Mesajı Okuyun
Old 17-06-2018, 14:42   #2
İzzet Hamle

 
Varsayılan

T.C.
Yargıtay
11. Hukuk Dairesi
E: 2013/11162 K: 2014/304 K.T.: 08.01.2014

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 07/03/2013 tarih ve 2007/335-2013/108 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sinan İcik tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, davacının müteveffa eşi M. S.’a ait S… Turizm Ltd. Şti.hisselerinin davalılar S. M. ve M. S. S.’a devrine ilişkin işlemin, kendisini miras hissesinden mahrum bırakma amacıyla yapıldığını iddia ederek 1997 yılında yapılan hisse devir işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, davacı eşin müteveffayı vefatından önce terk ettiğini ve ayrı yaşadıklarını, dava konusu hisse devir işleminin usulüne uygun yapıldığını, devir
sözleşmesinin noterlikçe tasdik edildiğini ve Ticaret Sicil Gazetesi’nin 10.01.1998 tarihli nüshasında yayınlandığını, devre ilişkin tüm ortaklarca karar alındığını ve devrin pay defterine işlendiğini savunarak devir işleminden 10 sene sonra açılan davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporuna göre, limited şirket hisselerinin noterlik nezdinde şekil şartlarına uygun olarak 28.08.1997 tarihinde devredildiği,şirket ortaklarınca aynı gün ve aynı yönde karar alındığı, TTK’nın 520.maddesi uyarınca geçerli bir hisse devir işleminin yapıldığı, ortakların bu devre muvafakat ettiği, hisse devrinin iptali istemlerininBorçlar Kanunu 125.maddesi uyarınca 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, davatarihi itibariyle zamanaşımı süresinin de dolduğu gerekçesiyledavanın reddine karar verilmiştir.

Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.

Davacı, murisi ve S… Turizm’in ortaklarından olan M. S.’ın 13.06.2007 tarihindeki ölümünden sonra 26.10.2007 tarihinde açtığı işbu davada; mirasçılık sıfatı nedeniyle hem müteveffanın sağlığında davalılara yaptığı hisse devir işleminin şekil şartına aykırılık nedeniyle geçersizliğini hem de geçerli bir pay satışı olmadığını, davacıyı miras hissesinden mahrum bırakmak için satış gibi gösterildiğini, muvazaa nedeniyle devrin geçersiz olduğunu ileri sürmüş olup, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu Mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, şekil şartına uygun olarak noterde devrin yapıldığı ve devre ortaklar kurulunun muvafakat ettiği belirtilerek TTK’nın 520. maddesi uyarınca geçerli devir işlemi bulunduğu ancak Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine göre 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Oysa; devir ve dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK’nın 520. maddesine göre, yukarıda belirtilen işlemlerden başka devir işleminin geçerli olması için bir de ayrıca pay defterine kaydı gerekmektedir. Limited şirketlerde pay devrinin geçerliliği için belirtilen bu üç aşamanın yerine getirilmesi zorunludur. Bunlardan birinin eksik olması halinde devir işlemi geçersiz ve yok hükmündedir ve bu iddia zamanaşımına tabi değildir. Mahkemece bu hususlar nazara alınmamış, ayrıca 6103 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun hükümleri ile karar tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 595. maddesi hükümleri de nazara alınarak somut olaya uygulanırlığı tartışılıp değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru olmamıştır.

Öte yandan; davacı, miras hissesinden mahrum bırakılmak amacıyla muvazaalı devir yapıldığını da iddia etmiş, bu iddia değerlendirilip deliller toplanmamış olup, mirasçılar arasında zaman aşımı sürelerinin işlemeyeceği ve muvazaa nedeniyle iptal davasının zaman aşımına tabi olmadığı gözetilmeksizin yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.