Mesajı Okuyun
Old 07-06-2008, 23:10   #7
hukukcu1985

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu

Esas: 2001/9-72
Karar: 2001/121
Karar Tarihi: 14.02.2001

ÖZET : Dava, ihbar, kıdem ve kötüniyet tazminatı ile 4046 sayılı Yasanın 21. maddesinden kaynaklanan özelleştirmeye dayalı iş kaybı tazminatı istemine ilişkindir. Özel Dairece, davanın idari yargıda görülmesi gerektiği gerekçesiyle karar bozulmuş, yerel mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Uyuşmazlığın işçi ile işveren arasında ilişkileri düzenleyen İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığına ilişkin kabulün hem 4046 sayılı Yasanın hem de 5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasası ile 1475 sayılı Yasa amacına uygun olmasına göre, İş Mahkemesinin görevli olduğuna dair direnme kararı doğrudur.

(4046 S.K. m.21) (1475 S.K. m.14)

Dava: Taraflar arasındaki "ihbar-kıdem, kötüniyet ve iş kaybı tazminatı" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ergani Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 25.2.1999 gün ve 1997/171 E.1999/50 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 19.10.1999 gün ve 1999/13143-15961 sayılı ilamiyla; ( ...1- Davalı Türkiye Çimento Sanayi A.Ş. temyizi yönünden inceleme;

Davacı işçinin, davalıya ait işyerinde sakat statüsünde çalıştığı anlaşılmaktadır. Davalı işverence kıdem ve ihbar tazminatları ödenmek suretiyle hizmet sözleşmesi feshedilmiştir. Davacı bu dava ile kötüniyet tazminatı taleb etmişse de işverenin kötüniyetli olduğu ispatlanabilmiş değildir. 4046 sayılı Kanunun 21. maddesinde sakat statüsünde olan işçilerin işten çıkarılamayacağı kuralına yer verilmişse de buna uyulmaması halinde İş ve İşçi Bulma Kurumunca ödenmesi gereken iş kaybı tazminatının iki katı oranında uygulanacağı öngörülmüştür. İşverence salt kanunda yazılı bir hükme uyulmaması kötüniyetli olduğunu göstermez. Davacının ispat edilemeyen kötüniyet tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken hüküm altına alınması hatalıdır.

2- Diğer davalı İş ve İşçi Bulma Kurumu vekilinin temyizine gelince;

Davacı işçi, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının Düzenlenmesine ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 21. maddesine dayanarak davalı İş ve İşçi Bulma Kurumu aleyhinde iş kaybı tazminatı isteği ile dava açmış ve mahkemece istek gibi hüküm kurulmuştur.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde "İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle ... işveren veya işveren vekili arasında iş aktinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi..." görevinin iş mahkemesine ait olduğu öngörülmüştür. Bu açık kural işçi ile işveren arasında doğan bir uyuşmazlığı ön koşul olarak getirmiştir. Somut olayda ise uyuşmazlık işçi ile hizmet akti ilişkisi bulunmayan ve işveren veya işveren vekili sıfatı taşımayan İş ve İşçi Bulma Kurumu arasında doğmuştur. Böyle bir uyuşmazlığın çözümlenmesi iş mahkemelerinin değil, idari yargı yerinin görev alanına girmektedir. Böyle olunca dava dilekçesinin mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Karar: Dava, ihbar, kıdem ve kötüniyet tazminatı ile 4046 sayılı Yasanın 21. maddesinden kaynaklanan özelleştirmeye dayalı iş kaybı tazminatı istemine ilişkindir.

Yerel mahkemenin davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin kararı, Özel Dairece, 4046 sayılı Yasanın 21. maddesinden kaynaklanan iş kaybı tazminatının idari yargıda görülmesi gerektiğine çoğunlukla karar verilmiş, bunun yanında kötüniyet tazminatının ispat edilemediği de vurgulanmak suretiyle mahkeme kararı bozulmuştur.

1- Uyuşmazlığın işçi ile işveren arasında ilişkileri düzenleyen İş Kanunu hükümlerinin uygulanmasından kaynaklandığına ilişkin kabulün hem 4046 sayılı Yasanın hem de 5521 sayılı İş Mahkemeleri Yasası ile 1475 sayılı Yasa amacına uygun olmasına göre, İş Mahkemesinin görevli olduğuna dair direnme kararı doğrudur. Açıklanan nedenle yerel mahkemenin direnme kararı usule ve yasaya uygun bulunmuş, onanması gerekmiştir.

