Mesajı Okuyun
Old 05-11-2009, 15:28   #24
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

''Ömür boyu çalışmış insanların alın terini ve emeklilerin üç kuruş maaşını dolandırmak'' fiilinin haksızlığı az olarak kabul edilebilir mi? Buradaki haksızlık doğum masraflarının azlığı çokluğu ile hesaplanmamalı. Fiilin kime karşı işlendiği hesaplanmalı diye düşünüyorum.

Hukukçular duygusal tepkiler yerine hukuki görüş üretmelidir. Duygusal tepkileri anneanneme bırakalım; o bu konuda bizden daha iyidir.
Çok teşekkür ederim Sn Konyalı...
Hukuki görüş demişken, haddime değil biliyorum ama bende kararın yerinde olmadığını düşünüyorum..Sonuç olarak hukuktan anlamayan ama haktan anlayan biri şu şekilde yorumlayabilir..

-Devlet yetersiz mi?
-Devlet kendini koruyamıyor mu?
-Devlet suça kendi vatandaşını teşvik ederek, birde yargıyla bunu onaylatıyor mu?
-Kararı veren hakim ya da kurul S.G.K kapsamında mı?
-Devlet vatandaşına yeterli gelmediği bir durumda vatandaş suç işlerse bu suçtan mağdur olan diğer milyonlarca vatandaşlarını yine yargı yolu nedeni ile mağdur ediyor mu?
-Miktar önemli değil, diğer S.GK lı herkesin mağdur olduğu bu durumu çözmek için bir şey yapılacak mı?

Alıntı:
Yazan Admin
Mahkeme de, Ağır Ceza Mahkemesidir, İdare Mahkemesi değil. SGK her ne kadar "devlet" gibi algılansa da, devlet değildir, sigortalılarının aidatları ile yine sigortalılarına hizmet veren bir tüzel kişiliktir. Bu kuruma karşı yapılan bir dolandırıcılık eyleminde zarara uğrayan o kuruma aidat ödeyen sigortalılardır.

Doğumda yaptıran bir sağlıkçı olarak, ''hiç gereği yokken'' bir suç işlenmiş ve bunun faturası (gerçek anlamda) diğer çalışan emek veren, aynı şekilde çocuklara sahip bir vatandaş olarak anlamam gerçekten mümkün değildir..

Suç varsa , ceza da olmalı..

Alıntı:
Yazan Admin
SSK'lılara SSK'lı olmayanların da sağlık hizmetlerinin ücretlerini ödemeleri yönünde bir ceza niteliğindedir.

Alıntı:
Yazan Adli Tip
MADDE 63-
c) Analık sebebiyle ayakta veya yatarak; hekim tarafından yapılacak muayene, hekimin göreceği lüzum üzerine teşhis için gereken klinik muayeneler, doğum, laboratuvar tetkik ve tahlilleri ile diğer tanı yöntemleri, konulan teşhise dayalı olarak yapılacak tıbbî müdahale ve tedaviler, hasta takibi, rahim tahliyesi, tıbbî sterilizasyon ve acil sağlık hizmetleri, ilgili kanunları gereğince sağlık meslek mensubu sayılanların hekimlerin kararı üzerine yapacakları tıbbî bakım ve tedaviler.


Nedeni de budur!

Teşekkür ederim Sn Adli Tip, aynen madde olarak eklediğiniz için, gebe kalan her kadın devletin güvenli kollarında gerçekten..Gebelik şüphesi bile varsa, yapılacak ilk gebelik testinden itibaren, tetkik, tahlil ve tedavi aşamasında, hatta doğumdan sonra doğan bebek 18 yaş altı kapsamında tamamen ücretsiz sağlık giderleri karşılanıyor..

Üstelik S.G.K kapsamında olanlar ilaç yüzdeleri öderken bu sigorta kapsamında olanlar ne muayene yüzdesi ne de ilaç ve tedavi yüzdesi ödemiyor..

Boşuna mı çalışıyoruz bizler, sağlık sigortamız, emeklilik haklarımız, kesintilerimize rağmen, devlet sırf bir başkası çocuk doğursun diye suç işlesin diye mi sigorta yaptırıyoruz..

Zerre kadarda olsa emeğimin bir parçasının başkasına gitmesine gönlüm razı değildir..Özellikle bunu ''hiç gereği yokken'' yapan ve durumunu da ''zor'' olarak açıklayan, aynı vatandaşlık haklarına sahip olduğum diğer vatandaşlar için..

Sadece karneyi kullanan kişi değil, karnenin kullanılmasına göz yuman herkesin (kayıt personelinin, yatış işlemini yapanın, doğum yaptıranın, faturalandırma işlemini yapanın, ve başka karne üzerinden taburcu yapan doktorun) da ağır cezada yargılanmasını isterdim..

Neden mi?

Bütün sağlıkçılara tebliğ edilen bir maddeyi ''hastanenin döner sermayesi'' ni güçlendirmek için göz yumdukları ve ''görevlerini kötüye kullandıları'' için...

Hukukçulara sormak istiyorum...

-Sizin vergilerinizin bu şekilde bana göre ''dolandırıcılıkla'' kullanılmasını siz nasıl mazur görebilirsiniz?

İyilik bazen iyilik değil, bir başkasının (bu durumda milyonlarca insanın) mağduriyetidir...

Saygılarımla...