Konu: Tazminat
Mesajı Okuyun
Old 19-04-2007, 22:56   #6
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

İlk kararda TEDAŞ ve TEAŞ'ın kurulup, TEK'in yerini almaları uzun uzun anlatılmış. İkinci kararda ise TEDAŞ'ın Özel Hükümlere tabi olduğu vurgulanmış ve Adli Yargı görevli denmiş. Üçüncü karar ise olayla neredeyse birebir benzerlik taşımaktadır.

T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 1994/8253
Karar: 1995/4358
Karar Tarihi: 23.05.1995


(743 S. K. m. 539) (1163 S. K. m. 84) (1086 S. K. m. 186) (6762 S. K. m. 452/1, 451, 151/1) (233 S. K. m. 3)
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın husumet yönünden reddine ilişkin hükmün davacılar avukatı tarafından duruşma istekli olarak temyiz edilmesi üzerine; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan, hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşuldu:
Davacılar vekili; müvekkillerinin müşterek çocukları Gizem’in, 2.7.1972 tarihinde evlerinin önündeki muslukta meyve yıkarken elektrik çarpması sonucu öldüğünden bahisle, 2.7.1993 tarihinde açtığı bu dava ile maddi ve manevi zararlarının davalı Türkiye Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü’nden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı TEK Genel Müdürlüğü vekili; davaya konu elektrik tesisinin ayrı bir tüzel kişiliği haiz TEK Muğla Elektrik Müessesi’ne ait olduğunu ileri sürerek, müvekkili Kurum’a husumet yönetilemeyeceğini savunmuş, mahkemece; davalının husumet itirazı yerinde görülerek,. TEK Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan davanın husumet yönünden reddine 2.6.1994 tarihinden karar verilmiştir.
Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), dava tarihinden sonra 15.9.1993 gün ve 21699 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 12.8.1993 tarih ve 993/4789 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle "Türkiye Elektrik Üretim, İletim Anonim Şirketi (TEAŞ)" ve "Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (TEDAŞ)" adlarıyla iki ayrı iktisadi devlet teşekkülü şeklinde yeniden örgütlenmiştir.
8.6.1984 tarih ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin (KİT-KHK) 3. maddesi hükmüne dayanılarak yapılan işlemin koşulları, Bakanlar Kurulu Kararnamesinin eki kararda gösterilmiştir. Karara göre; TEAŞ ve TEDAŞ ünvanlı anonim şirket tipinde iki ayrı iktisadi devlet teşekkülü kurulmuştur (m. 1). Her iki şirketin malvarlıkları, TEK malvarlığı ve elektrik dağıtım müesseselerinin konuları itibarıyla TEAŞ ve TEDAŞ’a devri suretiyle oluşturulmuştur. Gerçekten de karara göre,TEK’in "elektrik dağıtım müesseseleri bütün aktif ve pasifleri, kullanımlarındaki menkul ve gayrimenkuller, araç, gereç ve malzeme bu kararın yayımı tarihi itibarıyla çıkarılacak devir bilançosu üzerinden (TEDAŞ’a) devredilir" (m. 3 c. 1). Buna karşılık TEK’in "üretim ve iletim hizmetlerinde kullanılan menkul ve gayrimenkuller, araç, gereç, malzeme de yine bu kararın yayım tarihi itibarıyla çıkarılacak devir bilançosu üzerinden (TEAŞ’a) devredilir" (m. 3 c. 2).-Yapılan bu işlem, TEK açısından "-yeni şirketler kurulması yoluyla bölünme-"; TEK elektrik dağıtım müesseseleri açısından da "-yeni şirket kurulması yoluyla birleşmedir" (Karşılaştırınız; Türk Ticaret Kanunu m. 452). Ancak kararda (geçici m. 3), TEAŞ ile TEDAŞ yönetim organları teşkil edilinceye kadar mevcut yönetim organlarının yetkilerini kullanmaya devam edecekleri belirtilmiş ve bu nedenle yeni kurulan her iki teşekkülün ana statülerinin kabul edilmesi ve Yönetim Kurullarının oluşmasına kadar TEK ile TEK’e bağlı elektrik dağıtım müesseselerinin tüzel kişiliği devam etmiş; 26.4.1994 gün ve 21916 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 22.4.1994 gün, 994/43096 ve 994/43097 sayılı ortak kararlarla her iki teşekkülün yönetim kurulları oluşturulduğundan, 26.4.1994 tarihi itibarıyla TEK ile ona bağlı elektrik dağıtım müesseselerinin tüzel kişilikleri sona ermiş, TEAş ile TEDAŞ iki ayrı iktisadi devlet teşekkülü olarak 26.4.1994 tarihinde tüzel kişilik kazanmışlar ve hukuki varlıkları sona eren TEK ile ona bağlı elektrik dağıtım müesseselerinin yerini almışlardır (Karar m. 3-4, geçici m. 3).
