Mesajı Okuyun
Old 08-07-2022, 13:54   #2
MustafaSaidOkur

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım,

Taşınmaz satış sözleşmesinin geçerliliği, resmî şekle uyularak yapılmasına bağlıdır. Satış gösterilen fakat gerçekte bağış niteliğini haiz olan bir taşınmaz devir sözleşmesi, muvazaalı olduğu cihetle, şekle aykırılıktan dolayı kesin hükümsüz (hatta bazılarına göre, yok hükmünde) olup peşinden yapılan tescil talebi + tescilin (illîlik prensibi gereğince) aynî hakkın intikâlini gerçekleştirebilmesi mümkün değildir. Şu hâlde, somut olayda, ilgili taşınmazın, her ne kadar tapuda müteveffa adına kayıtlı bulunmasa da terekede yer aldığının kabûlü gerekmektedir. Mirasta denkleştirme (eski adıyla iade) kurumu, yalnızca geçerli hukukî işlemler bakımından tatbik edilmesi mümkün olan bir kurumdur. Öyle sanıyorum ki, satış gösterilen fakat gerçek niteliği bağış olan işlemlere dair denkleştirme kararlarına ulaşamamanızın nedeni de budur. Naçizane hukukî görüşüm, muris muvazaasına dayalı bir tapu iptâli + tescil dâvası ikâme etmeniz yönündedir.

Son olarak belirteyim ki, Yargıtay'ın atıfta bulunduğunuz ve satış gösterilen fakat gerçek niteliği bağış olan işlemlerin denkleştirmeye tâbi olmayacağına yönelik bir görüş mevcutsa, bu görüş sonuç itibariyle yerinde olmakla birlikte gerekçesi hukuken isabetsizdir. Bunun sebebi, yukarıda da belirtmiş olduğum gibi, denkleştirmenin, yalnızca hukuken geçerli işlemler bakımından mümkün olması; oysa, satış gösterilen bağış veya tam tersine, bağış gösterilen satış işlemleri, muvazaalı oldukları için zaten hükümsüzdürler ve doğal olarak, denkleştirmeye tâbi olmaları mümkün değildir.

Saygılarımla