Mesajı Okuyun
Old 05-05-2008, 21:23   #6
Av.Barış

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan themis-1987
Sayın Av. Barış lehe olan hükümlerin sonradan aleyhe dönüşmesi şeklindeki düzenelemeleri Ceza Hukuku mantığı açısından nasıl değerlendiriyorsunuz. Ayrıca HAGM kurumu hakkında sabıkalı sabıkasız ayrımı yapıp sadece belli gruptaki(sabıkasızların) kişilerin bu kurumdan yararlandırılması anayasadaki eşitlik ilkesi ya da ayrımcılık yasağına aykırılık teşkil eder mi?

Çocuk koruma kanunu Madde 23 - (Değişik madde: 06/12/2006 - 5560 S.K.40.md)

(1) Çocuğa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda, Ceza Muhakemesi Kanunundaki koşulların varlığı halinde, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Ancak, bu kişiler açısından denetim süresi üç yıldır.

CMK md 231 (5) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl* veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

(6) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K.23.md) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi, gerekir.

Yukarıda da belirtmiş olduğum üzere HAGB kararının verilebilmesi için kanun bazı koşullar aramaktadır.Bunlar a-b-c bendlerinde belirtildi.Bu koşulların oluşması durumunda bu madde uygulanacak ve sanığa itiraz hakkı olduğu bildirilecektir. AY aykırılık konusuna gelince.Ceza hukukunda temel ilke sanık lehine olan hükümlerin uygulanacağıdır. Bu maddenin sanık aleyhine olduğu düşünülemez.Çünkü kanuna göre suçu sabit olan kişilere böyle bir hak tanınmaktadır.

Türk ceza yasasının 51 maddesinde ise ertelemden söz etmektedir.Koşulları aynı.Fakat HAGB sanık hakkında verilen cezanın hukuki sonuç doğurmamasını ifade etmektedir.Erteleme ise hukuki sonuç doğuyor ceza infaz edilmiş sayılıyor(51/8)

Şimdi 2 madde arasında ki farka bakılacak olursa sanık lehine olan durum tabiki HAGB kararıdır.Dolayısıyla AY aykırılık sonucunu doğurmamaktadır. Fakat yukarıda belirttiği üzere sanık adil yargılanmamış veya kovuşturma eksik yapılmış,deliller yetersiz olduğu halde sanığa ceza verilip bu karar açıklanmamışsa bu karar aslında sanık aleyhine dönüşebilmektedir.Çünkü bu karara karşı sadece itiraz yoluna gidiliyor ve verilen karar kesin hüküm taşımaktadır.İtiraz yolunda ise sadece usul yönünden inceleme yapıldığı için verilen karar pek değişmiyor. Yanlış olan noktada burada zaten.Kanunun sadece itiraz yolunu öngörmüş olması. Bana kalırsa bir kişiye bu kararı verebilmek için işlemiş olduğu iddia edilen suçun kesin ve şüpheye neden olmayacak şekilde açık olması gerekmektedir.Zaten Ceza hukukunda temel ilke "Şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir.Yargılama yapılırken de sanık hakkında en ufak bir şüphe oluşmuş ise bu ilkeye göre sanık lehine olan düzenlemenin uygulanması gerekmektedir. örnek vermek gerekirse sanık suçunu ikrar etmiş ise vs nedenlerle şüpheye neden olmayacak şekilde suçu sabit ise bu kararın verilmesi aksi takdirde cezanın erteleme yoluna gidilmesi daha daha doğru olurdu.Fakat HAGB ertelemeden daha lehe olduğu için bu karar verilmektedir. Bu kararın verilmesinde sabıkalı-sabıkasız ayrımı yapılması eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünmüyorum.

AY eşitlik ilkesi ; Madde 10 - Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 07/05/2004 - 5170 S.K./1.mad) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde ve her türlü kamu hizmetlerinden yararlanılmasında* kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Yukarıda ki madde uyarınca HAGB kurumunun ayrımcılık ya da eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünmüyorum.CEza hukukunun ıslah yönünü düşünecek olursa kişi bir suçtan dolayı ceza alıp denetim süresi içinde yine suç işlemişse bu kuralın uygulanmaması gayet doğaldır.Ayrıca "Eşitlik ilkesi" hukuksal eşitliği ifade ettiği için aynı durumda bulunan farklı sanıklara bu hükümler uygulanmaktadır.