Sn.Masal;
Başkaca saiklerle de olsa avukatlık yoluna adım atman iyi olmuş. Bana sorsan "Devlet en kötü patrondur. Gel sen avukat ol!" derdim zaten
Hakim ya da savcı olmayı aklımın ucundan bile geçirmedim. Gerçi bir zamanlar gazeteciydim.
Sn.Duygulu öğrenciliğinden beri deli-doludur. Tepesi atarsa kendini bir tarafa zincirlemekten bile hiç çekinmez. Gerçi atın hasına doru, yiğidin hasına deli derler. Burada da olanı olduğu gibi yazmış. Az biraz makyajlasa (şirin görünmek adına) olabilirdi
Sn.Ertürk;
"Mesleki mazeret" diye bir şey var. Duruşma gün ve saatinde duruşma salonunun önünde hazır olmuşsun ve hala duruşmaya alınmıyorsun. Yarım saat, bir saat toleranslı olmak iyidir. O kadarlık gecikme olabilir. Lakin daha fazlasına niye tahammül ediyorsun ki? "Duruşma gün ve saatinde duruşmaya katılmak üzere hazır olduğun halde, belirtilen saatin üzerinden bir saat geçmesine rağmen duruşmaya çağırılmadığını, daha öncesinden müvekkillerine büronda görüşmek üzere randevu verdiğini, randevu saati itibari ile duruşmaya katılamayacağını, mesleki mazeretini kabulüne karar verilmesini talep ettiğini..." havale saatinin de yazılı olduğu bir dilekçe ile duruşman olan mahkemeye sun ve geç.. Git büronda tavla oyna istersen. Bir sonraki duruşmanın dikakasında çağırıldığını görüp, bana teşekkür edersin belki. Bu bir tavırdır
Sn.S.Saban, bu sözüm aynı zamanda sana. Üzerine alınmamazlık etme
Sn.Asya ve Sn.S.Saban;
Mesleğe başladığınızdan itibaren bu güne kadar "Ben bu davayı kesinlikle kazanırım" dediğiniz ve müvekkilinize de bu konuda açıklama yaptığınız bir dava önünüze geldi mi?
Sn.Duygulu popüpilst davranmamış. Ne varsa olduğu gibi yazmış.
---
Sayfada yazılanları okuduktan sonra Antalya'dan Alanya'ya duruşmaya gelen meslektaşlarımızın yüzlerini neden maaşını almamış jandarma suratı gibi ya da neden mübaşir görmemiş mahkeme duvarı gibi asık ve bezgin olduğu daha iyi anlaşılıyor şimdi
Oh be.. Alanya'da avukat olmak daha güzelmiş