Mesajı Okuyun
Old 31-01-2007, 14:16   #2
| Burak |

 
Varsayılan

Konu Türkçeden ve Oktay Sinanoğlu gibi bir profösörden açılmışken Bye Bye Türkçe adlı kitabından, Türkçemizi kurtarmak için önerdiği yolları bir kaç maddeyle yazayım. (kendi kitabından kendi sözleriyle aktarıyorum):

1- Kamuoyu yabancı dil yalnız böyle öğrenilir diye aldatılmıştır. Konunun vehametini kavrayanlar çevrelerindeki herkese, velilere, eğitimcilere, halka gerçeği anlatsınlar. Hazırlık sınıfı diye bir uygulamanın başka ülkelerde olmadığını, bunun bir israf olduğunu duyursunlar.

2- Hangi yabancı dillerin hangi mesleklere faydalı olduğu, ne tarz öğrenilmesi gerektiği tespit edilsin. Mesela, gezim (turizm) rehberliği, konukevi (otel) yöneticiliği yapacak kişilerin İngilizce fizik, matematik terimleri bilmeleri gerekmediği gibi, bilimcilerinde sokak İngilizcesini bülbül gibi bilmesi değil, kendi mesleklerini takip edecek kadar yabancı bilim dilini bilmesi yeterlidir. Asıl bilmesi gereken matematiktir.

3- İnsanlar yeni seçilen bakanlar, vb. yalnızca yabancı dil bilmeleriyle methedilmemeli, matematik, bilgisayar yazılım dilleri, iktisat, felsefe, Türk lehçeleri, mühendislik vb. bilgi ve yetenekleri için övülmeli.

4- Hukukçularımız yabancı dille eğitimin anayasaya aykırı olduğu açısından (eğitim resmi dilden olur)gereken mercileri uyarmalı, hatta toplu davalar açmalıdırlar.

5- Orta ve yüksek öğretimin tümünde yabancı dille eğitim devlet tarafından yasaklanmalıdır. Hatta yabancı misyoner okullarında bile eğitim dili tümüyle Türkçe olmalı, yabancılar bu okullarında ayrı yabancı dil dersinde takviyeli, yeni ve hızlı yabancı dil öğrenme yöntemleriyle faydalı olmalıdırlar. Eğer bu değişikliğe yanaşmazlarsa gerçek gayeleri daha açığa çıkacaktır. Özel veya devletin tüm okullarında yabancı diller ayrıca verimli yöntemlerle öğretilmeli, yaz kursları açılmalı, kamuoyu düzeltilmeli, hazırlık sınıfı uygulaması kesinlikle kaldırılmalıdır. Eğer devletin fazladan bir iki yıl eğitim yapmak gibi imkanı bolsa (!) ve illada her ülkeden iki yıl daha çok okunacak diyorsa hazırlık yılında her öğrenci, seçeceği meslek ne olursa olsun, matematik, bilgisayar kullanım ve yazılımını öğrenmelidir. İşte o zmaan her ülkenin gerisinde değil önünde oluruz. Çünkü öğretilen İngilizce sadece züppelik, "rock and roll"culuk dilidir. Gerçek bilim dili matematiktir.

6- Partisinin sağ veya sol edebiyatı ne olursa olsun iktidardakiler ve hükümetleri geçerken Türkiye, Türk Dünyası ve Türk halkının bekâ ve çıkarını ön plana almalıdır. Bu anlamda milli olmalıdır. Peki öyle oldukları nereden belli olacak? Anlamanın kolayı var. Türkiye ve Türk Dünyasının baş sorunu eğitim ve eğitim dili sorunudur. Bu konuya eğilmeye, kesin önlemler almaya yanaşmayan bir iktidar milli olamaz; lafları ve giysileri ne olursa olsun.

7- Konuşurken İngilizce laflar katmak övünülecek bir şey değil, ayıplanacak bir şey olmalıdır. Böylelerine bu kibarca hissettirilmelidir.

8- Belediyeler, sorumlu kuruluşlar, işyeri yada dükkanları güzel Türkçe isimler koymaya teşvik etmeli, yarışmalar açmalı, törenlerle ödüller dağıtmalıdırlar. Buna rağmen aşağılık duygusu hastalığından veya Türk diline gizli düşmanlıktan kurtulamayanların ruhsatları verilmemeli veya yenilenmemeli, yabancı dilden adlarla mânen her gün yara bere içinde bırakılmamız önlenmelidir.

9- Keza milli iktidarın yetkili mercileri basın-yayında dergi, gazete, TV, radyo isimleirnin Türkçe olmasını Madde8 deki gibi sağlamalıdır.

10- Dergilere abone olanlar yayımcılara toplu, çok imzalı mektuplar yazmalı, isim Türkçeleştirilmediği taktirde abone olmayacaklarını bildirmelidirler. Keza, ilan verenlerde ilan yoluyla olan parasal kaynağı keseceklerini bildirmelidirler.

11- Dış kaynakların 1970lerde başlattığı masum görünüşlü, sessiz fakat son derece etkili bir yöntemde "TShirt" dedikleri mintan seferberliğidir. Gençlerin üzerindeki üstleri İngilizce yazılı çoğuda açık-saçık anlamlı (hatta Amerikan bayraklı!) bu gömlekler önemli bir beyin yıkama aracıdır. Esnaf, küçük imalatçı kurumlar bu konuda toplantı yapmalı, yetenekli çizimcilerimize güzel Türkçe yazılı resimler çizdirsinler, bunlarda başarıyla milli kültüre, Türk okul ve evrenkentlerine (üniversite) özendirecek satışlar olsun. Para kazanırken milli bilince, dile zararı değil, faydası dokunsun.