Mesajı Okuyun
Old 10-03-2007, 09:13   #2
murgan

 
Varsayılan Adli vakalar ve organ nakli

Kurşunla yaralanan bir hasta sedyenin üzerinde hastanenin kapısından içeri giriyor, bir süre sonra beyin ölümü gerçekleşiyor. Aynı saatlerde bir karaciğer hastası umutsuzca kendisine nakledilecek organı bekliyor... Bir yandan incelenmesi gereken 'adli bir vaka', öte yandan organın zarar görmemesi için zamanla yarışan bir hekim...
Hukuken ve etik olarak alınması gereken en doğru tutum hangisi olacaktır?
Konuyla ilgili haber şöyle:
--------------------------------------------------------
DANIŞTAY ve Yüksek Sağlık Şurası, adli vakalarda savcının izni olmadan yapılan organ naklinin suç oluşturup oluşturmayacağı konusunda görüş ayrılığına düştü. Danıştay 1’nci Daire ‘suç oluşturur’ derken, Yüksek Sağlık Şurası ise ‘etik kurallarına aykırı olmadığı’ görüşünü bildirdi.
Malatya Başsavcılığı, geçen yıl ateşli silah yaralanması sonucu ölen Münevver Genç’in organlarını savcılığın izni olmaksızın aldıkları gerekçesiyle, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim üyeleri Vedat Kırımlıoğlu, Cüneyt Karaalp, Cengiz Ara, Gökhan Söğütlü, Mehmet Yılmaz ve Burak Işık hakkında, soruşturma yürütmek için üniversite yönetiminden izin istedi. Üniversite yönetimi 10 Ekim 2006’da bu istemi reddetti.

Dosyanın gittiği Danıştay 1’nci Daire ise, savcıdan izin almaksızın, sadece aile yakınlarından izin alınarak organ nakli yapılmasının suç oluşturduğu kararına vararak doktorların yargılanmasına hükmetti. Kararda, doktorların, Organ ve Doku Alınması Hakkında Kanun ile TCK’nın, ‘Kanuna aykırı organ alınması’ hükümleri ile ‘görevi kötüye kullanmak’ suçundan yargılanmaları gerektiği vurgulandı. Genç’in ölümünün adli olarak soruşturulması gereken bir olay olduğu vurgulanan kararda, ‘Savcının bu konudaki suç unsurlarını araştırması gerekir. Bu önemli işlevi nedeniyle ceza soruşturmasının, diğer kamusal yükümlülüklere göre öncelik taşıyacağı tartışmasızdır’ denildi.

YÜKSEK SAĞLIK ŞURASI: ETİK

Danıştay’ın 6 doktorun yargılanması istemli kararına karşılık 6 yıl önce Adana’da cinayete kurban giden 19 yaşındaki Hünkar Gök’ün organlarını Cumhuriyet Savcısı’nı beklemeden alıp 2 hastaya naklettikleri için haklarında dava açılan Başkent Üniversitesi Hastanesi Adana Merkez Müdürü Dr. Mustafa Turgut Noyan, doktorlar Sedat Yıldırım ve Tarık Zafer Nursal 2 yıl önce Yüksek Sağlık Şurası’nın ‘adli vakalarda organ naklinin yapılmasının etik kurallarına aykırı olmadığı’ yönünde belirttiği rapor üzerine beraat etmişti. 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkındaki Kanunun 15'inci maddesi uyarınca 4’er yıl hapis cezası istemiyle Adana 3’ncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan doktorlar hakkında mahkeme hakimi karar verebilmek için organ naklinin yasal olup olmadığını Yüksek Sağlık Şurası’na sormuştu.

ŞURA SAVCIYI SUÇLADI

Dosyayı inceleyen şuradaki 16 doktor da organ naklini yapan doktorları haklı bulurken, Cumhuriyet Savcısı’nın da zaman kaybına neden olması nedeniyle karaciğerin kullanılamaz hale gelmesine yol açtığını belirtmişti. Şura kararının sonuç bölümünde şöyle denilmişti:

‘Beyin ölümünün kesin belirtisi olduğu, tıbbi ölüm halinin gerçekleştiği, ölümün alınan organlara bağlı olmadığı, ölen kişinin babası tarafından yazılı belge ile organ nakline izin verildiği, bunun üzerine 2238 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak alınan organlardan dalağın organ naklinde doku tiplemesi için, böbreklerin uygun hastalara kullanıldığı, savcıdan kaynaklanan zaman kaybından dolayı karaciğerin kullanılamaz hale geldiği cihetleri ile Mustafa Turgut Noyan, Sedat Yıldırım, Tarık Zafer Nursal hakkında 2238 Sayılı Kanun hükmü ve etik kurallarına aykırı bir fiilin olmadığı şuramızca oy birliği ile karara varıldı.’

Mahkeme hakimi, bu rapor doğrultusunda 3 doktorun adli vakada organ alınmasında bir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle beraatlarına karar vermişti.