Mesajı Okuyun
Old 03-11-2009, 23:54   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Dosyayı incelemeden, olayı bilmeden kararları eleştirmek bir tuzaktır. Tuzağı gördüğüm halde adımlarımı esirgemiyorum.

Öncelikle Yargıtay içtihatlarının zindanından çıkan mahkeme heyetini kutlarım. Ancak yanlış yerden çıktıkları kanısındayım:

Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine işlenen suçlar emeğe karşı işlenmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu bir sigorta şirketi değildir. Sosyal Güvenlik Kurumu emekçilerin sağlık ve emeklilik umududur.

Sosyal Güvenlik Kurumu devletin sosyal politikalarından sorumlu değildir. Sosyal Güvenlik Kurumu devletin organı bile değildir. Sosyal Güvenlik Kurumu emekçilerin kurumudur. Anayasal haklar Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı değil devlete karşı iddia edilmelidir.

Başkalarının emek birikimine el uzatmayı hiç bir neden haklı göstermez. Sanığın anayasal hakları da sanığı haklı çıkarmaz. Duygusal açıdan bakılsa bile dolandırıcılığı düşünebilen ve hatta becerebilen sanığın doğum yapamayacağını düşünmek safdillik olur. Sanığın acınacak yanı bulunmamaktadır. Asıl acınacak olanlar sanık olmayanlardır.

Cezalandırma tekelini elinde tutan devlet mağduru sanıktan daha çok düşünmelidir. Mahkemeler sanığı beraat ettirirken mağduru daha da mağdur etmemelidir.

Olayın zorunluluk haline uymadığını düşündüğümden kararın hukuka uygun yanını göremiyorum. Ayrıca kem gözle bakılırsa karar suça özendirici bile sayılabilir.

İsterseniz zorunluluk halinin koşullarıyla olayı karşılaştıralım. Böylelikle konuyu hukuki çerçeveye oturtmuş oluruz:

'' TCK Madde 25 - (2) Gerek kendisine gerek başkasına ait bir hakka yönelik olup, bilerek neden olmadığı ve başka suretle korunmak olanağı bulunmayan ağır ve muhakkak bir tehlikeden kurtulmak veya başkasını kurtarmak zorunluluğu ile ve tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan vasıta arasında orantı bulunmak koşulu ile işlenen fiillerden dolayı faile ceza verilmez. ''

Maddede yazılı koşullara göre doğum
failin bilerek neden olmadığı bir tehlike değildir (doğum kontrolü)
en azından tehlike değildir (doğum milyonlarca yıldır doğal bir olaydır)
başka suretle korunma olanağı bulunmaktadır (ebe ile evde doğum)
ağır ve muhakkak bir tehlike sayılmaz (doğum milyonlarca yıldır doğal bir olaydır)

Ayrıca Ceza Muhakemesi Kanunu'nu da olayla karşılaştıralım:
''CMK 223 - (4) d) İşlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı''

''Ömür boyu çalışmış insanların alın terini ve emeklilerin üç kuruş maaşını dolandırmak'' fiilinin haksızlığı az olarak kabul edilebilir mi? Buradaki haksızlık doğum masraflarının azlığı çokluğu ile hesaplanmamalı. Fiilin kime karşı işlendiği hesaplanmalı diye düşünüyorum.

Hukukçular duygusal tepkiler yerine hukuki görüş üretmelidir. Duygusal tepkileri anneanneme bırakalım; o bu konuda bizden daha iyidir.

Saygılarımla