Geçen ay elimdeki 5 adet CMK evrakımın hazırlık numaralarını öğrenmek üzere savcılık katına çıktım. Müracaat kalemine girdim. Savcılık kalemine gönderdiler. Savcılık kalemine girdim. İçeride 3 memur vardı. İkisi elindeki işlerle uğraşırken birisi masasında cep telefonuyla konuşuyordu. Telefonla konuşan memurun önüne gittim. 2 dakika oturun dedi. Sandalyeyi çektim bekliyorum. 5-6 dakika kadar telefonla konuştuktan sonra ne istediğimi sordu. Dosyaların hazırlık numarasını istediğimi söyledim. Avukat mısınız dedi, evet dedim. Önce diğer memurlara baktı, avukat beyle ilgilenebilir misiniz diye sordu. Onların önlerinde işi vardı. İşimiz var dediler. Memur hanım "şuan yoğunluk var müracaat kalemine sorun" dedi. Ben de ilk önce zaten oraya gittiğimi, onların da buraya gönderdiğini söyledim. "Şuan bakamıyoruz yoğunluk var" dedi. Bunun üzerine şu konuşma geçti:

-5-6 dakikadır telefonla konuşuyorsunuz, demek ki benim 1-2 dakikalık işimi yapamayacak bir yoğunluğunuz yok.

-Özel bir işim vardı onun için görüşme yaptım.

-Ama mesai saatindesiniz.

-Mesai saatindeyiz diye özel görüşmemiz olamaz mı?

-Olamaz.

-Allah Allah!

-Peki siz bilirsiniz.

Bu diyalog üzerine baro başkanını aradım bulamadım. Çok sinirlendiğim için 1 saat kadar bir şey yapmadan sakinleşmeye çalıştım. Sonra şikayet etmeye karar verdim. Şikayet incelenip görevi ihmal suçundan soruşturma açıldı. Memurun ifadesi alındı. Memur ifadesinde "avukat elinde yığınla evrakla geldi, geldiğinde görüşmemi sonlandırmıştım, dosya sorgu işleminin müracaat kaleminden yapılması gerektiğini söyledim" demiş.

Elimdeki dosyalardan biri ağır ceza dosyasıydı ve kalındı. Yalnızca 5 adet dosyanın numarasını istemiştim. Bu olaydan sonra adliyenin zemin katına yeni bir müracaat kalemi açıldığını öğrendim. Normalde savcılık katında bir müracaat kalemi bir de savcılık kalemi var. Yeni avukat olduğum için yeni açılan kalemden haberim yoktu. Dosya sorgusu oradan yapılıyormuş. Oraya gidip dosyaların numarası sorgulatmam 2 dakika bile sürmedi.

Şikayetimin asıl sebebi dosya sorgusu yapılmaması değil, kendisine gelen vatandaşa karşı saygısız bir üslup kullanmasıydı. Üstelik bu konuşmayı son derece sakin bir tavırla gerçekleştirdim. Bir memur alaycı ve kavgacı bir şekilde "Allah Allah" derse bunun bir karşılığı olmalıdır. Bekletmesi o kadar sorun değil. Beklettiği için şikayet etmiş olsak ülkedeki memurların çoğunu şikayet etmek gerekir. Yeri geliyor yarım saat bir saat bekliyoruz, beklemeye alışkınız. Fakat bu tür bir saygısızlığa tahammül edilmez.

Dün kovuşturmaya yer olmadığı kararının tebliği geldi. Ben de böyle bekliyordum, çok da önemli değil. Esas idari disiplin soruşturması yapılması daha önemli. Yaptığı saygısızlık 657'nin 125/A-e maddesi gereğince yaptırımla cezalandırılmalı. Şikayetimi de bu amaçla yapmıştım. Hiçbir memur bir vatandaşa böyle davranamaz. Mayıs ayından beri avukatlık yapıyorum. Staj sürecim boyunca neredeyse her gün adliyeye gidip geldim. Birçok memurla tanıştık sohbet ettik. Bazı kalemlerde "niye geldin" der gibi bakan somurtkan ve tembel memurlara rastlasam da hiçbirinden böyle bir muamele görmedim.

Üzüldüğüm bir nokta daha var. Baro başkanımızın "memur özür dilesin kapansın, yoksa avukatlara cephe alıp zorluk çıkarıyorlar" demesi. Memurlar avukatlara veya herhangi bir vatandaşa hangi hakla zorluk çıkarabilir? Baro başkanı avukatın arkasında durması gerekir düşüncesindeyim. Özür dilese zaten şikayetimi çekecektim. Elbette konunun minimum sorunla çözülmesi gerekir. Ancak baro başkanının "aman ağzımızın tadı kaçmasın" şeklindeki tavrı da beni üzdü. Bir sorun yaşadığımızda hakkımızı ararken bize destek olacak bir başkan olduğunu hissedemiyorum maalesef.

İçimi dökmek istedim. Görüş ve önerilerinizi bekliyorum sevgili meslektaşlarım.