[FONT='Bookman Old Style','serif'][/font]

[FONT='Book Antiqua','serif']Konuyla ilgili hükümler;[/font]
1. [FONT='Book Antiqua','serif'](Eşin saklı payı ile ilgili) TMK m.506/4. Sağ kalan eş için, altsoy veya ana ve baba zümresiyle birlikte mirasçı olması halinde yasal miras payının tamamı, diğer hallerde yasal miras payının dörtte üçü.[/font]
2. [FONT='Book Antiqua','serif']TMK Madde 510.- Aşağıdaki durumlarda mirasbırakan, ölüme bağlı bir tasarrufla saklı paylı mirasçısını mirasçılıktan çıkarabilir:[/font]
[FONT='Book Antiqua','serif']1. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse,[/font]
[FONT='Book Antiqua','serif']2. Mirasçı, mirasbırakana veya mirasbırakanın ailesi üyelerine karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemişse.[/font]
[FONT='Book Antiqua','serif'][/font]
[FONT='Book Antiqua','serif']3. Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.(TMK m.181/I) Boşanma davası devam ederken, ölen davacının mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve davalının kusurunun ispatlanması halinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.(TMK m.181/II)[/font]

Konuyla ilgili hükümler incelendiğinde sorunuzla ilgili konuda yapacak bir şey olmadığı gibi bir sonuç çıkıyor;

a.TMK m.181’in uygulanması açısından bakıldığında açılmış bir boşanma davası olmadığından bu hükümden yararlanmak sözkonusu değil.

b.TMK’nin 510.maddesinden yararlanma konusunda diğer mirasçılara tanınan bir hak yok, bu nedenle bu hükümden yararlanma da söz konusu değil.