Bu sorunun admin denetiminden geçeceğini düşünüyorum zira edaşlar rutinleşen şekilde "ali kıran baş kesen" davranışı sergilemekteler.

Bir yatırımcı 500 metrekareye yakın bir işyeri kiralayarak sağlık merkezi yapmak üzere tadilata girişir. Tadilat uzun sürer. Yapının elektrik enerji alt yapısı kâfidir, güç artışı vs gerekmez, iç tefriş ve tesisat yenilenir ve işletme hizmete girer. Abonelik devri baştan alınmıştır. Devirden bir yıl kadar sonra ilgili dağıtımı şirketi (edaş) bir kaçak elektrik tespit tutanağı düzenler ve tahakkuk çıkarır. İddia, ölçü düzenindeki bir sayaç çarpanı hatası (akım trafosu çarpanı) ve mühürsüz pano kullanımdır. 2023 sonunda 1,5 milyon TL civarında bir fatura çıkarılır. Bunun 10 katından fazla yatırım yapmış ve müşteri kabule başlayan işletmede enerjinin kesilmesi ile müşteriye rezil olma korkusu başlar. "Top class" müşteriye hitap edecek işletmenin elektrik hırsızı olması olağan değildir. İşletme itiraz etse de sonuç değişmez, hukuk yoluna gitmeyeceğine dair beyanı istenir ve 5 taksitte ödeme imkanı tanınır.

Evet, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği kaçak tutanağına yapılan itirazın ödemeyi durdurmayacağını yazmaktadır. Ancak aynı yönetmelik kaçak şüphesi durumunda tahakkukun nasıl hesaplanacağını da açıklar ve edaş personeli bu hesabı yaparken şirketi lehine sıklıkla hata yapar. Sayaç laboratuvar raporunu savsaklar, yönetmelikteki sürelerin maksimumunu kendi lehine kullanır. Ancak itirazı da maalesef kendisi sonuca bağlar. Üstelik elektriği kesme tehdidi de cabası.

Böyle durumlarda mahkemelerden tespit, tedbir vb. bir yolla ödemenin durdurulması, enerji kesme tehdidinin ortadan kaldırılması şeklinde hızlı bir karar almak ne kadar olasıdır? İki taraf da şirket ise asliye ticaretler doğru merci midir?