Mesajı Okuyun
Old 28-10-2008, 17:49   #7
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Yazdıklarımı okuduğunda ne olacak? Bir öykü olsa bu, karmaşık kentin kafası karışmış insanını anlatsa, belki kendinden birşeyler bulup, öykümden çok uzaklara gidecek, kendi iç hesaplaşmanı yapacaksın. Belki de benim beni, kendimi anlattığımı sanıp, bir öyküden yola çıkarak yaşamımı çözümlemeye girişeceksin. Bir şiir olsa okuduğun, yine imgelerde ya kendini ya da varsaydığın beni arayacak ve düşgücümün yarattığını, düşgücünü kullanarak düşe çevireceksin.


Yazdıklarınızı okuduğumuz da ne olacak? Sizin yazdıklarınız olacak.

Ya sizi yorumlayacağız.Ya kendimizi. Ya hayatımızdan bir an gelecek gözümüzün önüne ya da sizin hayatınızı düşünmeye başlayacağız.Ama şunu asla aklımıza getirmeyeceğiz. Bu yazar sadece düş gücünü kullanmış olabilir mi? Düş gücü mü ,gerçek mi sorusunu , kendi düşlerimize sığdıramayacağımız zaman aklımıza getireceğiz anca.

Ve bir kalıba sokamadığımız zaman ise acaba ne demek istedi diye alınacağız.Sonra aslında açıkça yazılmış bir metni tekrar tekrar okuyarak yine kendi görebildiğimiz ve anlayabildiğimiz şekilde yorumlamaya çalışacağız. Yazarın ne söylediği umrumuzda olmayacak.

Bu benim yazım kendinize göre yorumlarsınız anca ve benim izin verdiğim kadarı ile demesi de bir anlam ifade etmeyecek okuyanlar için.Biz yine her zamanki gibi bildiğimizi yapacağız.

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Oysa neden “sana” yazmış olayım ki bunları? Neden hiç tanımadığım “sen”e “ben”i anlatayım? Ve zaten “sen”i hiç tanımadığıma göre, sana “sen”i anlatmış da olamam, değil mi? Bir düşünsene! Hem ne diye benden sözcükler, imgeler, bir kerteriz bekliyorsun ki, bana ya da kendine ilişkin birşeyler düşünmek için? Madem birkaç sözcükten, tümceden başlayıp, düşten düşe ya da gerçekten gerçeğe gezeceksin, benim katkım olmadan niye yapmıyorsun bunu?

Anlamlandırma için sizi tanımak yeter mi? Her daim yanınızda olan birinin , tüm hayatınız gözü önünde olan birinin bile sizi yeterince tanıdığına inanıyor musunuz? Ben inanmıyorum. Annemin, oğlumun, kardeşlerimin, bir zamanlar eşim olan insanın bile beni anca benim izin verdiğim kadarı ile tanıdıklarını bilirim.İnsanlar bazen bir cümle de, bazen bir tek bakışta, bazen ise kendileri ile hiç ilgisi olmayan konularda diğerlerini tanıyabilir.Bu da sadece o anlıktır. Kişiler arasındadır.

Örnek:Bir başkasına herhangi bir olayda müsamaha gösteren size de ya da bize de aynı davranışı gösterecek diye bir kural mı vardır.Yoktur.O yüzden bu paragrafa açıkçası hayran oldum.2 gündür dönüp dolaşıp tekrar okuyorum ve yazmaya anca cesaret toplayabildim.

Ama Sn Aladağ sizin katkınız olmadan da ne doğru anlayabiliriz ne de yanlış.

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Şunu kabul et; yazar, kendisi için yazar, senin okuyup okumayacağını umursamaz bile. Tüm sanatçılar için geçerli bir kuraldır bu; güzelliğin peşinde koşarlar sadece. Başkaları beğenir mi, anlamsızdır bu soru onlar için. Kendilerince güzel olanı, herkes için güzel yapmaya çalışırlar ama öncelikli istekleri, kendilerinin o güzelliğe ulaşmalarıdır. O tadı aldıktan sonrasının bir önemi yoktur.
03.07.2003

Kesinlikle kabul ediyor ve inanıyorum ki kimsenin ne anlayacağı yazarların umrunda değil. Ben yazar değilim.Benim bile yazdıklarım hatta bazen söylediklerimden bile iyi ya da kötü tepki beklemem.Kim ne anlarsa anlasın. Ne de olsa anlayacağı yanlıştır.

Herkes için güzel yapmaya çalışmasının bir nedeni ise aynen sizin de söylediğiniz gibi kendi güzel düşüncelerinin , güzel bir anlatımı haketmesindendir. Yani, yine kendisi içindir.

Muhtemel durumda ise bunları da yanlış anlamış da olabilirim.

Ama sizin yazınızı okuduğum zaman bana katkısı bu oldu. Siz yazın efendim, lütfen.

Bir ölümü, bir ayrılığı, bir kazayı duyduğumuz zaman bence aslında kendimize ağlarız.Ölene ya da başkasına değil, özleyeceğiz deriz.Kimse o bizi özleyecek mi diye ağlamaz.Kendimizi bunların yerine koyar ve kendimize ağlarız.Bu da benim kanaatim.

Elinize sağlık ve düşüncenize demekten başka bir eleştirim elbette yok.

Bana ait olan bir cümleyi de eklemeden geçemeyeceğim.

''Anlattıklarımı anlıyor olabilirsiniz, ama ne hissettiklerimi hissediyor ne de yaşadıklarımı yaşıyorsunuz.,,

Saygılarımla.