Mesajı Okuyun
Old 26-02-2007, 15:11   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan Katkı

T.C.
YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1956/10
K. 1957/1
T. 27.3.1957
• TERK SEBEBİNE DAYALI BOŞANMA DAVASI İÇİN HAKİMİN YAPACAĞI İHTAR ( Söz Konusu Hakimlik İşlemine Karşı Temyize Gidilemeyeceği )
• TEMYİZ EDİLEMEYEN KARARLAR ( Tek Başına - Terk Sebebine Dayalı Boşanma Davası İçin Hakimin Yaptığı İhtar )
• TERK NEDENİYLE BOŞANMA ( İhtarın Kanuni Şekle Uygun Olmadığına İlişkin İtirazların Tek Başına Temyiz Konusu Yapılamaması )
• İHTARIN KANUNİ ŞEKLE UYGUN OLMADIĞINA İLİŞKİN İTİRAZLAR ( Tek Başına Temyiz Konusu Yapılamaması - Terk Nedeniyle Boşanma )
1086/m.427
743/m.132
ÖZET : Terk nedeniyle açılan boşanma davalarında, ihtarın yapılması sonuç doğurucu nitelikte olmadığından temyiz edilemez.

Medeni Kanunun 132 inci maddesine tevfikan açılacak boşanma davalarında yapılması icap eden ihtarın boşanma davasından ayrı bir müstakil bir dava olarak mahkemece rüyet ve şartlarının tahakkuk ettiği anlaşıldığı takdirde ihtara dair nihai mahiyette bir hüküm itası iktiza eylediği ve bu hüküm katiyet kesbeylemesinden sonra ancak boşanma davasının açılması mümkün olduğu yolundaki eski içtihada muhalif olarak ihtarı yapacak olan hakimin 132 inci maddede zikrolunan diğer şartların mevcudiyetini ayrıca aramadan ihtar talebini isafa mecbur olduğu ve ancak esas boşanma davasında bahsi geçen maddedeki bütün şartların tahakkuk edip etmediğinin tetkiki lazım geldiği hususunda dairede yeni bir içtihat hasıl olduğundan bahisle İkinci Hukuk Dairesi Riyasetinden işin tevhidi içtihat heyetince halli 4.4.1956 tarihli tezkere ile talep edilmesi üzerine Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetinde İkinci Hukuk Dairesi`nin üç ilamı ile bu husustaki mütalaa tetkik olundu.

Münhasıran İkinci Hukuk Dairesi`nin kararlarına dayanılarak ihtilafın tevhidi içtihat yoluyla hallinin talep olunduğu ve çok zaman evvel buna dair evrakın teksir edilerek heyet azalarına tevzi edildiği ve bundan sonra da bu mevzuda ayrıca Hukuk Umumi Heyeti kararı da bulunduğundan bahisle Baş Riyasete bir karar sureti de tevdi edilmemiş olduğu anlaşıldığından işin Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetinde görüşülmesi muvafık olduğuna ekseriyetle karar verildikten sonra ihtilafın esasının tetkikine geçildi:

Medeni Kanunun 132 inci maddesine tevfikan evlenmenin kendisine tahmil ettiği vazifeleri ifa etmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya muhlik bir sebep olmaksızın evine dönmediği iddia edilen eşe karşı yapılacak ihtar müstakil kazai neticesi olmayan ve boşanma davasına tekaddüm eden hakim delaletiyle yaptırılması iktiza eden bir muameleden ibarettir. Terkin, netayici mühim telakki edilerek akıbetinin hakim marifetiyle bir kere ihtarından sonra bu ihtarın akim kalması halinde ancak 132 inci maddeye dayanılarak boşanma davasının açılacağı esası kanunen kabul edilmiştir. Bahis mevzuu maddenin diğer şartları gibi ihtar da boşanma davasının kabulü için mevcudiyeti elzem olan şartlardan biridir. İhtar talebinin isafı hakimlikçe mecburidir. İhtar icrası talebi hakime işin esasını tetkike salahiyet vermez. İhtarı yapan hakimin ihtarnameye eşin gideceği yerin mufassal adresini ve terkin mahiyetine göre icap ederse ve ihtarı yaptıran talep etmişse o yere gitmek için eşin emrine amade kılınan para miktarını ve bir ay zarfında gidilmesi lüzumunu ve gidilmemesi halinde de bunun müncer olacağı neticeyi dercetmekle iktifa eylemesi icap eder.

