Mesajı Okuyun
Old 27-03-2007, 16:43   #14
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Dil somut kanıtlara dayalı kurgulanan bir iletişim aracı olmalıdır.

Bu durumda pek çok kişi, örneğin filozoflar, şairler hiç konuşmamalı, mümkünse sonsuza dek susmalı

Alıntı:
Ne güzel söylemişsiniz; benim ayrıca belirtmeme gerek kalmamış: Tümcelerde aktarılan duygulanımların içtenliğine yine tümcelere bakarak karar verme olanağı olmadığı için, başkası adına üzülmemiz konu bile edilemez. Eh; bu durumda bunu içtenlikten yoksun ve palavra olarak nitelendirmeyelim de ne yapalım?

Söylediğimin bu olmadığını siz de biliyor olmalısınız. Bunun aksini , birini adına üzülmenin abesliğinden dem vurarak, palavra olarak nitelendiren sizdiniz. Ben tümcelere olumlu ya da olumsuz yönde, dizin veya kullanılış biçimlerine bakılarak, kesinlik içeren anlam yüklemenin yanlışlığından sözettim. A şahsı kötü bir olay yaşayan B şahsına "senin uğruna üzüldüm" şeklinde tümüyle kullanımı hatalı bir cümleyle duygularını aktarabilir, ancak üzüntüsünde son derece samimi olabilir, sizin örneğinizdeki gibi C şahsı ise "senin için üzüldüm" der, ancak tümüyle samimiyetsiz olabilir. Duygu aktarımları ille de sözsüz, eyleme dayalı olarak gerçekleştirilmeli diyorsanız, dille hiç uğraşmayalım, susalım, daha iyi. Hissederek yaşayalım

Alıntı:
Başkasının ne kadar üzüldüğü veya sevindiğini ölçebiliyorsanız, buna diyebileceğim birşey yok.

Böyle bir ölçüye ihtiyaç var mı? Söylenen gerçektir ya da değildir. Bunu söylenenden başka ölçebilecek olan yoktur, ama elbette kilo hesabı söz konusu değil.

Alıntı:
Sevgiyi göstermenin sözlü veya sözsüz sonsuz yolu, yordamı varken; 'Seni seviyorum.' demek zorunda kalmayı ne kadar üretken, etkileyici ve çekici bulduğunuz size kalmış birşey

Eyleme dönüşmeyen, yahut eylemle de desteklenmeyen bir söz, fazlaca anlam ifade etmez. Ama sözsüz iletişim konusundaki ısrarınız, "İnsanlar konuşa konuşa" atasözünü literatürden silmeye yönelik bir sav

Başka sözüm yok, lütfen siz devam ediniz.