2- Davanın istem kalemlerinden biri de kötüniyet tazminatına ilişkindir. Yerel mahkeme kötüniyet tazminatına hükmetmiştir. Hüküm ispatlanamadığı gerekçesiyle bozulmuştur.

Özel Dairenin iş kaybı tazminatına ilişkin az yukarıda açıklanan görevle ilgili bozma kararı karşısında bu defa kötüniyet tazminatının ispat edilemediğini belirlemesinin kabul biçimi bakımından bir bozma olduğunun kabulü gerekir.

Şu durum karşısında, kabul biçimi bakımından yapılan bozmanın niteliği de gözönünde tutulduğunda kötüniyet tazminatının dosya içerisindeki somut delillere göre dairesince yeniden değerlendirilmesi gerekir.

O nedenle kötüniyet tazminatının esastan değerlendirilmesi için bu yönle sınırlı olarak dosyanın Dairesine gönderilmesi gerekir.

Sonuç: 1- Davalı İş ve İşçi Bulma Kurumu Genel Müdürlüğü vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile göreve ilişkin direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA,

2- Kötüniyet tazminatına ilişkin hükmün temyiz incelemesi içinde dava dosyasının 9. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 14.2.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.



T.C. YARGITAY
9.Hukuk Dairesi

Esas: 2004/5936
Karar: 2005/453
Karar Tarihi: 11.01.2005

ÖZET : Davacı işçi dava dilekçesinde, davalı kurumun özelleştirilmesi sonrasında isteği dışında memuriyete atandığını belirterek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuş, aynı dilekçede nakil işleminin, davacının 4046 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca işçiye sağlanan hakkın kullanılması sonucu gerçekleştiğini açıklamıştır. Dava dilekçesindeki davacı beyanı çelişkili olup bu yöndeki belgelerin celbi uyuşmazlığın çözümü bakımından gereklidir. Davacının kendi isteği ile memuriyete geçmesi durumunda kıdem tazminatı hakkının bulunmayacağı açıktır. Ancak işçinin talebi olmaksızın işverenin tek taraflı işlemi sonucu nakil gerçekleşmişse kıdem tazminatı isteğinin şimdiki gibi kabulüne karar verilmelidir. Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.

(4046 S. K. m. 22) (1475 S. K. m. 14)

Dava: Taraflar arasındaki kıdem tazminatının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde temyizen incelenmesi davalılar avukatınca istenilmesi ve davalı ... İşletmesi A... Avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 11.01.2005 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti.Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler.Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi,gereği konuşulup düşünüldü:

Karar: 1-Mahkemece 4046 sayılı yasanın 22. maddesinden söz ederek her iki davalının da kıdem tazminatından birlikte sorumlu tutulması gerektiği yönünde karar verilmişse de, davalılardan Özelleştirme İdaresi, özelleştirme işlemlerine aracılık eden bir kurum olup işveren sıfatı bulunmamaktadır. Bu yönden adı geçen davalı yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmelidir.

2-Davacı işçi dava dilekçesinde davalı kurumun özelleştirilmesi sonrasında isteği dışında memuriyete atandığını belirterek kıdem tazminatı isteğinde bulunmuş; aynı dilekçede nakil işleminin, davacının 4046 sayılı Yasanın 22. maddesi uyarınca işçiye sağlanan hakkın kullanılması sonucu gerçekleştiğini açıklamıştır. Mahkemece, davacının kendi isteği ile memuriyete geçip geçmediği araştırılmamış ve bu yöndeki nakil evrakı ve dayanağı olan belgeler getirtilmemiştir. Gerçekten dava dilekçesindeki davacı beyanı çelişkili olup bu yöndeki belgelerin celbi uyuşmazlığın çözümü bakımından gereklidir. Davacının kendi isteği ile memuriyete geçmesi durumunda kıdem tazminatı hakkının bulunmayacağı açıktır. Ancak işçinin talebi olmaksızın işverenin tek taraflı işlemi sonucu nakil gerçekleşmişse kıdem tazminatı isteğinin şimdiki gibi kabulüne karar verilmelidir.

Mahkemece eksik incelemeyle karar verilmesi hatalı olup, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,davalı yararına takdir edilen 400 YTL. duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine,peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.01.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.