Mesajı Okuyun
Old 06-05-2007, 15:00   #11
Av. Ö.Erol Yavuz

 
Varsayılan

1)Sayın ragıp, ipoteğin süresi bitince ne olmaktadır sorunuzu şöyle cevaplayayım. Şahsi kanaatim bir yana, uygulamada yargıtay kararlarına atfen, ipoteğin süresi dolunca, sadece süresi dolmuş olmaktadır. Eğer ki, borcun ödendiği (herhalde sona erdiği şeklinde anlaşılmalı) ispatlanmadığı takdirde, bu durum terkin için yeterli sayılmamaktadır. Öğretide farklı görüşte olan çok değerli yazarlarda bulunmaktadır.

2)Sayın Konyalı, “taraflarca kararlaştırılan ve tesçil edilen vade, faiz ve temerrüt konusunda hüküm olmaması” durumu, nedense tam beklediğim cevap,

Hukukun, kanuni ipotek alacaklısı için yapacak bir şeyi olmalı, cümlesinden hareketle ( birazda cümleyi anladığım şekilde yazdım. ) ilk sorunuzdaki uyarlama yönünden değerlendirme mecburiyetini de bir yana bırakarak, serbest biçimde konuyu değerlendirecek olursak önerim şöyledir :

Bilindiği gibi BK.nun 210/2 hükmü, alıcıyı, satılanın zilyetliğini elde etmiş ise bilhassa ondan yararlanmak imkanını kazanmışsa, henüz mütemerrit hale düşmeden dahi, herhangi bir ihtara da gerek kalmaksızın, satılanın parasının faizini de ödemekle yükümlü tutmaktadır.

Anılan hüküm, B.K m.217 uyarınca taşınmaz satımı içinde uygulanabilir durumdadır.

Faizi aşan zarar sözkonusu ise alıcının kusuru sebebiyle, B.K m.105 uyarınca munzam zararın dahi istenebileceğini düşünmekteyim.

Alıcı kusuru fikrimce şöyledir: 20 yıl boyunca, malik sıfatıyla zilyetliği elde ederek, gayrimenkulden yararlanan kişi öncelikle taşınmazın bedelini tam olarak ve vaktinde ödemelidir. Tevdi mahalli tayini ya da İİK m.153 gibi borçtan kurtulma imkanları getirmiştir.Bu hükümlerden yararlanarak borcunu sona erdirmeyen borçlu neticesine katlanmalıdır.

80 Bin YTL lik borcun, 270 kuruşluk ödemeyle ortadan kalkacağı değerlendirmesini, durumun vehametini ortaya koymak bakımından ifade ettiğiniz i düşünüyorum. Yoksa alacağınız 270 kuruştur. Aksi takdirde forumun bu konusuna gerek kalmazdı değil mi ?

Umarım faydalı olur.

Saygılarımla.