Mesajı Okuyun
Old 04-02-2007, 17:41   #5
icra20

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
CEZA GENEL KURULU
E. 1984/6-16
K. 1984/203
T. 4.6.1984
• AÇIĞA İMZANIN KÖTÜYE KULLANILMASI ( İmza Dışında Boş Olarak ve Teminat Amacıyla Verilen Kağıdın Ödenen Borçtan Daha Yüksek Bir Meblağla Doldurulup Takibe Konması-Senette Sahtecilik Oluşmaması )
• SADECE İMZA ATILIP VERİLEN SENEDİN BORÇ ÖDENDİĞİ HALDE DOLDURULUP TAKİBE KONMASI ( Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması-Senet Boş Verildiğinden Senette Sahtecilik Oluşmaması )
• SENETTE SAHTECİLİK ( Sadece İmzayla Verilen Senedin Anlaşmaya Aykırı Doldurulup Takibe Konmasının Senette Sahtecilik Değil Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması Suçunu Oluşturduğu )
765/m.509
ÖZET : 500.000 liralık bir borca karşılık teminat olarak verilen ve sadece katılanın imzasını taşıyan bir kağıdın, sonradan borç ödendiği halde, boş kısımlarının doldurularak 600.000 liralık bir bono haline getirilip takip edilmesi eylemine TCK.nun 509. Maddesinin uygulanması gerekir.

DAVA : Emniyeti suistimalden sanık Ömer'in hükümlülüğüne dair Denizli İkinci Asliye Ceza Mahkemesi'nden verilen 15.10.1982 gün ve 527-372 sayılı hüküm, müdahil ve sanık vekillerinin temyizi üzerine; Yargıtay Altıncı Ceza Dairesi'nce incelenerek, 7.12.1983 gün ve 5449-9326 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir.

C. Başsavcılığı'nın CMUK.nun 322. maddesi uyarınca Özel Daire kararının kaldırılarak hükmün bozulması istemini bildiren 3.1.1984 gün ve 6 sayılı itiraznamesiyle dosyanın Birinci Başkanlığa gönderilmesi üzerine; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : İnancı kötüye kullanmak suçundan sanık Ömer'in, TCK.nun 509, 522, 647 sayılı Yasanın 4. maddelerinin uygulanması suretiyle sonuç olarak 32.400 lira ağır para cezasıyla tecziyesine ilişkin hüküm, Özel Dairece incelenerek onanmasına karar verilmiştir.

Bu karara karşı itiraz yoluna başvuran C. Başsavcılığı'nca;

Subutu kabul edilen olaya göre; müdahilin çalıştığı şirket adına sanıktan alınan 500.000 liralık borç karşılığı, teminat olarak boş bir bono imzalanarak kendisine verilmiş, sonradan teminat mektubu verilip bilahare de borç ödendiği halde sanık senedi iade etmeyip boş kısımlarını 600.000 lira olarak doldurmak suretiyle tahsile koymuş olmasından ibarettir.

Böylece sanık sadece TCK.nun 509. maddesine göre elinde bedelsiz olarak kalan bir senedi kullanmakla kalmamış senedin karşılığı olan miktardan 100.000 lira fazla bulunan 600.000 lira olarak doldurmak suretiyle senet borçlusunun iradesi dışında hareket etmiştir. Bu ise gerek yasada gösterilen unsurlar ve gerekse Yüksek dairenin yerleşmiş içtihatlarına göre senette sahtecilik suçunu oluşturmuş bulunmasına, bu davaya bakmanın ve kanıtları takdir etmenin de Ağır Ceza Mahkemesinin görevi içinde bulunduğunun gözetilmemesi yasaya aykırı olduğundan Yüksek Özel Dairenin onama kararının kaldırılarak hükmün bu nedenlerle bozulması talep olunmuştur.

Oluşa ve subutta Özel Daire ile C. Başsavcılığı arasında herhangi bir uyuşmazlık bulunmaktadır. Uyuşmazlık konusu olan husus: 500.000 liralık bir borca karşılık teminat olarak verilen ve sadece müdahilin imzasını taşıyan bir kağıdın, sonradan borç ödendiği halde, boş kısımlarının doldurularak 600.000 liralık bir bono haline getirilip takibe geçilmesi halinde, sanığın eyleminin senette sahtekarlık suçunu mu, yoksa TCK.nun 509. maddesinde müeyyideye bağlanmış açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu mu oluşturacağı hususudur.

TCK.nun 509/1. maddesinde : ( Bir kimse iade veya muayyen bir suretle istimal etmek üzere kendisine tevdi olunan imzalı ve yazısız bir kağıda sahibinin zararına olarak, hukukça hükmü haiz bir muamele yazar yahut elinde bedelsiz kalmış olan bir senedi istimal ederse, mutazarrır olan kimsenin şikayeti üzerine üç aydan üç seneye kadar hapis ve yüzelli liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezasına mahkum olur hükmüne yer verilmiştir.

