Mesajı Okuyun
Old 05-10-2006, 23:44   #20
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan 2.'yi buldum!

**************
TENKİS
**************
Esas Yılı : 1990
Esas No : 2066
Karar Yılı : 1990
Karar No : 2812
Karar Tarihi : 15.03.1990
Daire No : 2
Daire : HD
**************

**************
DAVA: Taraflar arasındaki tenkis davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın reddine dair verilen hükmün temyizen tetkiki davacı tarafından istenilmekle, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Tenkis davası, murisin mahfuz hisseyi (M.K. 453)ihlal eden ölüme bağlı veya sağlar arası teberrularının kanuni hadde indirilmesi isteğidir (M.K. 502). Kanunda açıkça belli edildiği üzere tenkis davasının konusu murisin oluşturduğu hukuki durumun mahfuz hisseyi ihlal ettiği sabit olursa yerine yeni bir hukuki durum yaratılır. Ancak özellikle sağlar arası hukuki tasarrufun tenkiki gerekirse kararın bir de eda bölümünü kapsaması halinde davacı hakkında kavuşabilir. Ölüme bağlı tasarruflar için çok kez böyle bir eda kararına ihtiyaç duyulmayabilir. Zira ölüme bağlı tasarruf ancak ölümden sonra tenfiz edilmedikçe davalının bir şeyi geri vermesisözkonusu olmayabilir. Mirasçı nasbı dışında esasen tereke tenfize kadar kanuni mirasçıların malı niteliğindedir (M.K. 539). Böyle olunca tapulu taşınmaz malların tapu sicilinde kanuni mirasçılar adına yazılması ölüme bağlı tasarrufların varlığını ortadan kaldırmaz. Kendisine muayyen mal vasiyet edilen kimse (M.K. 464) bu vasiyeti ifa ile mükellef olan varsa ona, yoksa kanuni ve mansup mirasçılara karşı dava hakkına sahiptir. Bu dava hakkı, vasiyetçinin hilafını kastettiği vasiyetnameden anlaşılmadıkça, vasiyet olunan şeyi teslim ile mükellef olan kimsenin mirası kabul ettiği veya reddebilmek hakkının düştüğü tarihten itibaren başlar (M.K. 541). Kanun vazıı ölüme bağlı tasarrufun tenfiz isteği ile karşı karşıya olan mahfuz hisseli mirasçıyı tenkis davası ile korumuş fakat bu davanın açılmasını, hak düşürücü bir süreye bağlamıştır (M.K. 513). Mahfuz hissesi ihlal olunan mirasçının kanunda gösterilen süreler içinde tenkis davası açmasını engelleyen herhangi bir hüküm yoktur.
Tenkis iddiasının def'an her zaman dermeyan olunabilir (M.K. 513/2) nitelikte oluşuda, henüz tenfiz isteği ile karşı karşıya olmayan mirasçının, tenkis davası açmasına engel olarak düşünülemez. Zira terekenin açılmasından kısa bir süre geçtiği için bu davada ispat kolaylıkları bulunacağı tabiidir. Mahfuz hisseli mirasçının, yıllar sonra karşılaşacağı bir tenfiz davasında, def'i yoluyla tenki isteğinin ispat zorluklarından kaçınması kadar doğal bir hal olamaz. Böyle olunca vasiyetnamenin henüz tenfiz olunmamış bulunması ve vasiyetnameye konu malın kanuni mirasçılar adına tapu sicilinde geçirilmiş olması sebebiyle henüz dava açma zamamının gelmediğini kabul eden mahkeme görüşü doğru değildir.
Mahkemece yapılacak iş esasın incelenmesi ve sonuca göre bir karar verilmesinden ibarettir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazının bu sebeplerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 15.3.1990 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Tenkis davası ve kararı,ancak geçerli hukuksal tasarruflara karşıdır. Ölüme bağlı bir tasarrufun hukuken bir sonuç doğurabilmesi öncelikle vasiyetnamenin tenfizine ilişkin bir yargı kararınuın varlığına bağlıdır. Diğer taraftan tapu kaydı mira bırakanın üzerinde olmayıp veraset ilamına göre yasal mirasçılar adına tesçilde geçekleşmiş bulunduğundan olayın özelliğine göre tenfiz kararı gereğince tapuda gerekli intikallerinde yapılması zorunludur.İşte ancak bundan sonradır ki ölüme bağlı tasarrufun hukuksal sonuç doğurabileceğinden tenkis davası açma hakkı da o andan itibaren başlayacaktır.Öyle ise dava tarihinde henüz tenkise konu geçerli bir işlem mevcut bulunmadığından dolayısıyla dava açma hakkı henüz doğmadığından yerel mahkeme kararının onanması gerekmektedir.Bu nedenle çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.
**************
.: CopyRight by Sinerji A.Ş. :.