Barolar ve avukatlar üstlendikleri görevleri sebebi ile vatandaşların savunma hakkını adil bir şekilde kullanmalarını sağlayarak yargı bağımsızlığının güvencesidirler. Avukatlar ve barolar aslında kamunun vicdanıdırlar. Bu özelliklerinden dolayı avukatlar, kamu adına belli bir tavrı temsil etme ifade etme ve biçimlendirme yetkisine sahip kişiler olmak zorundadırlar.
Türkiye ‘nin mutluluğu, saadeti, egemen oluşu ve özgür insanların yaşadığı bir ülke olması hepimizin ortak amacıdır. Atatürk’ün hedef olarak ortaya koyduğu çağdaş uygarlık seviyesini geçebilen bir devlet ve toplum olarak yaşamanın şartı demokrasiyi ve hukuk devleti ilkelerini ve adaleti eksiksiz olarak gerçekleştirmektir. Vazgeçemeyeceğimiz değerlerden bir tanesi de üniter devlet yapımız ve egemenliğimizdir. Bu ilkeler, devletin sosyal ve laik yapısı hiçbir şekilde tartışmaya açamayacağımız değerlerdir.

Değerli arkadaşlarım, savunma hakkı olmadan bir yargılama sürecinden bahsetmek mümkün değildir. Bu sebeple avukatların çalışma şartlarının iyileştirilmesi ve son günlerde sıkça rastlanan barolara karşı yapılan hak tecavüzlerinden ve baroları baskı altına alma teşebbüslerinden vazgeçilmelidir.
Acil olarak ortadan kaldırılan avukatlık sınavlarının yeniden konulması ve baroların vesayet altına alınması ihtimalini belirten CMUK değişiklerinin yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Hatta barolar birliği savunma makamının oluşturduğu bir birliktir. Anayasa ve kanunlarda gerekli değişikleri yaparak bu birliğe çıkan kanunların anayasaya aykırılıkları konusunda anayasa mahkemesine dava açma hakkı verilmelidir.
Çağdaş ve modern bir devlet olmanın şartlarından biri de yargı erkinin yürütme erkinden ve yasama erkinden bağımsız olması gerekir. Bir ülkede özgürlük ortamından söz edilebilmesi için yargı kararlarının her şartta uygulanması ve yasalar önünde vatandaşların eşitliği gereklidir. Son günlerde Avrupa insan hakları mahkemesinin bir temyiz mercii gibi algılanmaya başlandığını görüyoruz. Bu çok tehlikeli bir gidiştir. Bir ülkenin bağımsız olmasının şartlarından biri de yargılamanın kendisine ait olmasıdır. Avrupa insan hakları mahkemesi Avrupa birliği ülkelerinin siyasal hedeflerine ulaşabilmesi için kurduğu organlardan biridir. Tam bir mahkeme değildir. Kaldı ki halen her devletin uyabileceği uluslar arası hukuk değerleri oluşmadığı gibi bunu uygulayacak tarafsız bir müessese de yoktur. Halen Almanya ve Fransa milli menfaatlerine aykırı olduğu zaman Avrupa insan hakları mahkemesinin kararlarını kabul etmemektedir.
Değerli meslektaşlarım; avukatlar savunma hakkının uygulayıcısı ve hukuk sistemimizin vazgeçilmez bir organıdır. Yargı sistemimizi oluşturan iddia – savunma ve yargı üçlemesinde savunma hakkı temel hakların öncelikli olanlarındandır. Hukuk devletinin temel organlarından olan savunma hakkını yerine getiren avukatlar, bireyleri bilgilendirip yönlendirerek bu hakların korunmasında yardımcı olarak kutsal bir görevi yerinde getirmektedirler.
Geleceğin mutlu ve kudretli ve bağımsız ve özgür Türkiye’sinin yolunun adaletten geçeceği dileğiyle avukatlar günümüz kutlu olsun.
Kırşehir Baro Başkanı
Av. Gökhan MARAŞ