Mesajı Okuyun
Old 29-03-2013, 09:47   #3
Pompeius

 
Varsayılan

TBK md.74:" Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz."

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/4-290
K. 2004/289
T. 12.5.2004
• HAKSIZ FİİL NEDENİYLE TAZMİNAT TALEBİ ( Boş Senedin Doldurulması Sonucu Resmi Evrakta Sahtekarlıktan Mahkum Olan Hamilin Senetteki Yazıları Yazdırdığı Kişiden )
• TAZMİNAT TALEBİ ( Davalıya Sahte Senet Doldurtarak Üçüncü Kişi Adına İmzalaması Sonucu Resmi Evrakta Sahtekarlıktan Mahkum Olan Hamilin Senedi Dolduran Kişiden )
• HUKUK HAKİMİNİN CEZA MAHKEMESİ KARARIYLA BAĞLI OLUP OLMAMASI ( Maddi Olayın Tesbitine İlişkin Mahkumiyet Kararının Bağlayıcı Olması - Resmi Evrakta Sahtekarlıktan Mahkum Olan Davacının Bonoyu Doldurttuğu Kişiden Mahkum Olmasına Neden Olduğu Gerekçesiyle Tazminat Talebi )
• CEZA MAHKEMESİ MAHKUMİYET KARARININ HUKUK DAVASINDA BAĞLAYICILIĞI ( Resmi Evrakta Sahtekarlıktan Mahkum Olan Davacının Davalıya Doldurttuğu Sahte Bonoyu Üçüncü Kişi Adına İmzalayarak Takibe Koyması Nedeniyle Senedi Dolduran Kişiden Tazminat Talebi )
1086/m.237, 295
818/m.53
1412/m.358, 361, 364
ÖZET :Yerel mahkeme ile özel daire arasında çıkan uyuşmazlık ceza mahkemesinde resmi belgede sahtecilik suçundan mahkum olan davacının kesinleşen mahkumiyet kararının hukuk hakimini bağlayıp bağlamayacağı, aynı iddiaların yeniden hukuk mahkemesinde tartışılıp tartışılamayacağı konularında toplanmaktadır. Hukuk ve ceza davalarının konuları, tarafları ve amaçları farklı olduğundan ceza mahkemesi kararları kural olarak hukuk mahkemesi için kesin hüküm oluşturmaz. Ancak aslında medeni yargıya tabi olan ve fakat özel yasa hükümleri ile ceza mahkemelerinde görülebileceği kabul edilmiş olan davalarda, ceza mahkemesi kararları hukuk mahkemesinde kesin hüküm oluşturur. Hukuk hakimi kural olarak kesinleşen ceza kararı karşısında, maddi hukuk bakımından bağımsızdır. Ancak bu bağımsızlık sınırsız bir bağımsızlık değildir. Her ne kadar, ceza hakiminin delil yetersizliğinden beraate ilişkin olarak verdiği karar, kusurun var olup olmadığı, ölçüsü, miktarı, temyiz kudreti ve illiyet bağı gibi hususlarda hukuk hakimini bağlamaz ise de, her mahkumiyet kararı o eylemin hukuka aykırılığını tespit etmesi bakımından hukuk hakimini bağlayıcı niteliktedir. Hukuk hakimi şekli gerçeği arayacak, maddi gerçek öncelikli hedef olmayacaktır. Ancak ceza hakimi bunun tersine öncelikli hedef olarak maddi gerçeğe ulaşmaya çalışacaktır. O halde ceza mahkemesinin maddi nedensellik bağını ( illiyet ilişkisi ) tespit eden kesinleşmiş hükmünün hukuk hakimini bağlamasına, Borçlar Yasasının 53. maddesi bir engel oluşturmaz. Hal böyle olunca, somut olayda kesin delil niteliğindeki hukuk mahkemesi ilamı ve ceza mahkemesi ilamları ile Azimet'in dava konusu bonoyu sahte bir biçimde bizzat düzenleyerek icra takibine konu ettiği sabit hale gelmiş olmasına rağmen bu hususun yeniden araştırılmasına hukuken olarak bulunmamaktadır. Kaldı ki, ceza ilamında senetteki imzanın Osman'a ait olmadığı ve sahte olduğu saptanmış bulunduğundan, artık imzası sahte olan bu senetteki boş kısımların davacı tarafından ya da başka birisi tarafından doldurulmuş olması, davacının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 1985/9-199

K. 1985/1054

T. 11.12.1985

• YARGILAMANIN İADESİ ( Ceza Hakimi Kararının Bir Beraat Kararı Olması Hukuk Hakimini Ancak Olayların Varlığını Tespit Ölçüde Bağlaması )

