Mesajı Okuyun
Old 20-02-2012, 22:25   #2
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
Merhabalar Değerli Meslektaşlarım ;
2 Adet Yargıtay İlamına ihtiyacım var...
1-)Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2011/3083 Esas, 2011/7115 Karar, 28.06.2011 Tarihli Kararı ve
2-)Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2007/6583 Esas, 2007/9096 Karar, 17.07.2007 Tarihli Kararı bulmam konusunda yardımcı olacak tüm meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ederim.
Teşekkürler...



T.C.

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

E. 2011/3083

K. 2011/7115

T. 28.6.2011

• KİRA PARASININ TAHSİLİ ( İtirazın İptali ve İcra İnkar Tazminatı - Müşterek ve Müteselsil Kefilin Sorumluluğu Kiracılık İlişkisi Boyunca Devam Ettiği Gibi Sözleşmede Yazılı Olan Kira Artırım Bedellerini de Kapsadığı )

• İTİRAZIN İPTALİ VE İCRA İNKAR TAZMİNATI ( Müşterek ve Müteselsil Kefilin Sorumluluğu Kiracılık İlişkisi Boyunca Devam Ettiği Gibi Sözleşmede Yazılı Olan Kira Artırım Bedellerini de Kapsadığı )

• KİRA ARTTIRIM BEDELİ ( Kira Parasının Tahsili - Müşterek ve Müteselsil Kefilin Sorumluluğu Kiracılık İlişkisi Boyunca Devam Ettiği Gibi Sözleşmede Yazılı Olan Kira Artırım Bedellerini de Kapsadığı )

• MÜŞTEREK VE MÜTESELSİL KEFİLİN SORUMLULUĞU ( Kiracılık İlişkisi Boyunca Devam Ettiği Gibi Sözleşmede Yazılı Olan Kira Artırım Bedellerini de Kapsadığı - Sözleşmedeki Kararlaştırılan Kira Parasının Tam Olarak Ödenmesini İstemesinde Bir Usulsüzlük Bulunmadığı )

818/m.260,487

ÖZET : Uyuşmazlık, kira parasının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir. Müşterek ve müteselsil kefilin sorumluluğu kiracılık ilişkisi boyunca devam ettiği gibi sözleşmede yazılı olan kira artırım bedellerini de kapsar. Bu nedenle davacının sözleşmedeki kararlaştırılan kira parasının tam olarak ödenmesini istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar davalı-davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Uyuşmazlık, kira parasının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile itirazın 9.967.83 TL üzerinden iptaline, davalıların % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi üzerine, hüküm davalılar vekili ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.

1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.

2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince ;

Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalı şirketin kiralananda 1.1.2005 tarihli ve beş yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, diğer davalının sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil Kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşmede ilk yıl kirasının aylık 10.000 TL, ikinci yıl kirasının 12.000 TL ve üçüncü yıl kirasının 14.000 TL olarak belirlendiğini, sonraki yıllarda ÜFE ve TÜFE ortalaması kadar artırılacağını, buna göre dördüncü yıl kirasının 15.028.30 TL olmasına karşın davalı tarafından 1.1.2008 tarihinden itibaren 15.000 TL yatırıldığını, aylık kiranın 1.1.2009 tarihinde ise 16.751 TL olmasına karşın davalının 14.000 TL üzerinden ödemede bulunduğunu, Ağustos 2009 ayına kadar olan kira farkları yönünden icra takibi yapılmış ise de, davalıların bu takibe haksız ve kötü niyetli şekilde itiraz ettiklerini belirterek, itirazın iptalini, takibin devamını ve davalıların % 40 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, sözleşmede kira parası miktarının ve ne şekilde artırılacağının düzenlendiğini, bu bağlamda davalının dördüncü yıl kirasını aylık 15.000 TL üzerinden ödediğini ve davacı tarafından da kabul edildiğini, beşinci yılda ise davalının işlerinin bozulduğunu, bu nedenle bu kira dönemi için kira indirimi talebinde bulunduğunu, davacı tarafından da kabul edilmesi üzerine kira paralarının 1.1.2009 tarihinden itibaren 14.000 TL üzerinden ödenip davacı tarafından da tahsil edildiğini, buna rağmen icra takibinin haksız ve kötü niyetli yapıldığını, davalının kira farkı ve faiz borcunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini ve davacının % 40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.

İcra takibinde ve davada dayanılan ve hükme esas alınan 1.1.2005 başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır.Sözleşmeyi davalı şirket kiracı, diğer davalı M. D. da müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamıştır. Sözleşmede aylık kira parasının 10.000 TL olduğu belirtildikten sonra özel şartlar bölümü, 4. maddesinde aylık kiranın ikinci yıl 12.000 TL, üçüncü yıl 14.000 TL olacağı, kalan yılların kiralarının bir önceki yılda ödenen kira parasının DİE'nin her yıl Ocak ayı başında açıklayacağı TEFE ve TÃœFE ortalaması kadar artış yapılarak ödeneceği, 11.maddesinde ise müşterek borçlu ve müteselsil kefil olan davalı Murat D.'nun müşterek borçluluk ve kefaletinin kiracının kontrat bitiminden sonra kiralananda oturduğu yıllar için de her yıl TEFE-TÜFE ortalaması oranında artırımlı olarak devam edeceği ve geçerli olacağı kararlaştırılmıştır. Bu şartlar geçerli olup tarafları bağlar. Davacı Ankara 31. İcra Müdürlüğü'nün 2009 / 13842 sayılı dosyası ile Ocak-Ağustos 2009 arası ayları kirasının 16.750 TL olmasına karşın 14.000 TL üzerinden ödendiğini belirterek, kira farklarının tahsilini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 2009 yılı başından itibaren 14.000 TL üzerinden yapılan ödemeleri kabul eden davacının icra takibi yaptığı tarih itibariyle geçmişe yönelik kira farklarını isteyip isteyemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Sözleşmedeki artış şartı tarafların iradeleri ile kaldırılmadığı sürece hukuki bağlayıcılığını ve geçerliliğini koruyacaktır. Bu durumda davalıların sözleşmeye ve kararlaştırılan artış şartına göre ödeme yapmaları gerekir. Ödenen kira paralarının davacı tarafça ihtirazı kayıtsız alınması alınmış olması kira parasının davalının ödediği miktarda belirlendiği konusunda bir anlaşmanın varlığını ve taraflar arasında yeni şartlarda akdedilmiş bir kira sözleşmesinin olduğunu göstermez. Davalıların sözleşmeye bağlılık ilkesi gereği sözleşmedeki artış şartına göre kira parasını ödemeleri gerekir. Öte yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.3.2006 gün ve 2006/6-78 Esas, 2006/88 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere müşterek ve müteselsil kefilin sorumluluğu kiracılık ilişkisi boyunca devam ettiği gibi sözleşmede yazılı olan kira artırım bedellerini de kapsar. Bu nedenle davacının sözleşmedeki kararlaştırılan kira parasının tam olarak ödenmesini istemesinde bir usulsüzlük bulunmadığından mahkemece aylık 16.750 TL üzerinden kira alacağının tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda ( 2 ) No'lu bentte yazılı nedenlerle HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 28.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.