Mesajı Okuyun
Old 08-04-2015, 18:01   #2
Av. Fırat BİLBAY

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
13. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/16591
K. 2011/12147
T. 13.9.2011
• VEKALET SÖZLEŞMESİNE DAYANAN ALACAK ( Davacı Avukatın Takip Ettiği Dosyaların Davalı Tarafından Varlık Yönetimine Devredildiği/Taraflar Arasındaki Sözleşmede Tek Vekalet Ücreti Ödeneceği Hükmü Olduğu - Davacının Sarf Ettiği Emek Oranında Bilirkişi Aracılığı İle Belirleneceği )
• AVUKATIN TAKİP ETTİĞİ BANKA İCRA DOSYALARINDAN KAYNAKLANAN ÜCRETİ ( Davalı Kurumun Dosyalarını Varlık Yönetimine Devrettiği - Davacının Temlik Tarihine Kadar Davalıya Sağladığı Hukuki Yardım Nedeniyle Emek ve Mesaisine Karşılık Vekalet Ücretinin Tespit Edileceği )
• BANKANIN TÜM DOSYALARINI VARLIK YÖNETİMİNE DEVRETMESİ ( Davacı Avukatın Takip Ettiği Dosyalardan Kaynaklanan Vekalet Ücreti Alacağı - Davacının Temlik Tarihine Kadar Davalıya Sağladığı Hukuki Yardım Nedeniyle Emek ve Mesaisine Karşılık Vekalet Ücretinin Tespit Edileceği )
• BİLİRKİŞİ RAPORU ( Davacı Avukatın Takip Ettiği Dosyaların Davalı Tarafından Varlık Yönetimine Devredildiği/Taraflar Arasındaki Sözleşmede Tek Vekalet Ücreti Ödeneceği Hükmü Olduğu - Ücretin Davacının Sarf Ettiği Emek Oranında Bilirkişi Aracılığı İle Belirleneceği )
1136/m.164

ÖZET : Davacı, davalı ile imzalamış olduğu vekalet sözleşmesi gereğince icra dosyalarını takip ederken, davalının tüm dosyaları dava dışı üçüncü kişiye temlik ettiğini, vekalet ücretlerinin tahsilini istemiş, davalı ise, davacının ancak sarf etmiş olduğu emek ve mesaisi ölçüsünde, hak ve nesafete göre vekalet ücreti talep edebileceğini savunmuştur. Ücret talep edilen takip dosyaları eldeki dosyada mevcut olmayıp, hükme esas alınan bilirkişi raporu da denetime elverişli değildir. Davalının itirazında bildirmiş olduğu söz konusu dosyalarla ilgili herhangi bir tahsilat yapılıp yapılmadığı anlaşılamadığı gibi, tahsilat yapılmışsa bu tahsilatlardan davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı da araştırılmamıştır. Ayrıca sözleşmede, aynı nedenden kaynaklanan Fon alacağının tahsili için birden fazla takip yapılması halinde, esas alacak üzerinden tek bir vekalet ücreti ödeneceği öngörülmüş olup, bilirkişi raporunda verilen bilgilere göre, sözleşmenin söz konusu bu hükmüne uygun olarak ücret hesabı yapılıp yapılmadığı da denetlenememektedir. Bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınıp, söz konusu takip dosyaları ile ilgili tahsilat yapılıp yapılmadığı ve bu tahsilatlar nedeniyle davacıya ücret ödemesi yapılıp yapılmadığı da araştırılmak suretiyle davacı avukatın, takip konusu dosyalarla ilgili vekaletin başladığı tarihten, temlikle vekaletin sona erdiği tarihe kadar, davalıya sağladığı hukuki yardım nedeniyle sarf etmiş olduğu emek ve mesaisine karşılık hak ve nesafete göre alması gereken vekalet ücretleri tespit edilmelidir.

