Mesajı Okuyun
Old 10-10-2005, 23:21   #141
Gemici

 
Varsayılan Akıl 4, Aklın Yolu Bir(mi)dir !?

Birisi herhangi birşey yapıp yüzüne gözüne bulaştırdığında, veya birşeyler söyleyip sonunda söylediklerinin yanlış olduğu ortaya çıktığında, özellikle yaptıklarının ve söylediklerinin yanlış olduğunu kendisine önceden söylemişsek, taşı hemen gediğine oturtur ve deriz ki: ‘Aklın Yolu Birdir’

Aklın Yolu Birdir deyiminin burada (günlük yaşamda kullandığımız şekli ile) iki değişik anlamı vardır:
Birincisi; bizim diğerine, yanlış yapana karşı üstünlüğümüz ve ondan akıllı olduğumuz, ikincisi ise gerçeklere ve doğrulara ulaşmanın tek yolunun akıldan geçtiği ve aklını kullanan herkesin bu gerçeklere varabileceği sonucu.

‘Aklın Yolu Birdir’ sözünün ikinci anlamı ile, günlük yaşamı aşan bir boyutu var. Buradaki anlamı ile bu söz modernizm ‘Paradigması’nın en belirli özelliğini bellirtir. Bu Paradigmada değişmez hakikatler, mutlak doğrular ve idealler vardır. Bu doğrulara ve gerçeklere ancak akıl yolu ile, rasyonel düşünce ile varılır. Mutlak doğruların ve gerçeklerin karşısında yanlışlar ve gerçek olmayanlar vardır bu paradigmada. Kısaca belirtmek gerekirse bu paradigamanın temelini rasyonellik(akılcı yaklaşım) ve doğrunun karşısına yanlışı, beyazın karşısına siyahı, akıllının karşısına akılsızı koyan düalist bir yaklaşım oluşturur.

Fizikte Quantum Teorisi, Matemetikte Gödel İspatı, Kimyada Entropie kavramı, biyolojide sistem yaklaşımı ve Kaos Teorisi yeni bir Paradigmanın doğmasına yol açtı. Bu paradigmanın en belirgin özelliği, bazı problem ve olayların klasik bilim yolları ile ispatlanamıyacağı gerçeğine dayanıyor. Buna göre bazı olaylar gerçekleştikten sonra, nasıl gerçekleştiklerini bilimsel yoldan açıklıyabilirsiniz, bu açıklama size olayın neden gerçekleştiği şekilde gerçekleştiğini bildirir. Ama bilimsel yollardan olayı tekrarlamanızın, laboratuarlarda aynı sonucu elde etmenizin ve ispatlamanızın olanağı yoktur.

Öncülüğünü Newton’un yaptığı ve olayların oluşmasını etki ve tepki, sebep ve sonuç bağlamında açıklamaya çalışan klasik ve mekanik düşüncenin yerini, olayların oluşumunu komplekslikle açıklamaya çalışan ve olayları bir bütün olarak ele alan sistem teorisi alıyor yavaş yavaş.

‘Aklın yolu birdir’ve rasyonel(akılcı) bir düşünce ile bütün problemlerin çözümüne ulaşılır düşünce tarzı kendisini en fazla toplumsal konularda göstermiştir bence. İdeolojik ve bunlara benzer diğer tüm akımlar ‘Aklın Yolu Birdir’ ve bir olan bu yol benim yolumdur düşüncesinden yola çıkarak, kendi çarpık mantıklarına sadık kalan bir düşünce ile, kendilerinden olmayan bütün düşünce ve akımları ortadan kaldırmaya çalışmışlardır. Öyle ya, mademki aklın yolu birdir ve bir ve doğru olan bu yol benim yolumdur, doğru olmayan diğer yolları keserim ve o yollara gidenleri ezerim. İnsanlık tarihi sadece kendisinin doğru yolda olduğunu iddia edip sonunda tarihe gömülen binlerce ‘doğru yol yolcusuna’ sahne olmuştur şimdiye kadar. Ne yazıkki onlardan sonra gelenlerde aynı hastalığa yakalanmış ve bir olan yolun kendi akıllarının yolu olduğunu iddia etmişlerdir, kendilerinden önce gelen akıllıların (!!) akıbetlerinden ders alacaklarına .

Ne demiş Atalarımız: ‘Akılları pazara çıkarmışlar, yine herkes kendi aklını beğenmiş’ Öyle ya, mademki aklın yolu birdir ve benim aklımın yolu en doğru yoldur, yine kendi aklımı alırım ve kendi aklımın yoluna giderim.

Birde başkalarının da bir akılları olduğunu ve onların akıllarının bizimkinden başka bir yolu olduğunu ve olabileceğini düşünsek ne olur abaca?



Alıntı:
paradigma kavramı, her bilimsel kuramın temelinde yatan ve birinden diğerine geçildiğinde bilimin gelişmesini vurgulayan bir kavramdır. Genel anlamda bir paradigma, Schumpeteryan terimlerle, bir sosyal ve iktisadi gerçeklik vizyonu sağlayan dünya görüşü, değerler sistemi yada ideolojiyi yansıtır.
www: bilgiyönetimi.org, Oğuz Kara


Saygılarımla