Mesajı Okuyun
Old 05-04-2019, 13:07   #10
Akademisyen84

 
Varsayılan

Boşanma tabiki insanlarda eksiklik veya kusur yaratmaz. Müvekkil zaten boşanma ile sona eren ilk evliliğini ve bu evlilikten doğan 11 yaşındaki çocuğu kabul etmiş. Burada sorun ikinci evliliğin gizlenmesi ve bu şekilde müvekkilin aldatılmış olması.

Daha önce nişan öncesinde karşı taraf bankada birikmiş param var şeklinde müvekkile beyanda bulunmuş ve nişandan bir süre sonra bankada parasının olmadığı 50.000 TL lik kredi borcu olduğu öğrenilmiş. Nişanlısının bu yalanını affeden müvekkil, evlilik sürecinde söylenen yalanlar ve en son evlilik sonrası bir de böyle birşeyle karşılaşınca artık eşine karşı güven duygusunu yitirmiştir.

Sizin bahsettiğiniz şekilde konu boşanıp-boşanmamış olması değil, gerçeği gizleyerek aldatmasıdır.

Ne yazık ki 166/3 maddeye başvurma durumu söz konusu değildir zira karşı taraf süreci müvekkil aleyhine uzatma niyetindedir.


Alıntı:
Yazan Av. Erdem Akçay
Boşanma insanlarda eksiklik oluşturmaz. Boşanmak kusur yaratmaz. Ne yanılma/aldatma ne de 166/1 burada uygulanamaz kanaatindeyim. Hatta müvekiliniz evi terk ettiği için kusurlu duruma düşmüş. 166/3 çok daha iyi ve başkaca boşanma sebebi yoksa tek çözüm gibi duruyor.