Mesajı Okuyun
Old 17-09-2012, 09:11   #5
üye7160

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

10.Ceza Dairesi
Esas: 2008/12385
Karar: 2008/18058
Karar Tarihi: 01.12.2008


KULLANMAK İÇİN UYUŞTURUCU MADDE BULUNDURMAK SUÇU - SUÇA KONU MADDENİN UYUŞTURUCU YA DA UYARICI MADDE NİTELİĞİNDE OLMASI GEREKTİĞİ - MADDENİN NİTELİĞİ KONUSUNDA UZMAN BİLİRKİŞİ RAPORU ALINMASI GEREKTİĞİ

ÖZET: Yüklenen suçun oluşabilmesi için, suça konu maddenin uyuşturucu ya da uyarıcı madde niteliğinde olması gerekmektedir. Bu nedenle sanık tarafından bu nitelikte olduğu düşüncesi ile bulundurulan maddelerin, gerçekte uyuşturucu ya da uyarıcı madde olup olmadıkları konusunda alınacak uzman bilirkişi raporu, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan bir kanıt niteliğindedir.

(5271 S. K. m. 63, 134, 170, 174)

Dava: Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan şüpheli M. A. hakkında yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen Konya Cumhuriyet Başsavcılığının 18.04.2008 gün ve 2008/1615 soruşturma, 2008/5323 esas, 2008/1743 iddianame sayılı iddianamesinin, 5271 sayılı CMK.nun 174. maddesi uyarınca iadesine ilişkin Konya 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 30.04.2008 gün ve 2008/585 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itiraz üzerine, kararın yerinde görülerek itirazın reddine dair Konya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 16.05.2008 gün ve 2008/144 değişik iş sayılı kararına karşı Yüksek Adalet Bakanlığı'nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 21.07.2008 gün ve 40480 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 18.08.2008 gün ve 2008/165091 sayılı tebliğnamesi ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya ve ekleri incelendi.

Karar: Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, <Dosya kapsamına göre, Konya 3. Sulh Ceza Mahkemesince uyuşturucu madde niteliğinde bulunduğu belirtilen haplar üzerinde inceleme yapılmadığı, bu hapların uyuşturucu madde niteliğinde olup olmadığı hususunun araştırılmamış olduğu, ehil bilirkişiden rapor alınmadığı gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verilmiş ise de;

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170/3. maddesinde iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanun'un 134/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, sanığın savunmasından uyuşturucu nitelikte olduğu anlaşılan haplar üzerinde Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme sonunda düzenlenen 14.01.2008 tarihli ön ekspertiz raporunda da uyuşturucu madde olarak değerlendirilen haplarla ilgili ehil bilirkişiden rapor alınmamasının iddianamenin iadesi sebebi yapılamayacağı, 5271 sayılı Kanun'un 170/2. maddesinde yer alan <Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler.> hükmü uyarınca Cumhuriyet Savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, hapların uyuşturucu madde niteliğinde olup olmadığı hususunda ehil bilirkişiden rapor alınması hususunun mahkemesince giderilebileceği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.> denilerek, Konya 2.Asliye Ceza Mahkemesi'nin anılan kararının bozulması istenmiştir.

5271 sayılı CMK.nun 174. maddesinde iddianamenin iadesini gerektiren sebepler sayılmış, anılan maddenin (b) bendinde, <Suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan düzenlenen| iddianamenin iadesine karar verileceği belirtilmiştir.

Somut olayda, sanığın üzerinde yapılan aramada, 10 adet hap bulunmuş ve uzman olup olmadıktan belirtilmeyen iki polis memurunca düzenlenen ön ekspertiz raporunda, söz konusu hapların görünüm itibariyle amfetamin maddesi içeren ecstacy hap olduğunun değerlendirildiği belirtilmiştir.

Yüklenen suçun oluşabilmesi için, suça konu maddenin uyuşturucu ya da uyarıcı madde niteliğinde olması gerekmektedir. Bu nedenle sanık tarafından bu nitelikte olduğu düşüncesi ile bulundurulan maddelerin, gerçekte uyuşturucu ya da uyarıcı madde olup olmadıkları konusunda alınacak uzman bilirkişi raporu, suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan bir kanıt niteliğindedir. Zira sanığa uyuşturucu ya da uyarıcı niteliği bulunmayan bir hap satılmış olabileceği gibi, uzman olup olmadıkları bilinmeyen polis memurlarınca suça konu hapların, sadece görünümü itibariyle amfetamin içeren hap olduğunun değerlendirildiğinin belirtilmesi de yeterli bir kanıt olarak kabul edilemeyeceğinden, uzman bir kurum veya kuruluşa bilirkişi incelemesi yaptırılmasında zorunluluk bulunmaktadır.

Sonuç: Belirtilen nedenlerle yerinde görülmeyen kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 01.12.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)