Mesajı Okuyun
Old 18-09-2003, 13:24   #18
Gemici

 
Varsayılan

Sayin Paulus,

Otorite ve makam, onlara sahip olanlar icin, paylasilmasi zor olan ayricaliklardir. Özellile o makami isgal eden kimse, oturdugu koltugu dolduracak kapasitede degilse. Koltugu hak eden ve yetenegine güvenen kimsenin, koltugu kaybetme endisesi olmaz. Oturdugu koltugu hak etmeyen, sürekli olarak kendisine güc veren sihirli oyuncagini kaybetme korkusu icindedir. Bu durumda masa, koltugu koruyan bir sinir, koltukla disarisi arasina örülmüs bir duvardir. Masanin arkasinda oturan kimse, masasina elinizi dayamanizi, sinirlari yikan bir davranis, otoritesine ve koltuguna yapilan bir saldiri olarak görür ve onlari korumaya calisir.

Böyle kisiler, kendilerini emrinde olduklari, temsil ettileri, kurumla özedslestirirlerse, bilerek veya bilmeyerek sinirlari zorlayanlar yandi demektir. Bu durum, kanimca dünyanin her tarafinda var. Tek fark; bazilari cingene kizi misali, sakiz cignemekte daha beceriklidir.

Durum cocuklarin oyununu animsatiyor; bir tümsegin üstüne cikip elindeki sopayi kilic gibi havaya kaldirarak "bu kale benimdir" diye bagirmak. Kale olarak nitelendirdikleri o tümsek aslinda bahce veya tarla sahibinindir.

Bu kale benimdir davranisini baskalarina hizmet veren sivil toplum örgütlerinde ve kisilerde ve oturdugu koltugu hak eden resmi kurulus temsilcilerinde görmek biraz nadirdir kanimca. Cünkü onlar yasamlarini sürdürmelerinin ve toplumda var olmalarinin, ancak digerleri ile birlikte gerceklesebileceginin bilincindedirler. Ben muayenhanesine veya yazihanesine gelen bir hastayi veya müvekkilini masasinin önünde hazirol vaziyetinde bekletecek bir doktor veya avukat düsünemiyorum.

Durum böyle olunca da, neden kendisini makami ile özdeslestiren ve herkesin makama degilde kendisine saygi göstermesini istiyen birisinin "baskalarina hükmetme duygusunun" tatminine yardimci olalim diye düsünüyorum.

Saygilarimla