Ticaret hayatında, ticaret yapanlar arasında açığa imzalı fakat yazısız kağıt verilmesi, ticari faaliyetin bir gereği olarak kabul edilmektedir. İşte bu ihtiyacı karşılamak üzere açığa imzalı senet alacaklıya verilmekle, alacaklı alacağını aşmamak şartıyla bu senedi doldurmaktadır. Suç olan, senedi alacağından fazla bir miktarı kapsayacak suretle doldurmak Garraud, VI no, 2607, P-477; A.P. Gözübüyük - Türk Ceza Kanunu Açıklaması, Üçüncü Bası, Cilt. 4, S. 607 veya sanığın elinde bedelsiz kalmış olan bir senedin kullanılmasıdır.

Açığa imzanın kötüye kullanılması suçu da aslında bir tür sahtekarlıktır; fakat fiilin işlenmesinde, imzalı kağıdın faile verilmesi, nedeniyle, failin de adeta teşvik edici bir payı bulunduğundan, kanun bu suç için sahtekarlığa nazaran daha az bir ceza vermeyi uygun saymış ve bu sebeple müstakil bir suç koymuştur Dönmezer-Kişilere ve Mala Karşı Cürümler Onuncu Bası, 5.372 ).

Eğer sanık, üzerinde borç miktarı olarak 500.000 lira yazılı bir bonoyu 600.000 liralık bir senet haline getirseydi elbetteki senette sahtecilik suçunu işlemiş sayılacaktı; olayımızda ise sanık, müdahilin imzasını taşıyan yazısız bir kağıdı 600.000 liralık bir bono haline getirmiştir. Bu çeşit bir eylem, TCK.nun 509. maddesinde müeyyideye bağlamış açığa imzanın kötüye kullanılması suçunu oluşturduğundan, C. Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle C. Başsavcılığı itirazının REDDİNE, 4.6.1984 gününde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 1985/5422
K. 1986/6629
T. 25.12.1986
• AÇIĞA İMZA ( Senedin Geçerliliği )
• SENEDİN ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULMASI ( İspat Edilmedikçe Senedin Geçerli Olması )
• TANIK BEYANI ( Senedin Anlaşmaya Aykırı Doldurulduğunun İspatı )
818/m.289,290
ÖZET : Açığa imza atılması yoluyla düzenlenen senedin anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu kanıtlanamazsa bu senet hukuken geçerlidir. Yazılı delil karşısında tanık dinletilmesi istemi karşı tarafın açık onayı olmadan kabul edilemez.

DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı, davalıya kuracağı sermaye şirketinde kullanılmak üzere 3.12.1982 tarihli taahhütname ve borç senedi başlıklı bege ile 5.000.000 TL. para verdiğini 10.4.1984 tarihinde ödenmemesi halinde 1.000.000 TL. ceza koşulunun kararlaştırlıdığını, yaptığı icra takibine itiraz edildiğini söz ederek 6.000.000 TL.`sının % 15 icra inkar tazminatı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, taahütname ve borç senedindeki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiş, bu belgeyi B. isimli şahsa boş olarak imzalayıp verdiğini sonradan üzerinin doldurulduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece belgedeki metin aralıklarının imzaya denk düşürülmek için birer satır atlanarak sayfanın doldurulduğu satırların metinde muntazam ve aynı çizgi üzerinde gibi yazılmasına rağmen isimlerin aynı çizgi üzerinde kalmadıkları bu nedenle metnin imzadan sonra yazılmıs olabileceği şeklindeki bilirkişi raporu benimsenerek davanın reddine karar verilmiştir.

Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.

Davalı boş kağıda attığı imzanın üst tarafının aleyhine doldurulup, borçlandarıldığını savunmuştur. Bu durum itibariyle uyuşmazlık itimadi muameleden doğduğu açıktır. Açığa imza atılmak suretiyle tanzim olunan senet anlaşmalara aykırı biçimde doldurulduğu usulen ve yasal delillerle kanıtlanmadığı takdirde hukuken geçerlidir.

Yazılı delil karşısında tanık dinletilmesine ilişkin istem karşı tarafın açık muvafakatı olmaksızın kabul edilemez.

İmzalı boş kağıdı karşısındakine veren kimse onun üzerine kendisini zararlandırıcı mahiyette ilaveler yapılabileceğini bilir. Bu nedenle doğacak tehike ve rizikoları ilk başta kabul etmiş sayılır. Mahkemenin bu yönü gözden kaçırarak hukuken geçerli senede rağmen bilirkişi görüşüne dayanarak davanın reddetmesi usule ve yasaya aykırıdır, hükmün bozulması gerekir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nederlerle davacı yararına BOZULMASINA, 25.12.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.