• CEZA HAKİMİ KARARININ BERAAT KARARI OLMASI ( Hukuk Hakimini Ancak Olayların Varlığını Tespit Ölçüsünde Bağlaması )

• BAĞLAYICI OLDUĞU SONUCUNA VARILMASI ( Yargılamanın İadesine Karar Verilmesi )

• İADEİ MUHAKEME ( Aynı Konuda İki Farklı Mahkemeden İki Ayrı Karar Çıkması )

818/m.53

1086/m.445

ÖZET : Yargılamanın iadesi davasına dayanak oluşturan ceza hakimi kararı bir beraat kararı olup hukuk hakimini ancak olayların varlığını tesbit ettiği ölçüde bağlar. Bu durumda kararın bu açılardan incelenmesi ve bağlayıcı olduğu sonucuna varılırsa yargılamanın iadesine karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "yargılamanın yenilenmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ankara Üçüncü İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 18.6.1984 günü ve 254-275 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi'nin 15.11.1984 gün ve 8151- 9966 sayılı ilamıyla; ( ... Davacı ... davalı işverenin, bir kısım işçilerin işe alınmaları sırasında evraklarında tahrifat yaptığı ve bu yüzden idareyi zarara uğrattığı gerekçesiyle iş aktini feshederek işine son verdiğini; bunun üzerine, iş aktinin haksız feshi nedeniyle ihbar ve kıdem tazminatlarının ödetilmesi için dava açtığını; ancak, Ankara Sekizinci İş Mahkemesi'nce işverinin iş aktini fesihte haklı olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verildiğini ve bu kararın Yargıtay'ca da onandığını; aynı olay nedeniyle, resmi evrakta sahtekarlık ve görevi kötüye kullanmak suçlarından dolayı hakkında kamu davası açılmış ise de, Ağır Ceza Mahkemesince beraatine karar verildiğini ve bu kararın da kesinleştiğini; böylece, aynı konuda birbiriyle çelişen iki kesin hüküm ortaya çıktığını; Ankara Sekizinci İş Mahkemesi'nin, ceza davasının sonucunu beklememesi nedeniyle, o dava sırasında beraat kararını ibraz edemediğini ... ) ileri sürmüş ve Ankara Sekizinci İş Mahkemesi'nce verilip kesinleşen davanın reddine ilişkin kararın iadei muhakeme yoluyla kaldırılmasını ve anılan davada reddedilen ihbar ve kıdem tazminatalarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 1992/8529

K. 1993/3630

T. 8.3.1993

• EMNİYETİ SUİSTİMAL VE ÖZEL EVRAKTA SAHTEKARLIK NEDENİYLE TAZMİNAT TALEBİ ( Ceza Mahkemesinin Hukuk Hakimini Bağlaması )

• CEZA HÜKMÜNÜN HUKUK HAKİMİNİ BAĞLAMASI ( Emniyeti Suistimal ve Özel Evrakta Sahtekarlık İddiasıyla Açılan Tazminat Davasında )

• TAZMİNAT DAVASINDA CEZA MAHKEMESİNDEKİ DAVANIN BEKLENMESİ ( Banka Çalışanının Özel Evrakta Sahtekarlık ve Emniyeti Suistimali İddiası )

818/m.53

ÖZET : Çalıştığı bankayı emniyeti suistimal ve özel evrakta sahtecilik ile zarara sokan personel, hukuk davası için ceza davasının sonucunu beklemek zorundadır. Çünkü, ceza mahkemesinin beraat kararı hukuk hakimini bağlamazsa da ceza kararı bağlar.
DAVA : Davacı, icra takibine yapılan itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, davayı reddetmiştir.
Hüküm, süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı Banka, Mecidiyeköy Şubesi`nde kambiyo sorumlusu olarak çalışan davalının 10.1.1989 - 16.11.1989 döneminde hizmet sebebiyle emniyeti suistimal ve özel evrakta sahtekarlık yapmak suretiyle banka zararına sebebiyet verdiğinden bu zararın tahsili için hakkında icra takibi yapıldığını davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı hakkında Şişli 4.Asliye Ceza Mahkemesi`nde hizmet sebebiyle emniyeti suistimal suçundan kamu davası açıldığı ve anılan mahkemenin 1991/803 esasında kayıtlı bulunuduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar BK`nin 53 üncü maddesine göre ceza mahkemesince verilen beraat kararı Hukuk Hakimini bağlamaz ise de, mahkumiyet kararı bağlayıcı niteliktedir. Bu nedenle öncelikle Ceza Mahkemesi`nde açılmış olan kamu davasının sonucunun beklenmesi gerekir.
Mahkemece ceza davasının sonucu beklenmeden hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebi nedeniyle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 8.3.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.