtimalde, yapılan kira kontratı ya temsil, ya kanundan dolayı vekaletsiz iş görme ya da benzeri bir hukuki sözleşme ya da yasal ilişki nedeniyle yapılan akit, Malik hesabına yapılmış olur.

İkinci ihtimalde Kiralayan, malik ile hiç bir hukuki ilişkiye girmemiştir ve fakat taşınmazı bir şekilde kiracı denen kişiye kiralamıştır.Bu zorbalıkla kapıyı kırarak da olabilir, hile ile anahtarı ele geçirmek suretiyle de...

Böyle bir durumda yetkisiz temsil nedeniylle BK.38 dairesinde akit malik'i bağlamaz ise de kiracı iyiniyetli ise, vekaletsiz iş görme hükümleri dairesinde sözleşmenin Malik ile kiracı arasında geçerli sayılmasını kabul etmek gerekir.

Ama daha 10 mesaj geçmişken, bakın bu defa ne demişsiniz:

--

Alıntı:
Yazan Saim-119

Kiralayan kavramı, elbette ki kiracı ile kiralayan arasındaki kira sözleşmesi nedeniyle oluşur. Ve elbette ki kira akdi taraflarını bağlar. Ancak, kira akdinin şeklen oluşması yeterli değildir. Bu akdin konusu olan taşınmazın zilyetliğinin de sürekli biçmde kiracıya devredilmesi icap eder. Kiralayanın bir şekilde başlangıçta bir başkasının mülkiyetindeki taşınmazı kiracıya teslim etmiş olsa da, malikin rızası olmadıkça bu zilyetlik ve şahsi hak bahşeden kira akdi, mülkiyet hakkı sahibine karşı dermeyan edilemez. Kiracının iyiniyetli olmasının mülkiyet hakkına tesir edemeyeceği düşüncesindeyim. Kiracı, kendisini aldatan kiralayana karşı kira akdinden doğan her türlü şahsi taleplerini dile getirebilir.
Nihayetinde aşağıdaki noktaya gelebildiniz:



Alıntı:
Yazan Saim- 121 No.lu mesaj
Bu itibarla herhangi bir kimse bir başkasına ait taşınmazı için pekala bir başkası ile hüküm ve sonuçları kendi üzerinde doğmak üzere kira akdi imzalayabilir ve kendisi kiralayan olabilir. Bu akdin hüküm ve sonuçları doğal olarak taraflarını bağlar.

Siz sürekli fikir değiştirdiğiniz için, Sevgili Adli Tıp ve Engin cevap yazarken “Dediklerinizden şöyle anlıyorum. Doğru mu” mealinde cevaplar yazdılar. Mesajlarınız net değildi.

En sonunda yine tuhaf bir şey yaptınız ve dediniz ki;

Alıntı:
Yazan Saim
Sayın Adli Tip,

Karar için teşekkür ederim. Bu kararı Sayın Suat Bey'e de göstermemiz gerekiyor.

Bu olay neredeyse birebir bizim olayımıza uyuyor. Daha önce ekleseydin de Suat abi sussaydı. Karşı oy'a katılmanızda mahsur yoktur. )


Bizim sunduğumuz 8 (Birini anımsatayım İBK) adet karara itibar etmediniz. Ama karşı oylarla dolu karara itibar ettiniz. Evet, sadece bir karara itibar edebildiniz. Oysa, biz sizi diğer forumlardan da çok iyi tanıyoruz. Spesifik kararlara itibar etmezdiniz. Edenleri de haklı olarak eleştirirdiniz. Hatta size mi ait bilemiyeceğim ama “ Yargıtaycılık” gibi bir kavram yine sizin katıldığınız forumlarda neşet etmişti. Yazı çok uzun olacağı için, son kararın eleştirisine geçmeyeceğim.

Konu hakkında da yazacaklarım bitmedi. Nihayet men’i müdahale konusuna gelebildiniz. Anımsarsanız benim sorum üzerine forum başlarında şöyle demiştiniz:




Alıntı:
Yazan Saim 16 No.lu mesaj
Oğul ile hiç bir kira ilişkisi yoksa (yazılı veya sözlü) oğul zorunlu olarak fuzuli şagildir, diye düşünürüm.
--

Ben ise daha 73 no.lu mesajda şöyle demişim:



Alıntı:
Yazan Ben
Benim sorduğum soruya fuzuli şagil diye cevap verdiniz ya, sizi oradan müdahelenin men'ine götürmeyi düşünmüştüm

Sonunda yine benim dediğime geldiniz. Ama çok ayak direttiniz. Sizin şimdi söylediğinizi ben günler önce söylemiştim.

Son mesajlarda yaptığınız şeyi, günler önce yapmayı istemiştik. Yani “temsil yetkisi” konusunu kapatalım, yasanın eleştirisine geçelim, diye kaç kez yazdım. Malikin haklarını tartışmaya giremedik ki hiç…