Mesajı Okuyun
Old 25-08-2006, 22:46   #4
Av.Engin Özoğul

 
Varsayılan

Sayın Balku, işin belediye bünyesinde yürütülüp yürütülmemesi işin asli nitelikte olup olmamasına etki edecek nitelikte değildir. Yargıtay kararında da belediyenin temizlik işini kendi bünyesinde yürütüp yürütmediği araştırılmamıştır. Kaldı ki bu halde işi alt işverene devretmek isteyen her işveren kendi kadrosunu iptal ederek "bünyemde bu iş yapılmıyor alt işverene devredebilirim" yoluna girerek kanun düzenlemesini etkisiz bırakır. İşin asli nitelikte olup olmadığı objektif kriterlerle belirlenir.

Bunun yanında muvazaa ile geçersizlik halinin birbirinden ayrı tutulması gerektiğini düşünüyorum. Geçersiz bir alt-asıl işveren ilişkisinin varlığı halinde ilişki yok hükmündedir ve hiç kurulmamış gibi işlem yapılmalıdır. Geçersiz bir ilişkinin varlığı halinde de işçiler baştan itibaren belediyenin işçisi olarak kabul edileceği için taşeron firmanın sorumluluğuna gidilemeyeceğini düşünüyorum. Yargıtay kararında da " Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalı Belediyeden tahsili gerektiğinin tespitine" denerek mali sonuçlar bakımından taşeron firma sorumlu tutulmamıştır.

Zamanaşımı konusunda da gözden kaçırdığım bir konuyu ekleyerek ihbar tazminatının on yıllık zamanaşımına tabi olduğunu belirteyim. Zamanaşımı konusunun temeli şudur. İş Kanununda hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu uygulanır. İş Kanununun 32. maddesinde "ücret alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır" şeklinde açık düzenleme vardır. Bu nedenle fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacakları beş yıllık zamanaşımına tabidir. Kıdem ve ihbar tazminatında zamanaşımına ilişkin özel bir düzenleme olmadığı için Borçlar Kanununa gidilmektedir. Borçlar Kanununda da bu konuda özel düzenleme olmadığı daha doğrusu olamayacağı için torba hüküm olan 125. madde uygulacaktır. 125. madde de "Bu kanunda başka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dava on senelik müruru zamana tabidir. " hükmü yer almaktadır. Şu an bilgisayarımda içtihat programı olmadığı için şirkete geçtiğimde konuyla ilgili yargıtay kararları gönderebilirim.

Asıl önemli sorunu teşkil eden ve tüm tartışmalarımızı kökten değiştirebilecek husus son sorunuzda yer almaktadır. Hangi İş Kanunu uygulancaktır?

Kanunun zaman itibariyle uygulanmasında genel kural şudur ki kanun yürürlükten kaldırılmış olsa da, yürürlükte bulunduğu süre içinde vukubulan eski olaylara uygulanır. Bu kural çerçevesinde olaya 1475 sayılı İş Kanunu uygulanacaktır ki bu durum yukarıdaki tartışmalarımızın kökten değişmesine neden olabilir. Konuyla ilgili şu an elimde kaynak bulunmayıp, yine şirkete geçtiğimde araştırıp bilgi vermek isterim.