Mesajı Okuyun
Old 05-01-2009, 20:35   #28
Doç. Dr. Özge Yücel

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan agah
Madde 185- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.
Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.
Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

Görüldüğü gibi evlenme ile bir birlik kurulmaktadır.Ve bakım,eğitim,gözetim,birlikte yaşamak,sadık ve yardımcı olmak gibi bir çok yükümlülüğü beraberinde getiren bu birlik, bir çok hakkı da beraberinde götürmektedir.Bu haklardan birisi de özel hayatın gizliliğidir.Kanun, eşlere birlikte yaşama zorunluluğu getirirken özel hayatın gizliliği ilkesini, eşler arasında rafa kaldırmıştır.

Hukuk ve toplum düzeninde karşılıklı yükümlülükler doğuran birçok ilişki vardır.
Örneğin anne baba çocuğuna yardım etmekle, belli bir yaşa kadar bakımını sağlamakla yükümlüdür. Çocuk anne babasının belli sınırlar içinde sözünü dinlemekle yükümlüdür. Birbirlerine destek olmakla yükümlüdür.
Örneğin işçi işverene sadakat yükümlülüğü altındadır, işini özenle yerine getirmekle yükümlüdür.
Örneğin dernek üyeleri derneğin amaçlarını benimsemekle, amaçlarına aykırı düşmeyerek sadakat yükümlülüğü altına girmektedir.
Bu örnekler çoğaltılabilir. Sonuçta toplumda sadakat yükümlülüğü doğuran, karşılıklı destekleme yükümlülüğü doğuran birçok ilişki vardır. Peki işveren işçisinin özel iletişimini tespit etme hakkına sahip midir, anne baba çocuğunun mektuplarını okuma hakkına sahip midir, dernek yöneticisi dernek üyelerinin kimlerle çalıştığını anlamak için özel mektuplarını okuma ya da konuşmalarını dinleme hakkına sahip midir?
Bunların yanıtı hayırsa evlilik birliğinin getirdiği yükümlülüklerin özel haberleşme hakkını sona erdirdiğine nasıl ulaşabiliyoruz?
Kişisel kanılarımız ya da alışkanlıklarımız değildir bizi hukukçu sıfatıyla konuşturan.
Hukuk kurallarının salt pozitivist yaklaşımla yorumlanmaması gerektiğine çoğu kişi katılır ama hukuk kuralları amacıyla yorumlanırken her zaman özgürlükler lehine yorumlanır. Özgürlükleri daraltıcı yorumlar demokratik ve laik sistemlere değil otoriter ya da totaliter sistemlere özgü bir alışkanlıktır.