Mesajı Okuyun
Old 17-06-2007, 15:47   #3
HÜLYA ÖZDEMİR

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2001/10740
K. 2002/2575
T. 21.3.2002
• SAHTE VE GEÇERSİZ VEKALETNAME ( Pay Devrinin İptali İstemi - Özel Vekaletnamenin Sahteliği Savının Vekaletnameyi Düzenleyen Noteri de Kapsadığı ve İlgili Noterin Taraf Olmadığı Bir Davada Bu Konunun Çözüme Bağlanmayacağının Gözetileceği )
• PAY DEVRİNİN İPTALİ İSTEMİ ( Özel Vekaletnamenin Sahteliği Savının Vekaletnameyi Düzenleyen Noteri de Kapsadığı ve İlgili Noterin Taraf Olmadığı Bir Davada Bu Konunun Çözüme Bağlanmayacağının Gözetileceği )
• ÖZEL VEKALETNAMENİN SAHTELİĞİ ( Savının Vekaletnameyi Düzenleyen Noteri de Kapsadığı ve İlgili Noterin Taraf Olmadığı Bir Davada Bu Konunun Çözüme Bağlanmayacağının Gözetileceği - Pay Devrinin Sahteliği )
• NOTERE HUSUMET YÖNELTİLMESİ GEREĞİ ( Pay Devrinin İptali İstemi - Özel Vekaletnamenin Sahteliği Savının Vekaletnameyi Düzenleyen Noteri de Kapsadığı ve İlgili Noterin Taraf Olmadığı Bir Davada Bu Konunun Çözüme Bağlanmayacağının Gözetileceği )
6762/m.520
ÖZET : Dava, davalılardan Sinan Sakınç'ın davacının davalı şirketteki paylarını vekaleten eşi olan diğer davalıya devrinin sahte ve geçersiz vekaletnameyle gerçekleştirildiği savına dayalı pay devrinin iptali istemine ilişkindir. Özel vekaletnamenin sahteliği savının vekaletnameyi düzenleyen noteri de kapsadığı ve ilgili noterin taraf olmadığı bir davada bu konunun çözüme bağlanmayacağı gözetilerek, davacıya tanınacak uygun sürede notere karşı dava açması sağlanarak açılması halinde eldeki dava ile birleştirildikten sonra sahtelik olgusunun aydınlatılmasında zorunluluk bulunmaktadır.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Ankara Asliye 8. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 06.06.2001 tarih ve 2001/144-2001/425 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 19.03.2002 günde davacı avukatı Atay Doğan ile davalı avukatı Fadime Selmanlı gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraflar avukatları dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Yaşar Arslan tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı, müvekkilinin davalı şirketteki 4 payının, şirket müdürü olan davalılardan Sinan Sakınç tarafından müvekkilinin imzasını içermeyen sahte vekaletname ile eşi olan diğer davalıya düşük bedelle satıldığını ileri sürerek, devir işleminin iptalini, şirketin mal varlığının tespiti ile devir tarihindeki alacağın davalı şirketten tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, şirket kayıtlarında devir belgesine ve grafolog bilirkişiler kurulu raporuna dayanılarak, devir işlemi dayanağı 03.11.1997 tarihli vekaletnamedeki imzanın davacıya ait olduğu, devir sonrası TTK.nun 520. maddesi uyarınca gereken prosedürün tamamlandığı, davacının talimatı dışında ve düşük bedelle pay devri yapıldığının kanıtlanamadığı gibi, davacının bu nedene dayanarak vekil hakkında dava açabileceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1-Dava, davalılardan Sinan Sakınç'ın davacının davalı şirketteki paylarını vekaleten eşi olan diğer davalıya devrinin sahte ve geçersiz vekaletnameyle gerçekleştirildiği savına dayalı pay devrinin iptali istemine ilişkin bulunmakla, 03.11.1997 tarihli özel vekaletnamenin sahteliği savının vekaletnameyi düzenleyen noteri de kapsadığı ve ilgili noterin taraf olmadığı bir davada bu konunun çözüme bağlanmayacağı gözetilerek, davacıya tanınacak uygun sürede notere karşı dava açması sağlanarak açılması halinde eldeki dava ile birleştirildikten sonra sahtelik olgusunun aydınlatılmasında zorunluluk görüldüğünden, kararın öncelikle usule ilişen bu yön bakımından bozulması gerekmiştir.

2-Ayrıca, şirket payını devralanın vekil sıfatı ile hareket eden davalının eşi olması ve vekilinin eşinin üçüncü kişi sayılmayacak olması karşısında, devir işleminin vekilin kendisiyle işlem yapma yasağı kuralına aykırı olup olmadığı da irdelenmesi gerekirken bu husus gözden kaçırılarak eksik inceleme ile devir işlemine geçerlilik tanınması da doğru bulunmamış, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 250.000.000-lira duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx