Mesajı Okuyun
Old 06-09-2011, 11:43   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Görev, gerek 1086 sayılı Kanun’da ve gerekse 6100 sayılı Kanun’da dava şartları arasında yer almaktadır. 6100 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce ikame edilmiş davalarda da “görevli mahkemede davanın ikame edilmesi” ile dava açma “işlemi tamamlanmıştır”.

Örn: 6100 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce 6100 sayılı Kanun m.3 (Her türlü idari eylem ve işlemler ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı vücut bütünlüğünün kısmen veya tamamen yitirilmesine yahut kişinin ölümüne bağlı maddi ve manevi zararların tazminine ilişkin davalara asliye hukuk mahkemeleri bakar. İdarenin sorumluluğu dışında kalan sebeplerden doğan aynı tür zararların tazminine ilişkin davalarda dahi bu hüküm uygulanır. 30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri saklıdır.) kapsamında olmasına rağmen idare mahkemesinde ikame edilmiş olan dava için 1086 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce tamamlanmış bir dava ikamesi işlemi söz konusudur. 6100 sayılı Kanun’un 448. maddesi ile “Bu Kanun hükümleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” düzenlemesi getirilmesine rağmen yasakoyucu, Kanun’un geçici 1. maddesi ile “Bu Kanunun yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri, Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan davalarda uygulanmaz...” düzenlemesi yapma gereği duymuştur. 6100 sayılı Kanun’un yürürlüğü öncesinde mer’i mevzuata göre görevli/doğru yargı yoluna ait mahkemede dava ikame edilmiş olmasına; daha açık bir ifadeyle görevli/doğru yargı yoluna ait mahkemede “dava açma işlemi tamamlanmış” olmasına rağmen yasakoyucunun geçici 1. maddeyi vaz’ı sebebi nedir?

Bilindiği üzere görev/yargı yolu, dava şartı olmak yanında kamu düzenine ilişkin hususlardandır. Bu sebeple yürürlüğe giren kanunun göreve/yargı yoluna ilişkin düzenlemeleri ile (yürürlük tarihinden önce ikame edilen davaya bakan) mahkeme görevsiz hale gelmişse, işbu mahkemenin (yeni kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte/yeni kanunda aksine bir düzenleme yok ise) görevsizlik kararı vermesi gerekmektedir. Yargıtay HGK, 05.04.1974 T., 1974/5-133 E, 1974/342 K. sayılı kararında: “...doğrudan doğruya kamu düzenini ilgilendiren yargılama teşkilatı ve göreve ilişkin bir hususta yasada değişiklik yapılmış olmaktadır. Mahkemeler arasındaki görev bölümü tarafların hukuksal durumlarını güvence altında bulundurma gayesine yöneldiği gibi, usule ilişkin konularda gerçekleştirilen değişiklikler de kişilerin haklarının yeni düzenlemelerle öncekinden daha iyi bir biçimde korunacağı düşüncesine dayanır. Bu değişiklikler aksine özel bir hüküm bulunmadıkça yasanın yürürlüğe girmesiyle etkilerini derhal gösterirler, yeni yasanın yürürlüğe girişinden önce açılmış veya yeni açılacak bütün davalarda uygulanırlar. Burada şu yön de ayrıca belirtilmelidir ki, göreve ilişkin bulunan hususların mahkemece yargılamanın her safhasında duruşmanın bittiği bildirilinceye kadar re'sen gözönünde tutulması gerekir ve kamu düzeni kavramı görev konusunda kazanılmış hak düşüncesine yer vermez; bunun sonucu olarak mahkeme kararının Yargıtay tarafından herhangi bir nedenle bozulmasından sonra, bozma kararına uyulmakla yargılama yeniden başlayacağından görev yönünün yargılamanın bu safhasında dahi gözönünde tutulması zorunludur...” açıklaması yapılmıştır. Anılan nedenlerle yasanın yürürlük tarihinden önce “dava ikamesi işlemi (mer’i mevzuata göre görevli/doğru yargı yoluna ait mahkemede) tamamlanmış” olmasına rağmen 6100 sayılı 448. maddesine ek olarak geçici madde1 düzenlemesi de yapılmış ve bu ayrık düzenleme ile konuya açıklık getirilmiştir.

Bu açıklamalardan sonra forum konusuna dönecek olursak 6100 sayılı Yasa’nın 109/2. maddesi ile vaz’edilen kısmi davaya ilişkin (dava şartı olan) düzenleme, “kamu düzenine ilişkin, tarafların hukuksal durumlarını güvence altında bulundurma gayesine yönelik, kişilerin haklarını öncekinden daha iyi koruma düşüncesiyle getirilmiştir... v.b.”, diyebiliyorsak ancak bu halde 109/2. madde, yürürlük tarihinden önce ikame edilmiş davalar için de uygulanacaktır diyebiliriz. 6100 S.K. m.109/2 (kanaatimce) dava şartı olmasına rağmen kamu düzenine ilişkin bir düzenleme değildir ve bu sebeple (genel kurala da uygun olarak) Kanun’un yürürlük tarihinden önce ikame edilmiş davalar açısından makabline şamil sonuçlar doğurmayacaktır.

P.S:
Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
...Eğer 109/2 hükmü daha önce açılmış kısmi davalara da uygulanır denildiği zaman, hakim süre verip; "Davacının davasını ıslah etmesi aksi takdirde haktan feragat etmiş sayılacağına mı" karar vermelidir? ...


Böyle bir kabul halinde... Yasa maddesi açıktır: HMK m.115: "...dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder..."

Saygılar...