DAVA : Taraflar arasındaki vekalet ücreti alacağı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı ve ihbar olunan avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı avukat, davalı ile imzalamış olduğu avukatlık ücret sözleşmesi gereğince, icra dosyalarını takip etmekte iken, davalının tüm dosyaları, dava dışı R… Varlık Yönetim A.Ş.'ye temlik ettiğini, söz konusu temlikle birlikte vekalet ilişkisinin de sona erdiğini, bu durumda takip ettiği dosyalar nedeniyle ihtilaf tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre 924.958,42 TL vekalet ücreti alacağının bulunduğunu, söz konusu alacağının ödenmesi için davalıya göndermiş olduğu 13.02.2008 tarihli ihtardan sonuç alamadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 7.000,00 TL vekalet ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 20.02.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı, taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinin, temlikle birlikte kendiliğinden sona erdiğini, herhangi bir azlin söz konusu olmadığını, bu nedenle vekalet ücretinin tamamının talep edilemeyeceğini, ancak sarf edilen emek ve mesaiye göre, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde uygun bir miktarda vekalet ücreti istenebileceğini, kaldı ki davacının daha önce yapılan bir kısım tahsilatlar üzerinden vekalet ücretlerini aldığını, icra dosyalarında tahsilat amacına yönelik olarak gereken işlemleri de yapmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece, alınan bilirkişi raporu gereğince davacının hak ettiği vekalet ücretinin, talep edilen miktardan daha yüksek olduğu belirtilerek, taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne, 7.000,00 TL vekalet ücreti alacağının temerrüt tarihi olan 12.03.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı ve dava ihbar olunan R… Varlık Yönetim A.Ş. tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dava ihbar olunan R… Varlık Yönetim A.Ş., davada taraf olmadığından kararı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle adı geçen tarafından verilen temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

3- Davacı, davalı ile imzalamış olduğu vekalet sözleşmesi gereğince icra dosyalarını takip ederken, davalının tüm dosyaları dava dışı üçüncü kişiye temlik ettiğini, bu nedenle dosyaları takip olanağı kalmadığını ileri sürerek, vekalet ücretlerinin tahsilini istemiş, davalı ise, davacının ancak sarf etmiş olduğu emek ve mesaisi ölçüsünde, hak ve nesafete göre vekalet ücreti talep edebileceğini savunmuştur. Bilirkişi raporundaki incelemelere göre, davacının vekil sıfatıyla takip etmiş olduğu takip dosyalarının, davalı TMSF'nin özel yapısı itibariyle, daha önce dava dışı D…bank A.Ş., Bank K… A.Ş. ve S…bank A.Ş. tarafından, genellikle 1998 ve 1999 yıllarında başlatılan takiplere ilişkin olduğu, adı geçen şirketlerin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararı ile fona devredilmesi üzerine söz konusu alacakların, davalıya geçmiş olduğu, davacı avukatın da, 05.11.2001 tarihli vekaletnameyi ibrazla, 2001 ve 2002 yıllarından itibaren davalının vekili sıfatıyla dosyaları takip etmeye başladığı, davalı tarafından dosyaların R… Varlık Yönetim A.Ş.'ye temlik edilmesi üzerine de, dosyalarda alacaklı sıfatının adı geçen şirkete geçtiği, dolayısıyla davalının, fona devredilen Bankalarla ilgili yapılan yasal düzenleme gereğince devir ve temlik aldığı alacakları, kendisinin de "hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi" çerçevesinde, R… Varlık Yönetim A.Ş.'ye devir ve temlik ettiği anlaşılmaktadır.

Takip konusu alacakların üçüncü kişiye temlik edilmesi nedeniyle, bu takiplerle ilgili olarak davacının vekalet görevi, temlik tarihi itibariyle fiilen ve hukuken sona ermiş olup, davacının talep edebileceği vekalet ücretinin tespiti için öncelikle, taraflar arasındaki 08.03.2004 tarihli sözleşme hükümleri incelenecek olursa; Sözleşmenin, "Ücret" başlıklı bölümünde, davacıya, tahsilat rakamı üzerinden kademeli olarak ücret ödeneceği belirtildiği gibi, takip ettiği dava ve takiplerdeki karşı tarafa yükletilecek vekalet ücretlerinin de ödeneceği, 8. maddesinde, Fon'un gerekli gördüğü takdirde dava ve icra takibinin her safhasında başka bir avukata vekalet vermeye yetkili olduğu, avukatın buna peşinen muvafakat etmiş sayıldığı, 9. maddesinde, sözleşmenin geçerlilik süresinin bir yıl olduğu, fesih bildiriminde bulunulmadığı takdirde sözleşmenin aynı şartlarla bir yıl uzayacağı, tarafların sözleşmeyi bir ay önceden diğer tarafa ihbar etmek suretiyle her zaman feshedebilecekleri, sözleşmenin bu hükme istinaden Fon tarafından feshedilmesi halinde avukata o güne kadar yürüttüğü dava ve icra takipleri ile ilgili olarak yapmış olduğu tahsilata göre ve bu sözleşmede belirlenen esaslar dahilinde ücret ödeneceği, yine 7A-2 son maddesinde de, aynı nedenden kaynaklanan Fon alacağının tahsili için teminatların paraya çevrilmesi dahil birden fazla takip veveya dava açılması ile bu davalardan alınacak ilamların icraya konulması halinde, esas alacak üzerinden bu sözleşmeye dayanılarak tek bir ücret ödeneceği belirtilmiştir.

