Ben, güne, genel olarak yaşama nasıl başladığınızın başarının sırrını taşıdığı görüşündeyim.

Aslında başarı varlığa kriter değildir. Bugüne kadar başarılı olamadım şeklinde kendinize acır bir tavra bürünürseniz; bu sizin aynı tarzda devam edeceğinize garantidir. Başarı, hatta buna ölçüt maddi zenginlikse; bu herkes için mümkün inancındayım.

Uyandığınızda öncelikle size armağan yeni hayatınıza (güne) şükürle başlayın. Lavaboya yöneldiğinizde öncelikle aynayı hedef alın ve nasıl bir geçmişe sahip olursa olsun (hatalarla, kusurlarla, başarısızlıklarla...) karşınızdakine kocaman bir gülüş sergileyin.

Yüzünüze çarptığınız suyu hissedin. Dokunduğunuz herşeyin varlığından sevinç duymanız mümkün.

Dışarıya çıktığınızda derin nefesler eşliğinde göye, ağaca, güneşe bakın. Ne kadar güzel değil mi? Evrenler içinde tüm evrenleri kavrayabilme yeteneği olan inanılmaz bir varlıksınız.

O gün başınıza gelecek her mucizeyi kabule hazır olduğunuzu dile dökün. Bakmakla yetinmeyin, daha çok görün; duymak yetmez daha çok işitin.

Çok önemli bir şeyde şu:Geçmiş ve geleceği terkedin. Şu çürümüş geçmişe takılmaktan kurtulmalıyız ve de hikaye gelecek umudundan. Yaşayabileceğiniz herşey şu anda ve mevcut olduğunuz ortamda mümkün. Bulunduğunuz anı ve içinde bulunduğunuz ortamı hisserek, kabul ederek yani sevgiyle yaşadığınız ölçüde yaşamı biriktirirsiniz. Yoksa yaşam kurtarılacak ya da kazanılacak birşey değildir.

Gerisinin kendiliğinden geleceğinden kuşkunuz olmasın...