Mesajı Okuyun
Old 06-08-2006, 18:29   #24
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan

-----------------------------------------
THS Yazışma grubuna gelen mail,alana taşınmıştır.
------------------------------------------

Sayin Grup Uyeleri,

Konu ve verilen cevaplarin savruldugu yerlere bakip, konusurken anlasamamak
bir yana yazirken anlasamdigimiz kanaatine kapildim. Insanlar onyargisiyla
soruyu anlama cabasini dahi hic degilse nezaketen gostermedigi gibi elde
hazir genel gecer degerlerle toplumlari da suclamaya varan yorumlar
yapiliyor.

Cevaplari okudugumda “soruyu yanlismi anladim acaba” diye tekrar soruyu
okudum. Sayin Kayar yanliyorsam lutfen duzeltsin ama soruda hak ihlalinde,
savunmadan cekilmeden v.s. den bahsetmiyor. Kolektif bir yoruma varmak icin
bu virusu tasiyanin hastaligindan haberdar edilme meselesiyle ilgileniyor.
Tabiidir bunun icerisinde mesleki iliskiye devam edip etmeme yorumunu da
istiyor alabilir ama “buna devam etmeyecegim” demiyor.

Verilen cevaplarda sorulan 3 halden kimsenin bahsetmemesi ilginc sadece
“hak” kavramiyla cevaplaniyor. Oysa muvekkilin meslektasi yaniltmasi veya
yanilmasina sebep olacak sekilde davranmasi “hak” kavramiyla aciklanacak bir
husu olmadigina inaniyorum. Vekalet iliskisinin muvekkilin vekile guvenmesi
esasi yaninda vekilin de muvekkile guvenmesini de icerdigini dusunuyorum.
Burada muvekkilin bu virusu tasimasinin bir onemi yok. Hatta ayni ortamda
bulunmakla gecen hastaliklarin yaninda bu virus kesinlikle olumsuz karara
yol acacak hicbir etkisinin olmadigini dusunuyorum. Yani bu davranisin
bulasma riski yuksek hastalik sahibi icin “ihmalen icra” yoluyla islenmis
bir suc olusturacagini ve hatta yoruma gore “kast” unsuru tasiyacagina
inaniyorum.

Bu sebeple vekil muvekkilinin guveni zedeleyecek davranislar sergileyip
sergiledigine bakarak ve bu unsuru goz onune alarak olumlu veya olumsuz
karar vermesi gerektigine inaniyorum.

HIV virusunun “bulasma” yollarinin kapali sayiyla (numerus clausus) belirli
olmasi bence avukatin bu sebebe dayali olarak isi reddetmesini gerektirecek
“akilci” sebeplere dayanmaz. Ancak endise ve duygusal (korku) sebeplere
dayanabilecegi kanaatindeyim.

Bu arada sayin Ozgur’un sorulan bu soruya dayali olarak “Turkiye'de pek cok
konuda mentalite degisikligine ihtiyac var” saptamasini da anlamis degilim.
Oncelikle sayin Ozgur bircok sey kacirmis. BU tartismanin insanlik onurunu
zedeler hallerde olacak sekilde yasadigi toplumda tartisildigini atlamis.
Hala HIV virusu tasiyanlara ayrim uygulandiginin farkinda degil. Daha yeni
bir tarihte yanilmiyorsam Ingiltere’de HIV virusu tasiyan bir futbolcu (Ki
somurdukleri ulkelerden birirnin vatandasi idi) kendisine klup
bulamadigindan Turkiye’ye geldi (hemde hastaligi bizzat gonderen Ingiliz
klubunce gizleyerek). Birakin hastaligi Asyali olmak Ingiltere’de 2. sinif
olmaya gerek ve YETER sarttir. Aksini iddia etemek mumkun degildir. Orada
paraniz bile olsa eger Asyaliysaniz (Or. Pakistan, Hindistan v.s.) sosyal
sinifiniz ayridir ama yine yuksek sosyetenin uzagindasinizdir. Yani sayin
Ozgur bulundugu yerden degisikliklere baslamasi bizi ve tum dunyayi
sevinclere gark edecektir. Bundan Turkiye’de her seyin iyi oldugunu iddia
ettigim sonucuna varilmasin lutfen. Ama Lubnan’daki insan vicdan ve onurunu
katleden vahsetin 3 destekcisinden (biri uygulayici) birinde yasayip bu
toplumda olmasi gerekli degisikliklerden soz edilmesi insanin kavramlarini
alt ust ediyor. “Acaba ise Lubnan katliyamina destekten baslamamizmi tavsiye
ediliyor?” diye dusunmeden edemiyorum. Yada Irak’da dovup hapisanelerde
iskence yaparak oldurdukleri sivillerin aslinda intihar ettigi savina destek
vererek baslayabilir. Ama salinda bize degisiklik tavsiye edenlerin bizim
bildigimiz Canakkale’den Irak’a hic mantalitelerini degistirmediklerini
gormek inanin insanligi rencide ediyor.

Sayin Ozgur gocmenlik avukati oldugunu yaziyor ve sag olsun bize
tecrubelerini aktariyor. Ornegin dilekcelerine Ingiltere tarafindan
kanlarimin ve geleceklerinin son damlasina somurulmus ulkede birakilan
insanlik enkazindan fotograflar (ornegin acliktan olmek uzere cocuklar)
koyup “bu insanlarin gelecegini bile somurduk dolayisyla bu insanlari tekrar
o ulkelere gondermek kendi topraklarinin nemasindan faydalandirmaktan
kopartmak anlamina gelirki bu insan haklarinin hice sayilmasidir. Ulkelerine
geri gonderilen bu insanlar orada acliktan olecek. Cunku onlarin
zenginlikleri bizim sofralarimizda” diye bir arguman gelistirerek “MENTAL
DEGISIKLIGE” oradan baslayabilirsiniz.

Inanin bir kizginlikla verilmis bir cevap degil bu. Sizi tum samimiyetimle
temin ederim ki kavramlarim cok karisti. Yani kim kime ne ogretiyor
anlamakta zorluk cekiyorum.

Kolay gelsin.

Ali Yasar Unluturk

Avukat

Istanbul Barosu