Bu şekilde yapılan ihtarın semeresiz kalması üzerine açılacak 132 inci maddeye müstenit boşanma davasını rüyet edecek mahkemenin, terkin vaki olup olmadığı vaki ise bunun evlenmenin eşe tahmil ettiği vazifeleri ifa etmemek maksadıyla veya muhik bir sebep olmaksızın vukua gelmiş bulunup bulunmadığını ve kanuni müddetlerin de dolmuş olup olmadığını ve ihtarın da kanuni şartları cami olarak yaptırılmış bulunup bulunmadığını tetkik etmesi lazım gelir. Diğer şartlar gibi ihtarın da şekline uygun olarak yapılıp yapılmadığını aramak boşanmaya karar verecek mahkemenin vazifesi cümlesindendir.

Böylece yukarıda ihtarnameye derci icap ettiğine işaret edilmiş bulunan hususların tebliğ olunan ihtarnamede mevcut olup olmadığını boşanma davasını rüyet eden mahkemenin araması ve tebellüğ olunan ihtarnameyi 132 inci maddenin istihdaf ettiği gayeyi temin eder mahiyette bulmadığı takdirde de terk sebebine müstenit boşanma davasını reddeylemesi icap eder. Netice:

İhtar müstakil kazai neticesi olmayan, hakimlikçe yapılmış bir muameleden ibaret bulunup nihai karar mahiyetini haiz olmadığından usulün 427 inci maddesi mucibince bu kabil muameleler aleyhine temyiz yoluna gidilemeyeceğine ve ihtarın kanuni şartları cami olarak muhatabına yaptırılmış olup olmadığı keyfiyetini de 132 inci maddenin bütün şartlarını tahkik ile mükellef olan boşanma davasını rüyet edecek mahkemenin tetkik eylemesi iktiza eylediğine ve ihtarın kanuni şekle uygun olarak vaki olmadığı yolundaki itirazların da boşanma davası neticesinde verilecek nihai hükümle temyizen tetkiki icap eylediğine ilk müzakerede 27.3.1957 tarihinde ittifakla karar verildi.
AYKIRI GÖRÜŞLER

İmran Öktem ( 7. HD. Bşk. ):

Nuri Ülgenalp:

Adliye Ceridesinin Eylül 1935 tarihli nüshasında neşredilen Temyiz Hukuk Heyeti Umumiyesinin 12.6.1935 tarih ve 35 sayılı ilamında ( Terke müstenit boşanma davalarında Medeni Kanunun 132 inci maddesinde mevzubahis ihtarın bilmuhakeme, terkin muhik sebebe müstenit olmadığı anlaşılarak yapılması lazım geldiği ) yolundaki hususi dairenin bozma sebebi varit görülmüş olduğu gibi, heyeti umumiyenin yüzlerce neşredilmiş ilamında bilmuhakeme sadır olan ihtar ilamları esastan tetkik edilerek bozulmuş veya tasdik olunmuştur. Bu suretle hukuk heyeti umumiyesinin de bu bapta birçok kararları mevcuttur. Hususi dairenin son temayülü heyeti umumiyenin müstakar içtihadına aykırıdır. Bu itibarla Hukuk Kısmı Tevhidi İçtihat Heyeti bu mevzuu tetkik ve halle ve içtihadı tevhide salahiyetli değildir. İşin büyük heyette müzakeresi lazımdır. Biz müzakere sırasında hukuk heyeti umumiyesinin müteaddit kararlarını tarih ve numarasını zikrederek heyete arz ettik. Heyet buna rağmen işin esasına girişti. Bu noktadan karara muhalifim. Heyet vazifesi harici işe el koymuştur. İttihaz olunacak karar bir tevhidi içtihat kararı olmak vasfını haiz değildir. Yokluk ile maluldür. İşin esasına muhalif değilim. Nitekim İzmir Baro Dergisi`nin Ocak 1936 tarih 3 numaralı nüshasında neşredilen makalemde ihtarın idari bir işlem olduğunu, muhakeme icrasına ve delil toplanmasına lüzum ve mahal bulunmadığını sebepleriyle birlikte izah ve müdafaa etmiş, Hukuk Heyeti Umumiyesinin 12.6.1935 tarihli kararını tenkit eylemiştim.

E. Erman:

Hususi daire ile Hukuk Umumi Heyeti kararları arasındaki ihtilafın halli bahis mevzuu olduğuna göre Hukuk Kısmı Tevhidi İçtihat Heyetinin bu mevzuu tetkike ve içtihadı tevhide salahiyeti yoktur. İşin böyle heyette müzakaresi ve bir neticeye bağlanması zaruridir.

Bu husus reye konup ekseriyetle, Hukuk Kısmı Tevhidi İçtihat Heyetinin vazifeli olduğuna karar verilerek işin müzakeresine geçilmiş, şu halde mevzuun esası üzerine rey ve mütalaa beyanı mecburiyeti tahassül eylemiş bulunmaktadır. Bu mecburiyete uyarak işin esası üzerinde ekseriyetle hemfikir olduğumu beyan ederim.