|
|
|
|
|
|
Merhabalar...
Müvekkilim ile eşi yaklaşık 40 yıldır evliler. Müvekkilim uzun süre önce pankisyon hastalığına yakalanmış.Bu hastalık nedeni ile eşi kendisini bakıcı olarak göstermiş ve bakıcı maaşını kendisi almış. Ancak müvekkilin bakımı ile hiç ilgilenmemiş, çocukları bakımı ile ilgilenmiş. Yaklaşık 5 ay önce müvekkilin eşi başka bir ülkeden genç bir kadın getirip imam nikahı ile evlenmiş ve köydeki evlerinde bu kadın ile birlikte yaşamakta. Müvekkil ise şehirde çocuklarının evinde kalmaktadır. Eş ile birlikte yaşarken, şehirde kocanın üzerine tapuda kayıtlı olan konutta yaşamaktalardı. Ayrıca, ikinci evliliğini yapmak için 15.000 TL başlık vermiş. Bu başlık parasını da, köydeki aile konutu niteliğindeki evlerinin yakılması nedeni ile aldığı tazminat parasından karşılamıştır.
Açacağım davada boşanma ile birlikte, maddi ve manevi tazminat talep edeceğim.Ayrıca, şehir merkezine bulunan konutun müvekkil üzerine tesciline karar verilmesini, aksi durumda yaşam boyu kullanma hakkının müvekkile verilmesini talep edeceğim. Tüm bu taleplerimi açacağım boşanma davasında, tek dava ile talep etmeyi düşüüyorum. Bu konuda hukuken bir engel var mı? Ayrıca konutun müvekkil adıan tesciline karar verilir mi? bu konudaki öneri ve tecrübelerinizi paylaşmanızı bekliyorum.
|
|
 |
|
 |
|
Sayın meslektaşım,
Öncelikli olarak tapu iptali ve tescil konusunu unutmanızı öneririm. Atrık bu tür durumlarda katılım payı alacağını düşünmek gerekmekte.
Boşanma davası ile birlikte maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmanıza engel yok. Ancak söz konusu maddi ve manevi tazminatın, konut için yapılan katkıyla ilgisi yok farklı bir alacak olduğunu da söylemek isterim.
Aile konutu şerhi koydurması yoluna giderek, öncelikle evin elden çıkışını engellemeye çalışınız.