Mesajı Okuyun
Old 12-09-2007, 01:46   #5
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

@denipre,
Bahsettiğiniz 765 sayılı TCK'nun 495/2. fıkrasındaki hüküm doktrinde Dolaylı Yağma olarak adlandırılmaktaydı. Ancak diğer katılımcıların da belirttiği gibi Dolaylı Yağma olarak tanımlanan bu suç tipi yeni TCK'da yer almamaktadır. Hatta bu konuda yakın zamanda Ağır Ceza Mahkemesinde görülen bir davada aksine mütalaaya rağmen aşağıdaki karar vb. benzeri kararlar sunarak, hırsızlığa teşebbüs, Konut Dokunulmazlığını İhlal (Uzlaşma) ve Basit Yaralama'dan (Düşme) karar aldım.

@cesur yürek:
Bileşik suç
MADDE 42 - (1) Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.

Görüşünüzün TCK'nun yukarıdaki maddesine dayandığını sanıyorum. Ancak bu maddenin uygulanabilmesi için Nitelikli haller arasında "Bir Konuta Girilmek Suretiyle" gibi bir ibare bulunması gerekmektedir. Ancak 142. maddeyi incelerseniz böyle bir ağırlaştırıcı nedenin bulunmadığı görülmektedir. Bu nedenle ayrıca Konut Dokunulmazlığını İhlalden ceza verilmekte olup Yargıtay'da bu görüştedir.



T.C. YARGITAY
6.Ceza Dairesi
Esas: 2006/4647
Karar: 2006/9392
Karar Tarihi: 05.10.2006
ÖZET: Sanığın olay tarihinde 19.00 sıralarında otobüs durağında bekleyen mağdurun pantolon cebindeki cep telefonunu çekip alarak kaçmaya başladığı, mağdurun ısrarlı takibi üzerine sanığın takipten kurtulmak amacıyla telefonu rasgele atıp, kaçmaya devam ettiği, mağdurun sanığın peşini bırakmayıp yakalaması üzerine bu kez sanığın ise; kurtulmak amacıyla yanındaki bıçağı çıkartıp, mağduru tehdit edip kovaladığı, ancak çevreden yetişen yurttaşların yardımıyla yakalanıp, görevlilere teslim edildiğinin anlaşılması karşısında; 5237 Sayılı Yasa'nın 765 Sayılı TCK'nın, 495-2. maddesinde tanımlamasını bulan dolaylı yağma suçuna yer vermemiş olması da gözetilerek, hırsızlık suçuna kalkışma eyleminin kesintiye uğraması sonrasında gelişen olayın silahlı tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden eylemin bir bütün halinde yağma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle yazılı şekilde uygulama yapılması doğru değildir.
(765 S. K. m. 95, 495) (5237 S. K. m. 51)
Yağma suçundan sanık ve tutuklu C.Y. hakkında bozma üzerine yapılan duruşma sonunda mahkumiyetine ilişkin İzmir 4. Ağır Caza Mahkemesi'nden verilen 13.10.2005 tarihli hükmün duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi sanık savunmanın tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Cumhuriyet başsavcılığında onama isteyen 10.03.2006 tarihli tebliğname ile 24.03.2006 tarihinde daireye gönderilmekle tayin edilen günde sanık ile savunmanın duruşma gününden usulen haberdar edildikleri halde duruşmaya gelmedikleri ve bir mazeret te bildirmedikleri anlaşılmakla duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimler kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğine kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
1- Sanığın olay tarihinde 19.00 sıralarında otobüs durağında bekleyen mağdurun pantolon cebindeki cep telefonunu çekip alarak kaçmaya başladığı, mağdurun ısrarlı takibi üzerine sanığın takipten kurtulmak amacıyla telefonu rasgele atıp, kaçmaya devam ettiği, mağdurun sanığın peşini bırakmayıp yakalaması üzerine bu kez sanığın ise; kurtulmak amacıyla yanındaki bıçağı çıkartıp, mağduru tehdit edip kovaladığı, ancak çevreden yetişen yurttaşların yardımıyla yakalanıp, görevlilere teslim edildiğinin anlaşılması karşısında; 5237 Sayılı Yasa'nın 765 Sayılı TCK'nın, 495-2. maddesinde tanımlamasını bulan dolaylı yağma suçuna yer vermemiş olması da gözetilerek, hırsızlık suçuna kalkışma eyleminin kesintiye uğraması sonrasında gelişen olayın silahlı tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden eylemin bir bütün halinde yağma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle yazılı şekilde uygulama yapılması
2- Kabule göre de;
5237 Sayılı TCY'nin erteli para cezalarının çektirilmesine ilişkin bir düzenleme içermediği gözetildiğinden aynı Yasa'nın 51/7 ve 765 Sayılı TCY'nin 95/2. maddeleri uyarınca sanığı erteli para cezası hükümlülüğünün aynen çektirilmesine karar verilmesi,
Sonuç: Bozmayı gerektirmiş, sanık C.Y. savunmanının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA 05.10.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************