Taraflar arasındaki sözleşme, davacı veya davalı tarafından feshedilmediği gibi, davacının vekaletten azledilmediği de sabittir. Bu nedenle sözleşmenin feshi halinde uygulanacak olan hükümlerin, dava konusu olayda uygulanması mümkün olmadığı gibi, davacı avukatın azli de söz konusu olmadığından, azil halinde Avukatlık Kanunu'nda öngörülen hükümlerin de uygulanması mümkün değildir. Her ne kadar davacı, vekaleten takip etmiş olduğu dosyaların üçüncü kişiye temliki suretiyle dosyaları takip olanağı kalmadığından, bu durumun "haksız azil" sayılması gerektiğini ve bu nedenle de takip etmekte olduğu işlerle ilgili tüm vekalet ücretlerinin ödenmesi gerektiğini ileri sürmüşse de, dosya alacaklarının temlik edilmiş olması, haksız azil olarak değerlendirilemeyeceğinden, temlikin, haksız azille aynı hukuki sonuçları doğurması da kabul edilemez. Öte yandan temlik alan, takip konusu dosyaların karşı tarafı değil, üçüncü kişisi durumunda olduğundan, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış bir sulh sözleşmesinden de söz edilemeyeceğinden, gerek sözleşmede, gerekse Avukatlık Kanunu'nda, sulh halinde uygulanması öngörülen hükümler de uygulanamaz.

Sonuç olarak, dava konusu olayda, sözleşmenin feshi, avukatın azli ya da sulh bulunmadığından, sözleşme ve Avukatlık Kanunu'nda düzenlenmiş olan bu durumlarda ödenmesi öngörülen vekalet ücretlerinin talep edilmesi mümkün değilse de, dava konusu dosya alacaklarının, R… Varlık A.Ş.'ye temlik edilmiş olması nedeniyle, bu dosyalar bakımından temlik tarihi itibariyle vekalet görevi fiilen sona eren, ancak bu tarihe kadar görevini yerine getiren davacı avukatın, belli bir miktar vekalet ücretine hak kazandığı da tartışmasızdır. Ne var ki davacının üzerine aldığı işleri sonuçlandırmasına engel olan ve gerek taraflar arasındaki sözleşmede, gerekse Avukatlık Kanunu'nda ayrıca düzenlenmeyen ve az yukarıda da değinildiği gibi davalının, Fon'a devredilen Bankalarla ilgili yapılan yasal düzenleme gereğince devir ve temlik aldığı alacakları, kendisinin de "hasılat paylaşımlı alacak satış vaadi sözleşmesi" çerçevesinde R… Varlık Yönetim A.Ş.'ye devir ve temlik etmiş olduğu bu özel durum nedeniyle, sözleşmeden kaynaklanan tüm vekalet ücretlerinin talep edilebileceği de kabul edilemez. Öte yandan ücret talep edilen takip dosyaları eldeki dosyada mevcut olmayıp, hükme esas alınan bilirkişi raporu da denetime elverişli değildir. Davalının itirazında bildirmiş olduğu söz konusu dosyalarla ilgili herhangi bir tahsilat yapılıp yapılmadığı anlaşılamadığı gibi, tahsilat yapılmışsa bu tahsilatlardan davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı da araştırılmamıştır. Ayrıca sözleşmede, aynı nedenden kaynaklanan Fon alacağının tahsili için birden fazla takip yapılması halinde, esas alacak üzerinden tek bir vekalet ücreti ödeneceği öngörülmüş olup, bilirkişi raporunda verilen bilgilere göre, sözleşmenin söz konusu bu hükmüne uygun olarak ücret hesabı yapılıp yapılmadığı da denetlenememektedir. O halde açıklanan tüm bu nedenlerle, öncelikle belirtilen hususlarda bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınıp, söz konusu takip dosyaları ile ilgili tahsilat yapılıp yapılmadığı ve bu tahsilatlar nedeniyle davacıya ücret ödemesi yapılıp yapılmadığı da araştırılmak suretiyle davacı avukatın, takip konusu dosyalarla ilgili vekaletin başladığı tarihten, temlikle vekaletin sona erdiği tarihe kadar, davalıya sağladığı hukuki yardım nedeniyle sarf etmiş olduğu emek ve mesaisine karşılık hak ve nesafete göre alması gereken vekalet ücretleri tespit edilip, tespit edilecek bu miktarların ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.

SONUÇ : 1. bent gereğince dava ihbar olunan R… Varlık Yönetim A.Ş.'nin temyiz dilekçesinin reddine, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, 3. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına ( BOZULMASINA ), 13.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.