Mesajı Okuyun
Old 17-07-2020, 09:47   #1
Turgut Aşcı

 
Varsayılan Sayıştay’ın Kamu Zararlarını Hükme Bağlama Görevinin Hukuka Uygun Olmaması

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nun 71'nci maddesinde, "Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır." diye tanımlanmıştır.

6085 sayılı Sayıştay Kanunu'nun 5'nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde de, "Genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin; gelir, gider ve mallarına ilişkin hesap ve işlemlerinin kanunlara ve diğer hukuki düzenlemelere uygun olup olmadığını denetler, sorumluların hesap ve işlemlerinden kamu zararına yol açan hususları kesin hükme bağlar." denilerek, Sayıştay'a, denetimleri sonucunda tespit etmiş olduğu kamu zararlarını hükme bağlama görevi verilmiştir.

Anayasamızın 160'ncı maddesinde Sayıştay'ın yargı görevi, sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen hükme bağlama işlerini yapmak şeklinde belirlenmiş; 6085 sayılı Kanunun 23'ncü maddesinde de, bir başkan ve altı üyeden oluşan dairelerin birer hesap mahkemesi olduğu ifade edilmiştir.
Sayıştay’ın yargılama yetkisi adli ve idari yargının yargı yetkilerine nazaran farklı özellikleri olan bir yetkidir. Hesap yargısının en önemli özelliği kusursuz (objektif) sorumluluk yargısı olmasıdır. Bu farklılık Sayıştay yargısını adli ve idari yargından ayırmaktadır. Nasıl ki adli ve idari yargı mahkemeleri hesap yargılaması yapamıyor ise, Sayıştay Dairelerinin de adli ve idari yargı alanlarına dâhil konularda yargılama yapmaması gerekiyor. Kusursuz sorumluluk için bir kimsenin başka kişiye zarar vermesi ve bu zararla zarar verenin eylemi arasında nedensellik bağının olması yeterli olmaktadır. Kusur sorumluluğunda ise, bir kimsenin başka kimseye zarar vermesinde kişisel kusurunun bulunmasıyla beraber bu davranışının hukuka aykırı olması da aranır. Kamu zararı yargılamaları kusurlu sorumluluk yargılaması olduğuna göre, Sayıştay’ın kamu zararı yargılamaları yargı yetkisine uygun düşmemektedir.

Bir başka husus da; kamu zararının hem adli yargıya hem de Sayıştay yargısına konu edilmiş olması. Kamu idarelerinin yaptırmış oldukları kontrol, denetim veya incelemeler sonucunda tespit edilen zararlardan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca kamu zararı olarak değerlendirilen alacakların tahsilinde çıkan ihtilaflar adli yargı tarafından, Sayıştay denetimleri sonucunda tespit edilen kamu zararları ise Sayıştay Daireleri tarafından hükme bağlanmaktadır. Her ne kadar Sayıştay’a bu görev 6085 sayılı Kanunla verilmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere bu görev adli yargıya aittir. Ayrıca Sayıştay’a kamu zararlarını yargılama görevi verilmiş olması yargının bütünlüğü (üniterliği) ilkesi* ile bağdaşmamaktadır.

Sonuç olarak; Sayıştay’a 6085 sayılı Sayıştay Kanunu ile verilmiş bulunan kamu zararı (kusurlu sorumluluk) yargılama görevinin hukuka uygun olmadığı değerlendirilmektedir.

Turgut AŞCI
E. Sayıştay Uzman Denetçisi

(*) Prof. Dr. Kemal Gözler, Anayasa Hukukuna Giriş, Bursa Ekin Kitabevi Yayınları, 200