Gerçi, TEDAŞ ana statüsünde bulunan bazı hükümler (m. 25/3, 7),-elektrik dağıtım müesseselerinin durumu hakkında duraksamaya yol açacak niteliktedir: "Bu ana statü gereğince bağlantıları veya ünvanları değiştirilen,. devredilen Müessese, Bağlı Ortaklık, İştirak ve İşletmelerin ünvan değişikliği Vergi Usul Kanunu, Kurumlar Vergisi Kanunu ve Diğer Kanunlar yönünden eski Müessese, bağlı Ortaklık, iştirak ve işletmelerin devamı addolunur (TEAŞ ve TEDAŞ ana statüleri m 25/3); Mevcut Elektrik Dağıtım Müesseseleri ve işletmeleri, 12.8.1993 tarih ve 993/4789 sayılı Kararname eki Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuş olan Teşekkül bünyelerinde faaliyetlerini sürdürür (TEDAŞ ana statüsü m. 25/7)". Elektrik dağıtım müesseseleri ile ilgili oldukları ölçüde ana statüdeki bu hükümlerin TEK’in anonim şirket tipinde iki ayrı devlet teşekkülüne bölen Bakanlar Kurulu Kararnamesi ve eki kararla TEDAŞ’a yapılan devirlerin anlamıyla bağdaşmadığı açıktır. Çünkü, bir tüzel kişinin, olayımızda elektrik dağıtım müessesesinin "bütün aktif ve pasifleri-" ile başka bir tüzel kişiye (TEDAŞ’a) devredilmesinden sonra, Bakanlar Kurulu Kararnamesinde tersine bir hüküm bulunmadıkça, o tüzel kişinin hukuki varlığını koruması sözkonusu olamaz. kararda, yapılacak devirlere rağmen müesseselerin tüzel kişiliklerini koruyacaklarına, devam edeceklerine veya faaliyetlerini TEDAŞ bünyesinde sürdüreceklerine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Tersine, kararda TEAŞ ve TEDAŞ yönetim organları teşkil edilinceye kadar ilgili konularda mevcut yönetim organlarının yetkilerini kullanmaya devam edecekleri belirtilmiştir (geçici m. 3). Bu ifade, elektrik dağıtım müesseselerinin yönetim organlarını da kapsayacak genişliktedir. Oysa, TEAŞ ve TEDAŞ yönetim kurulları oluşup her iki şirket tüzel kişilik kazandığı tarihte elektrik dağıtım müesseselerinin ayrı tüzel kişiliği ve ayrı yönetim organı kalmamıştır ve tüzel kişiliği olmayan birer işletmeye dönüştüklerinin kabulü gerekir (KİT-KHK m. 15). Bu işletmelerin yeniden müessese olarak örgütlenmesi ve tüzel kişilik kazanması ise, KİT-KHK m. 15 f. 1 ve 5 te öngörülen işlemlerin tamamlanmasına bağlıdır. Bu işlemler yapılmadığı sürece TEDAŞ ana statüsünün m. 25 f. 3 ve 7 hükümleri, Karar gereğince sona ermiş olan elektrik dağıtım müesseseleri bakımından bir anlam taşımayacaktır; Karar m. 3 c. 1. hükmü, oradaki "devir" işlemi bir yana itilerek sadece elektrik dağıtım müesseselerini TEDAŞ’a bağlayan bir hüküm olarak yorumlanamaz. Böyle bir bağlantı, ancak TEDAŞ ana statüsü m. 25/7 benzeri bir hükmün doğrudan doğruya Bakanlar Kurulu Kararında yer alması durumunda sözkonusu olabilirdi.
Açıklanan hukuki olgular nedeniyle, 26.4.1994 tarihi itibarıyla TEK ve ona bağlı elektrik dağıtım .müesseselerinin tüzel kişilikleri (hukuki varlıkları) sona ermiş ve bu tüzel kişiliklerin bütün aktif ve pasifleri devredilen TEDAŞ ve TEAŞ; Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca ve ilgilerine göre TEK ile ona bağlı müesseselerin külli halefi olmuşlardır. Külli halefiyet, ancak açık bir yasa hükmü ile (Örneğin, MK. m. 539; TTK m. 151/1, 451 c. 1, 452/1; Koop. K. m. 84 c. 1) öngörülen durumlarda sözkonusu olabilir ise de; TEK’in bölünmesi olayında Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle getirilen külli halefiyet hükümleri, KİT-KHK m. 3 ile Bakanlar Kuruluna verilen yetkiye dayanmaktadır.
İnceleme konusu olayda, davalı gösterilen TEK Genel Müdürlüğü ile ona bağlı Muğla Elektrik Dağıtım Müessesesi’nin hukuki varlıklarının (tüzel kişiliklerinin) dava sırasında 26.4.1994 tarihinde sona ermiş bulunmasına ve müessesenin bütün aktif ve pasifinin TEDAŞ’a devredilmiş olmasına, 26.4.1994 tarihinde TEDAŞ tüzel kişilik kazanıp TEK ile Muğla Elektrik Dağıtım Müessesesi’nin külli halefi durumuna geldiğine, bir davada; tarafların, taraf olma ehliyetlerinin yargılama sırasında da devam edip etmediğinin mahkemece kendiliğinden (re’sen) gözetilmesinin gerekmesine ve davacı taraf da davasını sürdürdüğüne göre; HUMK.nun 186. maddesi uyarınca TEDAŞ’a tebligat yaptırılmak suretiyle davaya devam edilmesi gerekirken, kabul şekli bakımından da hatalı bir şekilde davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç : Temyiz olunan kararın belirtilen nedenlerle (BOZULMASINA)ve davacılar yararına takdir edilen 750.000 lira duruşma avukatlık parasının davalılara yükletilmesine, 23.5.1995 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/2226
Karar: 2003/6875
Karar Tarihi: 26.05.2003
ÖZET : Davalı, 233 sayılı Kanun hükmünde Kararname gereğince özel hukuk hükümlerine tabi bulanan bir kamu tüzel kişisidir. Her ne kadar kamu hizmetinin yerine getirilmesi sırasındaki hizmet kusurundan kaynaklanan bir sorumluluk bulunduğu düşünülebilirse de, davalının özel hukuk hükümlerine tabi bulunması ve somut olayda sözleşme dışı ( objektif ) sorumluluk hukuku kuralları gereğince tazminat istenmiş olması gözetildiğinde, uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerekir.
(818 S. K. m. 41, 47) (2577 S. K. m. 2) (233 S. KHK m. 1, 2)
Dava: Davacı Hava K. vekili Avukat Recep Akyürek tarafından, davalı TEDAŞ Artvin İl Müessese Müdürlüğü aleyhine 5.7.2002 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; yargı yolu yönünden dava dilekçesinin reddine dair verilen 26.9.2002 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü:
Karar: Dava, elektrik çarpması sonucu davacıların desteğinin ölmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı, 233 sayılı Kanun hükmünde Kararname gereğince özel hukuk hükümlerine tabi bulanan bir kamu tüzel kişisidir. Her ne kadar kamu hizmetinin yerine getirilmesi sırasındaki hizmet kusurundan kaynaklanan bir sorumluluk bulunduğu düşünülebilirse de, davalının özel hukuk hükümlerine tabi bulunması ve somut olayda sözleşme dışı ( objektif ) sorumluluk hukuku kuralları gereğince tazminat istenmiş olması gözetildiğinde, uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği, sonuç ve kanaatine varılmıştır. Şu durum karşısında işin esasının incelenmesi gerekirken mahkemece yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davacılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı temyizinin incelenmesine yer olmadığına ve temyiz eden davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 26.5.2003 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/5698
Karar: 2001/10834
Karar Tarihi: 06.11.2001
ÖZET: Enerji nakil hattının sahibi olan davalı, tehlike arzeden bu yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden BK.nun 58. maddesi uyarınca sorumludur. Bu sorumluluk, hukuki niteliği itibariyle kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluktur. Somut olayımızda davacının zararı tehlike arzeden enerji nakil hattından kaynaklandığına göre davalı kusursuz olarak sorumlu bulunmaktadır.


(818 S. K. m. 41, 49, 58)
Dava: Davacı Ö. Güngör vekili Avukat Z. Aşçıoğlu tarafından, davalı TEDAŞ Genel Müdürlüğü aleyhine 3.4.1998 gününde verilen dilekçe ile ve birleşen dava dilekçesiyle istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece davanın reddine dair verilen 11.4.2001 günlü kararın Yargıtay'da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 6.11.2001 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı adına Avukat Z. Aşçıoğlu ile, karşı taraf davalı adına Avukat C. İstanbullu geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra taraflara duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Karar: Dava, tazminat istemine ilişkindir. Davacı, balkon demirinin montajı sırasında balkona yakın mesafede bulunan enerji nakil hattından demirin elektrik çekmesi sonucu elektrik çarpması nedeniyle sakatlandığını belirterek maddi ve manevi zararının giderilmesini istemiştir. Yerel Mahkemece, davacının olayda tam kusurlu olduğu gerekçe gösterilerek dava reddedilmiştir.
Enerji nakil hattının sahibi olan davalı, tehlike arzeden bu yapı eserinin fena yapılmasından, bakımı ve işletilmesindeki eksikliklerden BK.nun 58. maddesi uyarınca sorumludur. Bu sorumluluk, hukuki niteliği itibariyle kusura dayanmayan (objektif) bir sorumluluktur. Somut olayımızda davacının zararı tehlike arzeden enerji nakil hattından kaynaklandığına göre davalı kusursuz olarak sorumlu bulunmaktadır. Öte yandan davacı tanıkları Salih Topçu ve Adem Aydemir'in "olay sırasında enerji nakil hattının binaya 1-1.5 metre mesafede bulunduğuna ve olay sonrasında hattın binadan daha uzağa çekildiğine ilişkin" yeminli beyanları ile dosyadaki kanıtlar gözetildiğinde; olay günü enerji nakil hattının binaya olan uzaklığının yönetmelikte belirtilen uzaklıkta bulunmadığı, sonradan uzaklaştırılmış olduğu ve bu itibarla davalının BK.nun 41. maddesi gereğince kusurlu olarak da davacının zararından sorumlu bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının kusup ise, davalının sorumluluğunu ortadan kaldıran değil, tazminatın kapsamını etkileyen husustur.
Şu durum karşısında tazminat kapsamı belirlenerek davalının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece davanın reddedilmiş olması bozma nedenidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve davacı yararına takdir olunan 97.500.000 lira duruşma avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine ve temyiz eden davacıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 6.11.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
(KAYNAK: Av. Talih UYAR)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları
**************************************